Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Ankara'da 477., Sakarya'da 499.,

"Mağdur kesimin mazlum Müslüman kimlikler olması karşısında sessiz kalan devlet mekanizması yine mazlum bir şekilde katledilen Savcı Mehmet Selim KİRAZ olayının suç ortağı mesabesindedir."

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından düzenlenen 477. hafta basın açıklamasına hoş geldiniz.
"ODTÜ'de üniversite camiinde program tertip etmek isteyen öğrencilere marksist görüşlü öğrenciler tarafından taşlı, bıçaklı saldırı düzenlendi ve pekçok öğrenci darp edildi." "Gaziantep'te berber dükkanı işleten Fahri Ağca isimli kişi işyerine yapılan silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti." "İstanbul Okmeydanı'nda Muhammed Burak Sezer isminde bir genç kalabalık bir grup tarafından saldırıya uğradı ve yaralanan genç hastaneye kaldırıldı." "İstanbul Kağıthane'de bulunan Adımlar Dergisine yapılan bombalı saldırıda 1 kişi öldü 3 kişi yaralandı."
Yukarıda alıntı yaptığımız ve merkez medya tarafından nerede ise hiç görülmeyen yada görülse bile mağdur olanların suçlu ilan edildiği saldırıların ortak tarafı sol ideolojiyi benimsemiş marksist-leninist çizgideki gruplar tarafından İslami kimlikli kişi ve kurumlara karşı yapılmış olmasıdır. Bu tarz saldırılar ülke tarihi içerisinde sürekli olan saldırılar olmakla birlikte yakın dönemde özellikle Suriye ve Irak olayları sonrası artış göstermiş ve mahiyet değiştirmiştir. Baskı, yıldırma, şiddet, despotizm, diktatörlük gibi kavramlar üzerinden mevcut iktidara yüklenen ve ezilmişlik, halkların kardeşliği, demokrasi, insan hakları, eşitlik, ortak yaşam, adalet, yaşam hürriyeti söylemleri üzerinden prim toplamaya çalışan bu grupların gerçek yüzleri alıntıladığımız olaylarda bile rahatça gün yüzüne çıkmaktadır. Suriye'de halk ayaklanmaları sonrası katil Esat rejimi tarafında yer alan ve fiili bir şekilde gönüllü askerliğine soyunup halkçılıklarını ispat eden bu kesimi Suriye'nin dört bir yanında ve özellikle Banyas'ta kadın, çocuk ve ihtiyar ayırdetkemsizin silahsız insanlara karşı gerçekleştirmiş oldukları katliamlardan hatırlıyoruz. Birde emperyalizme karşı(!) Amerikan uçakları eşliğinde verdikleri uydurma destansı mücadelelerinden biliyoruz.
Müslümanlara karşı yapılan bu tarz saldırıların bireysel anlamda yapılmış saldırılar olmadığı aksine organize bir şekilde koordine edildiği ve acil bir şekilde önlem alınması gerektiğini bu platformda pek çok kez dile getirdik. Özellikle Adımlar dergisine yapılan saldırının mahiyeti olayın profesyonel bir şekilde planlandığını açıkça ortaya koymaktadır. Maalesef bahsi geçen ve benzer nitelikteki saldırılara karşın; yaşam hürriyetini teminat altına alması gereken devlet mekanizmaları sürece ilgisiz kalmış ve cürmü işleyen failler meçhul bırakılmışlardır. Adeta ateşten bir çemberle çevrilmiş olan ülkemize bu ateşin sıçramasını isteyen içeride ve dışarıda pek çok kesimin olduğu bilinmekle beraber devlet mekanizmasının daha büyük olayların habercisi niteliğinde olan bu tarz olaylara sessiz kalması ve olayların üzerine yeterince gitmemesi bizler açısından oldukça düşündürücüdür. Büyük toplumsal olaylara sebebiyet verebilecek bu olayların önüne engel, yine bu ülkenin feraset sahibi Müslümanlarının ortaya koymuş oldukları itidalli yaklaşımları olmuştur. Ancak bu olayların önü alınmadığı takdirde saldırılara maruz kalan kesimlerinde doğru yada yanlış yöntemlerle kendilerini savunmaya çalışabilecekleri unutulmamalıdır. Buradan hükümet yetkilileri başta olmak üzere yetkili tüm kurumlara seslenerek diyoruz ki; gereken tedbirleri bir an evvel alın, toplumsal ayrışmayı körüklemeye yönelik olduğu aşikar olan bu olayların faillerini bir an evvel bulup gereken cezai müeyyideleri uygulayın. Aksi halde ortaya çıkacak olumsuz durumların baş aktörlerinin sizler olacağınızı unutmayın. 
Yukarıda okumuş olduğumuz basın metni yaklaşık olarak 9 gün evvel hazırlamış olduğumuz basın metnidir. Maalesef bu süreç sonrasında İstanbul Cumhuriyet savcısı Mehmet Selim KİRAZ yukarıda zikretmiş olduğumuz örgütlerden biri olan DHKP-C tarafından makam odasında öldürülmüştür. Yine aynı gün aynı örgüt tarafından İstanbul Emniyet Müdürlüğüne silahlı saldırı olayı gerçekleştirilmiştir.
Basit ve sıradan olarak algılanan olayların Ülkelerin ve Dünyanın seyrini değiştiren büyük olayların habercisi olduğu tarihsel yaşanmışlıklarla sabitken yıllarca dile getirmiş olduğumuz hususlarda mağdur kesimin mazlum Müslüman kimlikler olması karşısında sessiz kalan devlet mekanizması yine mazlum bir şekilde katledilen Savcı Mehmet Selim KİRAZ olayının suç ortağı mesabesindedir. Devlet; ideolojisine ve siyasi kimliğine bakmaksızın her bir vatandaşının akıl, nesil, can, mal ve din emniyetini sağlamakla mükelleftir. Aksi durumda; varlık nedenini kaybeden devlet, gayr-ı meşru bir organizasyon olmanın ötesinde bir anlam ve değer taşımayacaktır. 
Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşma temennisiyle.
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU

Sakarya 499. Hafta: Ortadoğu’da Amerikan Maşası Olmaya Hayır!

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 499. hafta basın açıklamasında Türkiye ve Yemen’deki saldırılara yer verildi.

 

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 499. hafta basın açıklamasını Diriliş Saati Dergisi adınaMuhammed Emin Duman okudu. Açıklama metninde öncelikle Suud öncülüğündeki Yemen saldırına tepki gösterildi. Amerika-Suud şer eksenine ve bu eksene dâhil edilen bazı Arap ülkelerinden oluşan ittifaka dikkat çekilen açıklamada, “Gazze denince dut yemiş bülbül sessizliğine bürünen, Siyonist İsrail’e karşı bırakın ordu oluşturmayı, Siyonistlere psikolojik ve istihbari destek sunan bu Arap ülkeleri; efendileri Amerika’nın talebi üzerine Müslüman Yemen halkını katletmek adına Yemen’i havadan ve denizden bombalamanın yanında karadan da müdahalenin planlarını yapıyorlar. Ak Parti iktidarı da bu koalisyona lojistik destek vereceğini açıkladı. Bir yandan Mısır diktatörü Sisi’ye veryansın edeceksin, bir yandan da Sisi ile beraber Yemen’e müdahalenin içinde yer alacaksın. Bu ne yaman çelişkidir! Anlaşılan o ki cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suudi Arabistan ziyareti ile Türkiye bölgede yeni bir sayfa açmış durumda… Türkiye; Amerika-Suud şer eksenine dâhil edilme sürecinde… Bu eksenin önemli unsurlarından biri de Sisi’nin Mısırı” ifadelerine yer verildi.

Savcı Mehmet Kiraz’ın öldürülmesi olayına da değinilen açıklamada, “Türkiye’de geçtiğimiz hafta gerçekleşen menfur saldırılar toplumsal gerginliği arttırdı. Sevgi, hoşgörü, saygı gibi kavramların anlamını yitirdiği, ötekileştirmenin zirve yaptığı, barışın dili yerine çatışmanın dilinin hâkim olduğu zor bir süreçten geçiyoruz. Siyasilerin toplumu kamplaştırmaya hizmet eden dillerini değiştirmeleri zorunludur. Düşünce ve inançtaki sapkın olmayan farklılıklarımızı normal olarak addeden bir anlayışı topluma hâkim kılmalıyız” denildi.

 

499. Hafta Basın Açıklaması

Ortadoğu’da Amerikan Maşası Olmaya Hayır!

Amerika-Suud şer ekseni ve bu eksene dâhil edilen bazı Arap ülkelerinden oluşan ittifak, Yemen halkının üzerine bomba yağdırmaya devam ediyor.

Yıllardır Yemen’e tahakküm eden, Yemen’i bir arka bahçe olarak görmeye alışmış Amerika ve Suudi Arabistan, Yemen’deki anti-emperyalist ve anti-siyonist halk ayaklanmasına tahammül edemiyor. Denizden ve havadan yapılan bombalamalar sonucu şu ana kadar yüzlerce sivil katledildi.

Suudi Arabistan liderliğinde kurulan Arap koalisyonunda Mısır, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Ürdün, Kuveyt, Fas ve Sudan var. Bu koalisyon ülkeleri Yemen’e müdahale için ortak bir ordu kurulması üzerinde anlaştılar.

Gazze denince dut yemiş bülbül sessizliğine bürünen, Siyonist İsrail’e karşı bırakın ordu oluşturmayı, Siyonistlere psikolojik ve istihbari destek sunan bu Arap ülkeleri; efendileri Amerika’nın talebi üzerine Müslüman Yemen halkını katletmek adına Yemen’i havadan ve denizden bombalamanın yanında karadan da müdahalenin planlarını yapıyorlar.

Ak Parti iktidarı da bu koalisyona lojistik destek vereceğini açıkladı. Bir yandan Mısır diktatörü Sisi’ye veryansın edeceksin, bir yandan da Sisi ile beraber Yemen’e müdahalenin içinde yer alacaksın. Bu ne yaman çelişkidir!

 

Anlaşılan o ki cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suudi Arabistan ziyareti ile Türkiye bölgede yeni bir sayfa açmış durumda… Türkiye; Amerika-Suud şer eksenine dâhil edilme sürecinde… Bu eksenin önemli unsurlarından biri de Sisi’nin Mısırı.

Erdoğan’a Arabistan ziyaretinde rüşvet niteliğinde sunulan teklifi tahmin etmek zor değil…

Türkiye’nin cari açığını kapatmak için ihtiyacı olduğu Suud-Körfez sermayesinin musluklarının sonuna kadar açılacağı vaadi bu rüşvetin en önemli kısmını oluşturuyor. Ayrıca seçim dönemi öncesinde hükümete yönelik hiçbir psikolojik veya istihbari operasyonda yer alınmayacağı garantisinin de Amerika ve İsrail’den alındığını düşünüyoruz.

Diğer bir deyişle, bazı çıkarlar adına Yemen halkının kan ve gözyaşı dökmesine katkı sağlandı. Bu çıkar ilişkisinin hesabının çok çetin olacağını hükümete hatırlatmak istiyoruz.

Yapılan dış politika hatalarının bütün yönleriyle halkımız tarafından sorgulanacağı, iktidar medyasının oluşturmaya çalıştığı algıların yerini hakikatlerin alacağı günlerin yakın olduğuna tüm kalbimizle inanıyoruz.

Adalet yerine gücün yanında yer almayı tercih edenler için ahirette Allah’ın azabının kaçınılmaz olacağını bir kez daha hatırlatmayı görev biliyoruz.

İktidara yakın duran tüm vicdanlı insanları bu gidişe son verilmesi bağlamında harekete geçmeye davet ediyoruz.

 

Türkiye’de geçtiğimiz hafta gerçekleşen menfur saldırılar toplumsal gerginliği arttırdı. Sevgi, hoşgörü, saygı gibi kavramların anlamını yitirdiği, ötekileştirmenin zirve yaptığı, barışın dili yerine çatışmanın dilinin hâkim olduğu zor bir süreçten geçiyoruz. Siyasilerin toplumu kamplaştırmaya hizmet eden dillerini değiştirmeleri zorunludur. Düşünce ve inançtaki sapkın olmayan farklılıklarımızı normal olarak addeden bir anlayışı topluma hâkim kılmalıyız.

Zorbalığın, baskının, işkencenin olmadığı, adalet ve özgürlüklerin tesis edildiği bir toplum düzeni tüm halkımızın özlemidir. Ülkeyi yönetenlerin veya yönetmeye talip olanların bu sese kulak vermesini umutla bekliyoruz.

Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi