Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Ankara'da 524., Konya'da 445., Sakarya'da 549.,

"‪#‎Ankara‬’da Sokak sokak bombalarınızı patlatsanız da VALLAHİ sizlerden zerre korkumuz yok."

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU’NUN

19 MART 2016 TARİHLİ 524.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Es Selamünaleyküm;

Değerli basın mensupları, kıymetli katılımcılar! Türkiye’de ve dünyanın neresinde olursa olsun inanç, düşünce, ifade özgürlüğü, baskı, engellemeler, insanlara yapılan tüm saldırı ve zulümlere karşı MÜSLÜMANCA tavır koyma amacıyla oluşturduğumuz platformumuzun 524.Hafta Basın Açıklamasına hoş geldiniz.

“Masun bir insanı öldüren tüm insanları öldürmüş gibidir”

Basın açıklamasını yaptığımız bu meydandan yaklaşık 600-700 metre ileride 6 gün önce hunharca bir saldırı gerçekleştirildi. Resmi makamlarca açıklanan verilere göre 37 masum insan hayatını kaybetti. 10’u yoğun bakımda olmak üzere 100 den fazla insan yaralandı. Hayatını kaybeden insanlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, kederli ailelere ve milletimize baş sağlığı dileriz.

Katliamı geçekleştiren “Esfele safilin” yani aşağılıklarında aşağısında olan bu insan görünümlü mahlûklar, şehrimizde bir vahşete imza attılar. İnsandan da aşağı varlıkların yaptıkları bu vahşi saldırıyı nefretle ve şiddetle kınıyoruz.

Ey zalimler! Şehrimizde Ulusta, Karanfil Sokakta, Kumrularda, İstasyon Önünde, Merasim Sokakta ve Kızılay meydanında bombaları patlattınız. Ankara’da Sokak sokak bombalarınızı patlatsanız da Vallahi sizlerden zerre korkumuz yok. Sizlerin yaşama sevincinizden daha çok ŞEHİT olmak isteyen ümmet var karşınızda. Ve diyoruz ki “ Eyyy Kafiler; Y E N İ L E C E K S İ N İ Z ve T O P L A N I P C E H E N N E ME S Ü R Ü K L E N E C E K S İ N İ Z”

Kızılay’da gerçekleştirilen terörist saldırıda yaşamının yitirenlerden Gazi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği son sınıf öğrencisi Feyza ACISU için Sözcü’nün sosyal medya hesabında yer alan habere yapılan yorumlar kamuoyunda şok etkisi yaptı. Feyza kardeşimizin başörtülü olduğunu gören takipçiler “Kafasındaki o çaputla herhalde astronot yetiştirmeyecekti” ve “Tesellimiz ölenlerden birisi başörtülü” yorumlar paylaşmışlardır. Sözcü Gazetesinin editörlerinin bir masum vatandaşın ölümü üzerinden bu tür yorumlara müsaade etmesi ve yine Sözcü Gazetesi sosyal medya hesabını yöneticilerinin aynı yorumlara paralel yorumlar yapması insanlık dışı faşist zihniyetlerini ortaya koyduğunu açıkça göstermiştir. Yine geçtiğimiz haftalarda Özgür Gündem gazetesinin Peygamber efendimizin “Cennet annelerin ayakları altındadır” hadisi şerifiyle alay etmiş, hadisle ilgili karikatür yayınlamışlardır. Türkiye’nin birçok ilinde özellikle doğu ve güney doğu bölgesinde Müslümanlar tepkilerini ortaya koymuş, bu kokuşmuş zihniyeti protesto etmiştir.

Her fırsatta İslam dinine alay ve hakaret eden bu iki gazete müsveddesi Sözcü ve Özgür Gündem gazetelerine çağrı yapıyoruz. “Müslümanlardan derhal özür dileyin.” Dinimize hakaret hiçbir zaman düşünce özgürlüğü şeklinde gösterilemez. Yetkili mercilerin bu iki gazete hakkında gerekli cezai müeyyide uygulanması elzemdir.

Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle katılımlarınız için teşekkür ederiz.

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU

Çekin Kirli Ellerinizi (Konya İ.Ö.P 445. Hafta Basın Açıklaması)

Konya İnanç Özgürlükleri Platformu 445. kez toplandığı Kayalıpark meydanında basın açıklaması gerçekleştirdi. Platform adına açıklama yapan Yaşar ÖZKUL ''Kirli ellerinizi kan kokan sözlerinizi, iğrenç pazarlıklarınızı çekin mazlumların üzerinden. Bu zalimlere karsı tüm İslam aleminin ortak tepki vermesini umarak bu olayların İslam ümmetine vahdet getirmesini temenni ederiz.'' dedi.

 

Açıklamanın Tam Metni:

 

Rahman, Rahim, Allah’ın adıyla

Ancak iman edip iyi işler yapanlar, Allah'ı çok çok ananlar ve haksızlığa uğratıldıklarında kendilerini savunanlar başkadır. Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akıbete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir. (Şuara 227)

Sevgili dostlar değerli basın mensupları;

Zulüm zamana mekâna ve sebeplere bağlı olarak nitelik değiştirmez yeniden her zamankinden daha fazla birlik beraberlik ve şefkate muhtaç olduğumuz bu günlerde Avrupa’nın mültecilere karşı yapmış olduğu zulümler ve çirkinlikler tüm dünya tarafından bilinmektedir. Şu bir gerçektir ki zalim her zaman zulmünü icra etmeye devam edecektir. Daha da acısı şudur ki bu olaylara dünya kamuoyu gereken tepkiyi göstermemektedir. Avrupa’nın mültecilere olan davranışlarını şiddetle kınıyoruz.

Mazlumların ahını alanlara Allah’ın azabının hak olduğunu hatırlatırız.

Cenevre görüşmeleri çerçevesinde Suriye’deki çıkar kavgaları Amerika ve Rusya arasında pazarlık unsuru olarak devam etmektedir Rusya’nın Suriye’den kara kuvvetlerini çekeceğini ilan etmesine rağmen hava savunma sistemlerini tutması ve yeniden uçak gemisi göndermesi ne kadar büyük bir çelişkidir.

Kirli ellerinizi kan kokan sözlerinizi, iğrenç pazarlıklarınızı çekin mazlumların üzerinden.

Bu zalimlere karsı tüm İslam aleminin ortak tepki vermesini umarak bu olayların İslam ümmetine vahdet getirmesini temenni ederiz

 

Tarihin bir ibret levhası olduğu sonu kan ve zulümle bitecek heyecanların bulunmadığı tevhit ve adalet üzere kurulu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 446. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah’a emanet ederiz.

 

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 10 CEMAZİYELAHİR 1437 (19.03.2016)

Çekin Kirli Ellerinizi (Konya İ.Ö.P 445. Hafta Basın Açıklaması)

Sakarya 549. Hafta: İstanbul ve Ankara'daki katliamlara protesto; ABD-Suud-İsrail şer ekseninden uzak durma çağrısı!

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, İstanbul ve Ankara’daki katliamları protesto ederek, herkesi mevcut çatışma sürecini bitirmek üzere kardeşliğin ve barışın dilini kullanmaya çağırdı.

 

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, İstanbul’da ve geçen hafta Ankara’da gerçekleşen katliamları protesto etti. 549. hafta basın açıklamasını Diriliş Saati Dergisi’nden Serdar Duman okudu. “Son dönemde gerçekleştirilen kanlı eylemlerin bu ülkenin halklarını tahrik etmeye, Güneydoğu'da devam eden çatışmaları tüm ülke sathına yaymaya dönük bir hedefinin olduğunu düşünüyoruz. Ülkemizin ana etnik unsurları olan Türk ve Kürt halklarının bu oyuna gelmemeleri için tüm kanaat önderlerinin, aydınların, alimlerin birleştirici ve barışçıl bir dili kuşanarak toplumu aydınlatmaları zorunludur.” denilen açıklamada “18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi'nin yıldönümünde bu savaşın mesajları dikkatle tekrar gözden geçirilmelidir. Çanakkale Savaşı'nın en önemli mesajı; Osmanlı topraklarında yaşayan mazlum Türk, Kürt, Arap diğer tüm Müslüman unsurların zalim emperyalist güçlere karşı birçok imkansızlıklara rağmen gösterdikleri şanlı direniştir. Çanakkale Savaşı, bu topraklarda yaşayan çeşitli etnik unsurların et ve tırnak gibi olarak ümmet bilinciyle, vahdet şiarıyla nasıl bir tarih yazabileceğinin canlı örneğidir. Bugün aynı ruhla, bu coğrafyanın tümünde barışı sağlayamazsak, yangın bölgemizi ve ülkemizi sarmaya devam edecektir.” ifadeleri kullanıldı.
 
Açıklamada, son gelişmelerin bölgesel gelişmelerden bağımsız değerlendirilemeyeceği söylenerek “Ak Parti iktidarı; Arap Baharı sürecinde Amerika, İsrail ve Batılı müttefiklerinin oyununa gelmiştir. Türkiye özellikle Suriye'de tam bir figüran gibi kullanılmış, amaç hasıl olduktan sonra da derin bir sorun yumağı ile baş başa bırakılarak kenara atılmıştır. Sonuç olarak Rusya, İran, Irak, Suriye gibi tüm komşuları ile sorunlu bir Türkiye gerçeği ile yüzleşiyoruz. Komşularımızla sorunlarımızı giderecek, barışı tesis edecek adımların acilen atılması ülkemizin içindeki sorunların çözümünü büyük ölçüde mümkün kılacaktır. Komşularımızla sorunlu olmamız kimin işine yarıyorsa, Türkiye'nin istikrarsızlığına dönük eylemler de onların işine yaramaktadır. Bu noktada özellikle Amerika, İngiltere ve İsrail istihbaratlarına dikkat çekmek istiyoruz. İkinci önemli husus ise Türkiye'nin Amerika-Suud-İsrail şer eksenine dâhil edilme çabalarıdır. Türkiye'nin bir yandan "Sünni Blok" yalanı ile İslam coğrafyasındaki Amerikan karakolu olan Suudi Arabistan ile işbirliğini, bir yandan da işgalci ve zalim Siyonist İsrail ile yakınlaşmasını öngören proje tam bir Amerikan projesidir. Türkiye'nin de Amerika-Suud-İsrail şer ekseninden uzak durmasının ülkemizin geleceği açısından kritik öneme sahip olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.” denildi. 
 
549. Hafta Basın Açıklaması
 
TÜRKİYE KOMŞULARI İLE SORUNLARINI ÇÖZMELİDİR!
 
Ankara'da 13 Şubat'ta ve bugün İstanbul’da gerçekleştirilen katliamları lanetliyoruz. Ölenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa diliyoruz.
 
Son dönemde gerçekleştirilen kanlı eylemlerin bu ülkenin halklarını tahrik etmeye, Güneydoğu'da devam eden çatışmaları tüm ülke sathına yaymaya dönük bir hedefinin olduğunu düşünüyoruz.
 
Ülkemizin ana etnik unsurları olan Türk ve Kürt halklarının bu oyuna gelmemeleri için tüm kanaat önderlerinin, aydınların, alimlerin birleştirici ve barışçıl bir dili kuşanarak toplumu aydınlatmaları zorunludur.
 
18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi'nin yıldönümünde bu savaşın mesajları dikkatle tekrar gözden geçirilmelidir. Çanakkale Savaşı'nın en önemli mesajı; Osmanlı topraklarında yaşayan mazlum Türk, Kürt, Arap diğer tüm Müslüman unsurların zalim emperyalist güçlere karşı birçok imkansızlıklara rağmen gösterdikleri şanlı direniştir. Çanakkale Savaşı, bu topraklarda yaşayan çeşitli etnik unsurların et ve tırnak gibi olarak ümmet bilinciyle, vahdet şiarıyla nasıl bir tarih yazabileceğinin canlı örneğidir. 
 
Bugün aynı ruhla bu topraklarda barışı ve huzuru sağlamak için ayağa kalkma zamanıdır. 
 
Tüm Ortadoğu coğrafyasının barışa ve huzura susadığı bir süreçteyiz. Bu coğrafyanın tümünde barışı sağlayamazsak, yangın bölgemizi ve ülkemizi sarmaya devam edecektir.
 
Suriye'de, Irak'ta, Yemen'de, Libya'da, Afganistan'da barışı tesis edersek, ülkemizde de barışı tesis edebiliriz. 
 
Emperyal güçlerin bu bölgedeki hedefi kaos çıkarmak ve bölgedeki sınırların yeniden çizilmesini sağlamaktır. Demokrasi, insan hakları, kitle imha silahlarının yok edilmesi gibi aldatıcı söylemlerle İslam coğrafyasını karıştıran ve iç savaşları tetikleyen iki yüzlü batı emperyalizmine karşı uyanık olmak zorundayız. 
 
Ak Parti iktidarı; Arap Baharı sürecinde Amerika, İsrail ve Batılı müttefiklerinin oyununa gelmiştir. Türkiye özellikle Suriye'de tam bir figüran gibi kullanılmış, amaç hasıl olduktan sonra da derin bir sorun yumağı ile baş başa bırakılarak kenara atılmıştır.
 
Sonuç olarak Rusya, İran, Irak, Suriye gibi tüm komşuları ile sorunlu bir Türkiye gerçeği ile yüzleşiyoruz. Komşularımızla sorunlarımızı giderecek, barışı tesis edecek adımların acilen atılması ülkemizin içindeki sorunların çözümünü büyük ölçüde mümkün kılacaktır.
 
Komşularımızla sorunlu olmamız kimin işine yarıyorsa, Türkiye'nin istikrarsızlığına dönük eylemler de onların işine yaramaktadır. Bu noktada özellikle Amerika, İngiltere ve İsrail istihbaratlarına dikkat çekmek istiyoruz. 
 
Komşularımızla ilişkilerimizde barış ve güvenin tesisi altını çizmek istediğimiz birinci husustur.
 
İkinci önemli husus ise Türkiye'nin Amerika-Suud-İsrail şer eksenine dahil edilme çabalarıdır. İsrailli yetkililer ve gazeteler Türkiye'nin bölgesinde yalnızlaşması sonucu İsrail'e yanaşmak zorunda kaldığını söylüyorlar, yazıyorlar. Türkiye'nin bir yandan "Sünni Blok" yalanı ile İslam coğrafyasındaki Amerikan karakolu olan Suudi Arabistan ile işbirliğini, bir yandan da işgalci ve zalim Siyonist İsrail ile yakınlaşmasını öngören proje tam bir Amerikan projesidir. 
 
Suudi hanedanının Sünni dünyanın liderliğine soyunduğu bir süreçten geçiyoruz.
 
Suudi yönetimi önderliğinde kurulan sözde İslam Ordusu, 200 bin asker ve yüzlerce savaş uçağı ile tatbikat yaparak Yemen direnişine gözdağı vermeye çalışıyor. Yemen'de bir seneyi aşkın süredir devam eden iç savaşta büyük çoğunluğu sivil 20 bine yakın insan öldü. Yiyecek ve ilaç ihtiyacının had safhada olduğu, açlıktan ölümlerin başladığı ve maalesef Ak Parti iktidarının zalim Suud hanedanının yanında yer alması nedeniyle medyamızda hiç yer bulamayan Yemen gerçeği ile yüz yüzeyiz. 
 
İsrail'e karşı kılını kıpırdatmayanların, Filistin direnişini yalnız bırakanların; Amerika'nın ve kendilerinin menfaatleri söz konusu olduğunda yirmiyi aşkın ülkeden asker toplamaları ümmet açısından son derece trajiktir ve düşündürücüdür. 
 
Aynı Suud yönetiminin liderliğinde kurulan ve Körfez emirliklerinin dahil olduğu Körfez İşbirliği Konseyi geçtiğimiz günlerde Hizbullah'ı terörist ilan etti. Bu kararı lanetliyoruz. Asıl teröristlerin devlet terörü uygulayan Amerika, İsrail ve Suudi Arabistan olduğunu bu meydandan bir kez daha deklare ediyoruz. 
 
Türkiye'nin de Amerika-Suud-İsrail şer ekseninden uzak durmasının ülkemizin geleceği açısından kritik öneme sahip olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. 
 
Altını çizmek istediğimiz üçüncü önemli husus ise ülkemizde barışın tesisi için etkili olabilecek tüm mekanizmaların harekete geçirilmesidir. Bu ülkede şiddet durmalıdır. Barışın tesisi için tüm yollar denenmelidir. 
 
Şiddeti övmeyen tüm yaklaşımlar ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın terör suçunun kapsamının genişletilmesine dair son açıklamaları kabul edilemez. İfade özgürlüğünü kısıtlayan her girişim bu ülkede barışı zora sokacaktır.
 
Bu ülkenin bütünlüğünü ve huzurunu bozmayacak her bakış açısı, her teklif müzakere edilebilmelidir. Yönetim biçimine, mevcut uygulamalara, bürokrasiye dair geliştirilecek eleştiriler veya yeni tekliflerin konuşulmadan boğulmaya çalışılması bu ülkenin yararına değildir.
 
İktidarın özgürlükleri kısıtlayan, güvenlik eksenli uygulamaları en üst seviyeye taşıyan, ötekileştiren politikalardan acilen vazgeçmesi gerekmektedir. Barış masasının tekrar kurulması hayati öneme haizdir.
Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi