Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Sakarya'da 531., Ankara'da 506., Konya'da 427.,

Sakarya 531. Hafta: G-20'ye Ev Sahipliği Yapmak Ağır Bir Utançtır!

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu 531. hafta eyleminde, G-20 toplantısı, Lübnan ve Fransa’daki saldırılar ve Bangladeş rejiminin Cemaat-i İslami liderlerine yönelik yeni idam kararları gündeme getirildi.

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu 531. hafta eyleminde, G-20 toplantısı, Lübnan ve Fransa’daki saldırılar ve Bangladeş rejiminin Cemaat-i İslami liderlerine yönelik yeni idam kararları gündeme getirildi.

Diriliş Saati Dergisi’nden Muhammed Emin Duman’ın okuduğu basın açıklamasında, Türkiye’nin G-20'ye ev sahipliği yapmasının ağır bir utanç olduğu “Durum böyle iken, G-20 isimli bu karanlık çeteden ayrılma iradesi sergileyeceğine, Antalya’da yapacağı ev sahipliğini gurur tablosu olarak takdim eden hükümet, hem faiz lobileriyle hesaplaşma iddiasını çürütmüş hem de hanesine ağır bir utancı daha yazdırmıştır” sözleriyle ifade edildi.

Lübnan ve Fransa’da ard arda meydana gelen IŞİD saldırılarına da değinen platform, bu tür saldırıların önüne geçilmesi için IŞİD’in temsil ettiği tekfirci düşüncenin panzehiri olan ‘ümmetçilik’ düşüncesinin öne çıkartılması gerektiğini vurguladı.

Son olarak Bangladeş rejiminin Cemaat-i İslami liderlerine yönelik yeni idam kararlarına değinilen açıklamada, “Sırtını bölgesel düzlemde Hindistan'a, küresel düzlemde Amerika'ya yaslayan Bangladeş rejimi kendi eliyle kendi sonunu hazırlamak istemiyorsa idamları acilen durdurmalı ve İslami kimliğe yönelik saldırgan ve faşist tutumundan vazgeçmelidir” denildi.

 

531. Hafta Basın Açıklaması

G-20'ye Ev Sahipliği Yapmak Ağır Bir Utançtır!

Kapitalist yağma düzeninin sahipleri Antalya’da bir araya geliyor.

1999’da G-20 adı altında örgütlenen ve emperyalist politikalarıyla Müslüman ve Mazlum halkların aydınlık geleceğini ipotek altına alan uluslararası ittifak, yarın Antalya’da dönem toplantısını yapacak.

Halkların ekonomik kaynaklarını sömürerek kapitalist tahakküm ağlarını günden güne derinleştiren G-20'nin en önemli hususiyeti, içinde İsrail’le ilişkisi bulunmayan tek bir devleti bile barındırmıyor olmasıdır.

İsrail’in Ortadoğu’daki işgaline ve gayr-i meşru varlığına arka çıkan bu devletler, Filistin’in ve diğer mustazaf halkların acılarını ranta çevirmekte, askeri işgaller ve vekalet savaşları yoluyla bu acıları daha da derinleştirmenin mücadelesini vermektedir.

11 Eylül olaylarını bahane ederek Ortadoğu’yu ateş topuna dönüştürenler, Afganistan’ı ve Irak’ı işgal edip, Suriye, Libya, Tunus, Mısır gibi İslam beldelerini şiddet sarmalına sürükleyenler G-20’deki lider kadronun ta kendisidir.

Durum böyle iken, G-20 isimli bu karanlık çeteden ayrılma iradesi sergileyeceğine, Antalya’da yapacağı ev sahipliğini gurur tablosu olarak takdim eden hükümet, hem faiz lobileriyle hesaplaşma iddiasını çürütmüş hem de hanesine ağır bir utancı daha yazdırmıştır.

Bizler platform olarak; Ortadoğu'daki savaşların mimarı Amerika ve köhnemiş işbirlikçisi Suudi Arabistan başta olmak üzere, ellerinden Müslüman kanı damlayan zalimleri ülkemiz topraklarında görmek istemediğimizi belirtiyor, halkımızı bu konuda farkındalık göstermeye davet ediyoruz.

Lübnan ve Fransa, ard arda gelen IŞİD saldırılarıyla sarsıldı. 

Yüzlerce kişinin ölümüne neden olan ve aziz İslam’ın imajını karalama amacı taşıyan bu saldırıları lanetliyor, hayatını kaybedenlere başsağlığı diliyoruz.

Paris saldırısının G-20 zirvesinin hemen öncesinde gerçekleşmesi oldukça manidardır. Bizlere 11 Eylül saldırısını hatırlatan, masum insanlar üzerinden oynanan bu provokasyonun akabinde Suriye’ye yönelik daha güçlü bir emperyal müdahalenin ve sivil katliamının gerçekleşmesi muhtemeldir.  

Saldırıları gerçekleştiren zihniyete gelince… Bu zihniyet İslam adına İslam’ı karalayarak emperyalistlerin emellerine hizmet etmeye devam ediyor. Yapılan bu katliamlar bu zihniyetin ne denli insaf ve vicdandan yoksun olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

Bu vesile ile şunu da hatırlatmak istiyoruz ki; IŞİD’in temsil ettiği tekfirci düşünce akımının önü alınmadan ve bu akımı besleyen siyasi odaklar ifşa edilmeden bu saldırılar son bulmayacak ve daha da büyük tahribatların yaşanması kaçınılmaz hale gelecektir. Bu nedenledir ki, İslam ülkeleri el ele vererek bu tehlikeyi bertaraf etmeye dönük önlemler almalı, tekfirciliğin panzehiri olan ümmetçiliği öne çıkartmalıdır.

Bu hafta gündeme düşen bir başka gelişme, Bangladeş rejiminin Cemaat-i İslami liderlerine yönelik yeni idam kararları oldu.

Bangladeş'in dikta rejimi, ülkede Cemaat-i İslami'yi tasfiye etmek ve İslami mücadeleyi tamamen etkisizleştirmek adına Aralık 2013'te Abdülkadir Molla'yı, Nisan 2015'te Muhammed Kamaruzzaman'ı idam etmiş, 92 yaşındaki Cemaat-i İslami lideri Gulam Azam ise hapishanede hayatını kaybetmişti. İslami kimliğe tahammül gösteremeyen Bangladeş rejiminin bu hukuksuz uygulamaları ülkedeki Müslümanları hedeflenenin aksine daha da birbirine kenetlemiş ve rejime karşı mücadelede motivasyonlarını arttırmıştı.

Bugün alınan idam kararlarının da aynı sonucu vereceği açıktır. Sırtını bölgesel düzlemde Hindistan'a, küresel düzlemde Amerika'ya yaslayan Bangladeş rejimi kendi eliyle kendi sonunu hazırlamak istemiyorsa idamları acilen durdurmalı ve İslami kimliğe yönelik saldırgan ve faşist tutumundan vazgeçmelidir.

Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi

 

 

"Katliamlar batı ülkelerine yapılınca avazınız çıktığı kadar bağırıyorsunuz. Sizlerden 150-200 kişi öldüğünde dünyayı ayağa kaldırıyorsunuz. Söz konusu Müslümanlar olunca üç maymunu oynuyorsunuz."

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU’NUN 14 KASIM 2015 TARİHLİ 506.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Es selamünaleyküm;
Değerli basın mensupları ve kıymetli katılımcılar, Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından düzenlenen 506. Hafta basın açıklamasına hoş geldiniz.

Bugün Zalim Bangladeş Hükümetinin Türkiye temsilciliğinin önündeyiz. Bu despot hükümet hiçbir zaman şiddet olaylarına karışmamış Cemaat-i İslami’nin üye ve âlimlerini asmaya devam ediyor. Bu hafta âlimlerden Cemaat-i İslaminin Genel Sekreteri Ali Ahsan Muhammed Mücahit için burada gördüğünüz gibi idam sehpaları kurulacak.
Bu idam sehpaları dünya sessiz kaldıkça ne ilk ne de son olacak…

Bangladeş’te insanlık dramı sürüyor. Zalim yönetimin Müslümanlara açtığı dava sayısı 200 bini buldu. Soruşturma sayısı 900 bini aştı. 150 bin kişi evet yanlış duymadınız 150.000 kişi cezaevine konuldu.

Ölenlerin sayısı 19 bin, yaralı sayısı ise 70 bin. Onlarca gazeteci katledildi. Onlarca gazeteci yaralı ya da kayıp. Suikastlar ve işkence sonucunda hayatlarını kaybeden insanların sayısı bilinmiyor. İşkence rutin hale gelmiş durumda.

Tutuklu kardeşlerimizi savunacak avukatlar tehdit ediliyor. Meslekten men ediliyor.
Mevcut Bangladeş hükümeti aradan 35 sene geçmesine rağmen, 35 yıl önceki Hasina yönetimine isnatlarla Müslümanları göstermelik mahkemelerle yargılıyor, infaz ediyorlar.

Ey insan hakları savunucuları, Hukukçular, Hümanistler, Demokratlar, Liberaller, tek dişi kalmış canavar Medeniyetleri !..
Katliamlar batı ülkelerine yapılınca avazınız çıktığı kadar bağırıyorsunuz.

Sizlerden 150-200 kişi öldüğünde dünyayı ayağa kaldırıyorsunuz. Söz konusu Müslümanlar olunca üç maymunu oynuyorsunuz.
Neredesiniz? Niçin sesiniz çıkmıyor?

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu olarak; biz Müslümanlar “masum bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibi gördüğümüzden” Fransa’da dün gece sivil halka karşı gerçekleşen menfur saldırıları, hukuk dışı tüm uygulamaları, baskı ve zulümleri kınadığımızı ve her zaman kesin bir tavırla insanlığa karşı işlenen tüm suçları, mazlumun kimliğine bakmaksızın tel ’in edeceğimizi ilan ediyoruz.

Ayrıca; Cumhurbaşkanı ERDOĞAN ve yeni kurulacak DAVUTOĞLU hükümetine, bu hukuksuz ve keyfi idam kararlarına sessiz kalmayarak, Bangladeşli Âlim ve Müslümanlara yapılan bu zulümleri durduracak ciddi adımlar atmalarını, uluslararası kurum ve kuruluşları harekete geçirecek girişimlerde bulunmaları çağrısını yapıyoruz.

Dolayısıyla, Bangladeş Hükümetinin bu keyfi yargı kararları, hukuksuz uygulamaları, uluslararası bir platforma taşınmalı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, İslam Konferansı Teşkilatı, D-8 ve yarın Antalya’da toplanacak G-20 ülkeleri gündemine taşıyarak ciddi, caydırıcı ve yaptırım gücü olan kararlar alınması sağlanmalıdır.

Yeryüzündeki ezilmişlerin, mustazafların yanında yer alıp, zalim müstekbirlerin karşısına dikileceğimizi buradan deklare ediyoruz. Ve hassaten, Peygamber Efendimiz (sav)’in “Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu düşmanına teslim etmez” buyurduğu üzere diyoruz ki: “Ey Müslümanlar!” gelin kardeşlerimize sahip çıkalım. Şu mübarek günlerde onlara maddi-manevi destek verelim.

Dualarımızla onların yanında yer alalım. Ve bu anlamda bizlerde Rabbimize niyaz ediyoruz:
“Ya Rab! Başta Bangladeşli kardeşlerimiz olmak üzere, Doğu Türkistan’daki, Mayammar’daki, Suriye’deki, Filistin’deki, Irak’taki, Çeçenistan’daki, Afganistan’daki, Mısır’daki ve bilumum İslam beldelerinde ki Müslüman kardeşlerimize yardım ve inayetini gönder. Onları kâfirler topluluğuna karşı galip ve muzaffer eyle. Zalimlere fırsat verme. Onları bizlerin elleriyle kahr-u perişan eylemeyi nasip eyle. Bizleri tekrar İslam’ın izzetiyle izzetlendir. İslam’ın şerefi ile şereflendir Ya Rabbi!

Zalim Bangladeş yönetiminin Ankara’da temsilciliği olan bu elçilik binasının önünden haykırıyoruz; “ Ey katiller, Ey zalimler! Mazlum Bangladeş âlimlerinin ve Rabbine tam anlamıyla teslim olmuş Bangladeşli Müslüman kardeşlerimizin yakasından o kirli ellerinizi çekin.”

Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle katılımlarınız için teşekkür ederiz.

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu

 

 

 

 

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 427. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Rahman, Rahim, Allah’ın Adıyla “Sen onların milletlerine tabi olmadıkça ne Yahudiler, ne de Hıristiyanlar senden asla hoşnut ve razı olmayacaklar.” (Bakara Suresi 120. Ayet) “Bir mümin hakkında ne ahit tanırlar ne de antlaşma. Çünkü onlar saldırganların kendileridir.”
(Tevbe suresi 10. Ayet) Sevgili dostlar, değerli basın mensupları; Türkiye de gerçekleşecek olan G20 zirvesi öncesi Fransa da eş zamanlı gerçekleşen 6 saldırı sonucu 80 ni ağır 200 yaralının ve 142 üzerinde ölü olduğu bu olayın G20 zirvesi öncesi yapılması müslümanların üzerinde yeni bir oyunun ve tezgahın başlangıcı mıdır? Bu tezgah Paris’te mültecilerin kaldığı kampın ateşe verilmesiyle Müslümanları zor günlerin beklediğinin işareti midir? Bu olaylar Suriye’ye yapılması konuşulan bir kara harekatının zeminini hazırlamak için midir? Çünkü biz bu senaryoyu 11 Eylül olayının sonrasında gerçekleşen Müslüman topraklarının işgalinde de izlemiştik. Fransa’da gazeteler Paris halkının korku dolu geceler yaşadığını yazmaktadır. 142 kişiden fazla ölünün ve yüzlerce yaralının olduğu bu saldırının ardından Fransa halkının ne durumda olduğunu ve o saldırının ardından o çaresizliklerini ve korkularını en iyi Cezayirli Müslümanlar bilir. 1945 ve 1963 yılları arasında Cezayirli Müslümanları Fransa katlederken Cezayir halkı da aynı duyguları ve korkuları yaşamıştı. Müslümanların Irakta Afganistan’da Filistin’de ve şu an Suriye’de Müslüman halkın her gün yaşadıkları korku ve çaresizliği şuan Fransa halkı yaşamaktadır. G20 zirvesine katılan ülkelerin halkı Müslüman olan ülkelerde hakimiyet ve iktidar kavgası yer altı ve yer üstü zenginliklerinin paylaşımı ve Ortadoğuda bir çok ülkenin özellikle Suriye’nin sınırları değiştirilmesi noktasında kararlar mı alınacaktır? Bu kararların Türkiye’nin ev sahibi olarak yapacağı bu toplantı sonucunda çıkacak kararlar Müslümanları lehine olmayacağı gözükmektedir. G20 öncesi ülkemizde faaliyet gösteren çeşitli İslami vakıf ve derneklere yapılan şafak baskınları bizlere göstermektedir ki mevcut hükümetin özgürlük anlayışı sadece kendi çizgileriyle sınırlıdır. Bu konuda mağdur olmuş kardeşlerimize geçmiş olsun dileriz. Halen cezaevlerinde bulunan kardeşlerimize ve ailelerine sabr-ı cemil niyaz ediyor ve en kısa sürede esaretlerinin bitmesini temenni ediyoruz. Tarihin bir ibret levhası olduğu, sonu kan ve zulümle bitecek heyecanların bulunmadığı, tevhid ve adalet üzere kurulu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 428. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah’a emanet ederiz.

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 2 Safer 1437 (14.11.2015)