Abdurrahman Dilipak: Fahişe Tanrıçanın Şehri 'Yeni Babil'
Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz
Abdurrahman Dilipak /Fahişe Tanrıçanın Şehri 'Yeni Babil' /HABERVAKTİ.COM
Eski adı Babil / Babylon. Bağdat’ın güneyinde tarihte asma bahçeleri ile ünlü şehir. 2. Nebukadnezar MÖ 586 yılında Süleyman Mabedini yıkan, Kanun koyucu / Kanun yapıcı, Şehir plancılısı, Marduk Tapınağı Esagila’yı onartan Etemenanki Zigguratı’nı (Tapınak kulesini) kullanıma açan, Şehrin girişine “İştar kapısı”nı yaptıran, Babil kulesi ile şöret bulan Tanahta adı geçen kişidir. İsrailoğullarının sürgüne gittiği ülkenin kralı, Uzay, sihir, büyücülüğün ve fahişelerin şehrini kuran MÖ 600 yıllarında yaşamış bir kişi.
İştar ya da İanna MÖ 4000-3100’den beri bilinen bir Fahişe Tanrıçadır ve onlar tarafından “Cennetin Kraliçesi” olarak tanınır. Afrodit kültünün daha eski kaynağıdır. İştar tanrı Temmuz’un karısıdır. Venüs ile ilişkilendirilir.
Babil’in “Fahişe”kent oluşu biraz da İştar ile ilgilidir. “Fahşa” “Haddi aşmak” anlamına geldiği için “Haddi aşanların şehri” anlamına da gelmektedir. Bu fitne Hz. Lut zamanı ile ilişkilendirilerek kutsal mekanın kirletilmesi anlamında Babil Kudüs ile de ilişkilendirilir. Bugünde “Büyük Babil”in neresi olduğu tartışılır. Bağdat, Kudüs, Washington, Vatikan, Roma’nın başkenti olarak İstanbul’la da ilişkilendirilir.
Kıyamet teolojisinde anlatılanları çoğu Hazar denizi, Karadeniz, Basra körfezi, Doğu Akdeniz havzası ile ilgilidir. “Büyük Babil” İsrail, Roma, ABD ve İngiltere olabilir mi? Yuhanna vahyi’nde Büyük Babil’e destek veren 10 kadar ülkeden söz edilmektedir.
Vahiy'de yer alan tasvir Babil'i yabancı diyarlardan gelen krallarla zina yapan sadakatsiz bir kraliçe olarak tasvir eder. Yuhanna'yla konuşan melek ona 7 başın 7 tepe olduğunu söyler; bu da Roma şehrinin üzerine kurulduğu söylenen yedi tepeye olası bir göndermedir.
Vahiy 14:8, 17:5 ve 18:2'de bulunur. Bölüm 17. Bu tasvirde Babil, yedi başlı büyük bir canavarın üzerinde oturan zina yapan bir kadındır. Kraliyet giysileri ve mücevherler giymiştir ve alnında bir isim yazılıdır: Büyük Babil, Fahişelerin ve Yeryüzündeki iğrençliklerin anası azizlerin ve şehitlerin kanından sarhoş olduğu söylenir. Bu referanstan dolayı 'Babil'in Fahişesi' unvanı verilmiştir. Bir sembol olarak Büyük Babil, zalim, kötü ve hain olan her şeyi temsil eder. Zamanın sonunu temsil eder ve Deccal ile bağlantılıdır. Gizemlidir ve kökenleri ve anlamı hala tartışılmaktadır. Matta 24:21’de deniyor ki, “o günlerde öyle korkunç bir sıkıntı olacak ki, dünyanın başlangıcından bu yana böylesi olmamış, bundan sonra da olmayacaktır. 22 O günler kısaltılmamış olsaydı, hiç kimse kurtulamazdı. Ama seçilmiş olanlar uğruna o günler kısaltılacak.”
“Yıkıldı! Büyük Babil yıkıldı! Cinlerin barınağı, Her kötü ruhun uğrağı, Her murdar ve iğrenç kuşun sığınağı oldu. Çünkü bütün uluslar Azgın fuhşunun şarabından içtiler. Dünya kralları da Onunla fuhuş yaptılar. Dünya tüccarları Onun aşırı sefahatiyle zenginleştiler.” “Ey halkım!” diyordu. “Onun günahlarına ortak olmamak, Uğradığı belalara uğramamak için çık oradan! Çünkü üst üste yığılan günahları göğe erişti, ve Tanrı onun suçlarını anımsadı. Babil nasıl davrandıysa, karşılığını ona aynen verin, (…) Kendini yücelttiği, sefahate verdiği oranda ıstırap ve keder verin ona.” (…) “Ölüm, yas ve kıtlık– Bir gün içinde gelecek. Ateş onu yiyip bitirecek.” Onlarla birlik olan herkes onların çektiğini çekecek. “Kendisiyle fuhuş yapan ve sefahatte yaşayan dünya kralları onu yakan ateşin dumanını görünce onun için ağlayıp dövünecekler. Çektiği ıstıraptan dehşete düşecek, uzakta durup, ‘Vay başına koca kent, Vay başına güçlü kent Babil! Bir saat içinde cezanı buldun’ diyecekler. “Dünya tüccarları onun için ağlayıp yas tutuyor. Çünkü mallarını satın alacak kimse yok artık. Altını, gümüşü, değerli taşları, incileri, ince keteni, ipeği, mor ve kırmızı kumaşları, her çeşit kokulu ağacı, fildişinden yapılmış her çeşit eşyayı, en pahalı ağaçlardan, tunç, demir ve mermerden yapılmış her çeşit malı, tarçın ve kakule, buhur, güzel kokulu yağ, günnük, şarap, zeytinyağı, ince un ve buğdayı, sığırları, koyunları, atları, arabaları ve köleleri, insanların canını satın alacak kimse yok artık. “Diyecekler ki, ‘Canının çektiği meyveler elinden gitti, Bütün değerli ve göz alıcı malların yok oldu.
İnsanlar bunları bir daha göremeyecek.’ Babil'de bu malları satarak zenginleşen tüccarlar, kentin çektiği ıstıraptan dehşete düşecekler. Uzakta durup ağlayacak, yas tutacaklar. “ ‘Vay başına, vay!’ diyecekler. ‘İnce keten, mor ve kırmızı kumaş kuşanmış, Altın, değerli taş ve incilerle süslenmiş Koca kent! Onca büyük zenginlik Bir saat içinde yok oldu.’ “Gemi kaptanları, yolcular, tayfalar, denizde çalışanların hepsi, onu yakan ateşin dumanını görünce uzakta durup, ‘Koca kent gibisi var mı?’ diye feryat ettiler. Başlarına toprak döktüler, yas tutup ağlayarak feryat ettiler: ‘Vay başına koca kent, vay! Denizde gemileri olanların hepsi Onun sayesinde, onun değerli mallarıyla Zengin olmuşlardı. Kent bir saat içinde viraneye döndü.’ Ey gök, kutsallar, elçiler, peygamberler! Onun başına gelenlere sevinin! Çünkü Tanrı onu yargılayıp hakkınızı aldı.” Sonra güçlü bir melek değirmen taşına benzer büyük bir taşı kaldırıp denize atarak şöyle dedi: “Koca kent Babil de İşte böyle şiddetle atılacak Ve bir daha görülmeyecek. Artık sende lir çalanların, ezgi okuyanların, Kaval ve borazan çalanların sesi Hiç işitilmeyecek. Artık sende hiçbir el sanatının ustası bulunmayacak. Sende artık değirmen sesi duyulmayacak. Artık sende hiç kandil ışığı parlamayacak. Sende artık gelin güvey sesi duyulmayacak. Senin tüccarların dünyanın büyükleriydi. Bütün uluslar senin büyücülüğünle yoldan sapmıştı. Peygamberlerin, kutsalların ve yeryüzünde boğazlanan herkesin kanı sende bulundu.”
İncil’deki “Yok edilecek 7 Tepeli Şehir” hangi şehir. Şunlarda İstanbul’un tepeleri: Sarayburnu Sultanahmet Camii'nin bulunduğu tepe, Çemberlitaş, Süleymaniye (Beyazıt), Fatih, Yavuz Selim, Edirnekapı, Kocamustafapaşa tepesi. “Büyük Babil” Mecaz ise, bugün buna aday görünen 3 ülke var, görünmeyen tek ülke. Görünen 3 ABD, İngiltere ve AB. Görünmeyen ise, Dünya Derin Devleti. 7 Tepeli Şehir: Büyük Babil, Kadın, Fahişe sözcükleri eşanlamlıdırlar. Canavarın üzerinde oturan kadın, aynı zamanda Büyük Babil olmaktadır. Buradaki benzetmede canavarın başları birer tepe gibi gösterilir ve Büyük Babil bu tepelerde kurulmuş bir şehir olarak gösterilmiştir. Sahte dinleri temsil eden Büyük Babil yok edildiğinde "Yedi Tepeli Şehir" yıkılmış olacak. Vahiy 16: 3 kötü ruh, kralları İbranice Armagedon denilen yere topladılar. 7. melek tasını havaya boşalttı. Tapınaktaki tahttan yükselen gür bir ses, “Tamam!” dedi. O anda şimşekler çaktı, uğultular, gök gürlemeleri işitildi. Öyle büyük bir deprem oldu ki, yeryüzünde insan oldu olalı bu kadar büyük bir deprem olmamıştı. Büyük kent 3’e bölündü. Ulusların kentleri yerle bir oldu. (…) Bütün adalar ortadan kalktı, dağlar yok oldu. İnsanların üzerine gökten tanesi yaklaşık kırk kilo ağırlığında iri dolu yağdı. Dolu belası öyle korkunçtu ki, insanlar bu yüzden Tanrı'ya küfrettiler.” Vahiy 17: “Bunu anlamak için bilgelik gerek. 7 baş, kadının üzerinde oturduğu yedi tepedir; aynı zamanda yedi kraldır. Bunların beşi düştü, biri duruyor, ötekiyse henüz gelmedi. Gelince kısa süre kalması gerek. Yaşamış, ama şimdi yok olan canavarın kendisi sekizinci kraldır. O da yedilerden biridir ve yıkıma gitmektedir. Gördüğün on boynuz henüz egemenlik sürmemiş on kraldır; canavarla birlikte bir saat egemenlik sürmek üzere yetki alacaklar. Düşünce birliği içinde olan bu krallar güçlerini ve yetkilerini canavara verecekler.” İlginç değil mi, sanki G7’lerden, G 10’dan bahsediyor. G7 Almanya, ABD, AB, İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya ve Kanada. G10’da bunlara İsveç, Hollanda, Belçika ekleniyor.
Dünya’nın başına bela olan batılı ülkeleri iyi anlamak için zihinlerinin derinliklerinde oluşan fikri kaynağı olan İncil ve Tevrat’ı anlamak gerek. Savaşacaksanız da, İttifak yapacaksanız da, bunu bilmek zorundayız. Bilgi kuvvettir. Tabi bizim önce kendi hakikatimize şahitlik etmemiz gerekiyor.