Röportaj : Mustafa Seyfullah Kılıç
Şehidin yaşamı ve idealleri mücadelesi ve özel yaşamından kesitler veren muhterem Mustafa Sütçü oldukça sevecen ve acısına rağmen sıcakkanlılığını koruyan bir tavırla yaklaştı bize.
Resim alınmaması şartıyla kendisiyle yaptığımız söyleşiyi dergimizde de yayınlayabileceğimizi söyledi, kendisine teşekkür ediyoruz.
Mustafa Sütçü İlahiyat mezunu bir din görevlisi iken önce Almanya'ya ardından da İsviçre'ye giderek yerleşmiş. Burada bir Müslüman hanımla evlenmiş ve çocukları da orada doğmuş.
Mütevazi tavırlarıyla dahada çok sevdiriyor bize kendisini, bizi otobüsten indiğimiz yerde karşılayarak sürpriz yapan Mustafa amca ile beraber kısa bir hal ve hatırdan sonra evlerine doğru yol aldık.
Yanımda Oğuz Sütçü kardeşimizi cepheden tanıyan ve orada iken beraber olduğu Alman Müslüman Abdullah'ta var. Abdullah alman ordusunda görev yapmış özel bir birimde kalmış ve cephe şartlarında nasıl hareket edilmesi gerektiğini bilen inanmış bir Müslüman, tam bir Osmanlı hayranı, sapsarı sacları ve sakallarıyla Egenin yanık tenli köy çocuklarının dikkatini çekiyor, yüzünde bir gülümseme ve etrafındaki çocukların meraklı bakışlarına sempatik tavırlarla karşılık veriyor. Abdullah kardeşimizle beraber aileye Oğuz Sütçü'nün şehadetini haber verme işi bize düştü. Şehidin babası ile buluşana kadar bu şehadet haberini nasıl vereceğimizi konuşduk yol boyunca Abdullah'la beraber. Ev, Mustafa amcaların iznini geçirdikleri yer , Egenin güzel bir köyü insanlar sevecen ve yabancılara karşı baya meraklılar. Ev halkının yüzünde ne olduğunu anlamış bir ifade görüyoruz . Sultan anne rahatsızlanmış olmasına rağmen yattığı yataktan kalkıp yanımıza kadar geldi ve sıcak bir şekilde karşıladı bizi, önce yol yorgunluğunu atıp yemeklerimizi yedik hem çay faslı hemde haberi duyurma anında yutkunarakta olsa şehadet gibi bir olayın kayıp değil kazanım olduğunu anlatmaya çalışırken Sultan annenin hıçkırıkları geldi kulağımıza , ardından Mustafa amca kalkıp yanımıza geldi ve Abdullah ile beni kucakladı önce , sonrada iki rekat namaz kıldı Mustafa amca. İki gün boyunca misafir edildiğimiz evde Mustafa amcanın ailesinde tam bir Müslüman aile imajı gördük , onları dahada çok sevdik . İkinci gün şehidin babasıyla dergimizde yayınlanması için bir röportaj gerçekleştirdik , işte o röportajı sunuyoruz sizlere.
Mustafa Seyfullah Kılıç: (M. Kılıç):
Bize şehidi biraz tanıtırmısınız kimdir Oğuz Sütçü ?
Mustafa Sütçü: (M Sütçü):
Oğuz benim ikinci çocuğum 1974 doğumludur. İsviçrede doğdu. Öğreniminide orada yaptı. Elektronik üzerine eğitim aldı ve küçüklüğünden beri manevi terbiyesini almış , kardeşlerinin içinde mücadeleye kendini vermiş çevresinide bu yönde teşvik eden bir insandı.
M Kılıç:
Oğuzun cepheye gideceğini duyduğunuzda tavrınız ne oldu?
M. Sütçü:
Oğlumun Müslüman kardeşleri için bir şeyler yapma isteği her zaman vardı. Çevresinde her zaman topladığı sohbet halkasında ezilen ve işgal edilen vatanları ellerinden alınan Müslümanlar için bir şeyler yapılması gerektiğini anlatırdı. Hem ilmi hemde fiili yardım olaylarında aktif idi. Benim onda en çok sevdiğim ve takdir ettiğim özelliği ise bu işleri yaparken kendi adını kullanmamasıydı. Örneğin Çeçenistan ile ilgili bir yardım olacaksa kendisi en önde çalışır organize eder . Sonrada gerekeni yapardı sonuçta adını vermezdi bu işler için , riyakarlığı sevmezdi her fırsattada riyakarsız ibadetten bahsederdi bize . Böyle bir manevi dinamik içinde yetiştiğinden ben bir gün olup oğlumun mücadele beldelerine gideceğini biliyordum, daha evvel Çeçenistanı denemişti ama olmamıştı o nedenle üzgündü , günlerce aç susuz kaldığını hatırlıyorum bu yüzden. Annesi de bende hiçbir zaman bu faaliyetlerinde oğlumuza ''Oğlum yapma fazla sivrilme sonra başına bir iş gelir'' demedik . Onu engellersek Allah katında bizim sorumlu olacağımızı biliyorduk. Ama tabi evladımızdı o nedenle işte böyle şehadetin sıcaklığı vaktinde duygusallığımız ağır basıyor çocuklaşıyoruz. ( Ağlıyor). Somaliyle ilgili haberleri tv lerden takip ediyor ve oradakiler için dua ediyorken Oğuz bize gelip Somaliye gideceğini söyledi. Yaklaşık iki hafta kadar bir hazırlık ve bekleme süresi sonunda iki arkadaşıyla beraber yola çıktı. Bu arada şunu söylemekte fayda var , Somali konusunda en çok Cengiz isimli arkadaşının şehadeti onu etkilemişti hatta burada arkadaşlarıyla beraber Cengiz için gıyabında cenaze namazı kıldırmıştı. Velhasılı biz oğlumuz cepheye gittiği için üzülmedik aksine bir şehid kazandığımız için sevindik bir şehid babası annesi olmak herkese nasip olmaz o bizim ahirette yüzümüzün akı olacak muhakkak. Gidişine kesinlikle engel olmadık ve dua ettik arkasından.
M. Kılıç:
Somalide iken kendisiyle görüşmeniz odlumu?
M. Sütçü:
Somalide iken bir görüşmemiz olmadı. Bir ara komşu bir ülkeye geçtiğinde bizi aramıştı. Durumunun iyi olduğunu bazı kardeşleri ile buluşmak için oraya geçtiğini söylemişti. Sonradan öğrendik ki Al Maan denilen bölgede işgalcilerle çatışmaya girmişler ve bu esnada yaralanmıştı oğlum , ama bunu bize o an söylemedi ve o süre içinde kısa bir tedavi görüp toparlanmış ve tekrar Somaliye hareket etmiş son gidişindede şehit olmuş.
M. Kılıç:
Diğer çocuklarınızdan birisi de size gelip cepheye gitmek istediğini söylerse tavrınız ne olur ? Engel olurmusunuz sonuçta bir evladınızı şehid verdiniz
M. Sütçü:
Asla ! sadece Oğuz değil evlatlarımın hepsi çıkıp bize gelseler biz cepheye gidiyoruz deseler ve hepsininde şehid olacağını bilsek asla onlara engel olmayız. Oğuz bize gideceğini söyleyip geldiğinde daha bize söz hakkı vermeden şehid Hattab 'ın söylediği bir sözü aktardı bize, o an o duygusal anda biz sadece dua ettik oğlumuza , bundan sonrada evlatlarımdan isteyen cepheye gidebilir. Zor olsada bu hayatın bir imtihan kapısı olduğunun bilincindeyiz.
M. Kılıç:
Çevreniz nasıl karşıladı Oğuzun şehadetini ?
M. Sütçü:
Tepki veren çok oldu , izin verdiğimiz için bize deli gözüyle bakanlar bile var . Bu işin gereksiz bir şey olduğunu görenlerde azınlıkta değil onlar kendilerini haklı görüyorlar , bir önyargı bu , Allahtan onlara hidayet vermesini diliyorum ben. Ama destek olan bu zamanımızda yanımızda olan ve bir evlat kaybetmenin üzüntüsünü değil bir şehid kazanmanın sevincini bizimle paylaşan herkesten Allah cc razı olsun.
M. Kılıç:
Mustafa amca , röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için ve duygularınızı bize açtığınız için size teşekkür ediyoruz. Ayrıca sıcak misafirperverliğiniz içinde size ayrıca teşekkür ediyoruz. İnşaAllah firdevs-i ala'da kardeşimiz Oğuzla beraber hep birlikte buluşanlardan oluruz.
M. Sütçü:
Bende size teşekkür ediyorum.
OĞUZ SÜTÇÜ'NÜN ŞEHADETİNİ SİLAH ARKADAŞI ABDULLAH ANLATIYOR
Oğuzla beraber yanımızda bulunan Sudan'lı , Eritre'li mücahidlerle birlikte Mogadişu'ya yaklaşık olarak 12 km mesafede olan ''Dahra'' denilen mevkide ilerliyorduk. Hedefimizde Eritreli mücahidlerin irtibat kuracağı bir köy vardı buradan erzak alıp diğer mücahid gruplara katılacaktık. Dahra 'da iken birkaç kere üstümüzden ABD lilerin Awacs uçakları geçti. Bu uçaklar bölgedeki mücahid birliklerini ve askeri hareketlilikleri merkeze bildiriyor ve o bölgelere asker nakli yapılıyordu. Saklanmamıza rağmen grubumuz tesbit edildi . İlkinde iki MİG uçağı tarafından birkaç bomba atıldı yaralanan ve şehid olan olmamıştı. İlerlememize devam ettik . Sonra iki uçak daha geldi atış alanımızın dışında olduğundan bir şey yapamadık. Kısa ağaçlık bir alanda 19 kişi kendimizi gizledik .Bombardıman çok yoğundu. İlk anda Eritreli gruptan 3 kardeşimizin bulunduğu çalılığın yanına bir füze isabet etti üç kardeşimizde orada şehit oldular. Daha sonra yine Eritreli grubun olduğu başka bir çalılığın yanına bir bomba daha düştü. Kardeşlerden şehid olanlar ve yaralananlar oldu. Bu arada yaralanan bir iki kardeşin çığlıklarını duyduk. Bir tanesi kötü yaralanmıştı , bir ayağı dizkapağının olduğu yerden itibaren kopmuş tu ve bu kardeş sürünerek başka bir çalının arkasına geçmeye çalışıyordu. Çok yoğun ateş sırasında bir Eritreli ile beraber Oğuz kardeşimiz yaralı olan diğer mücahidi kurtarmak için koşmaya başladılar. Oğuzun tekbir getirdiğini duyuyordum , koruma ateşi açıp dikkatin onlardan çekilmesini istedim iki kardeşle beraber açık alana çıkıp dikkatimizi üzerimize çekmek istedik havaya boşuna ateş ediyorduk mesafemiz kısaydı. O sırada Oğuzun bulunduğu alana bir roket isabet etti her taraf toz duman oldu çok şiddetliydi. Oğuzu göremedim ama diğer kardeşin sürünerek ateş alanından çıkmaya çalıştığını gördüm . Bombardıman süresince o bölgeye yaklaşamadık. Uçaklar en sonunda hiç karşılık verilmediğini görünce çekip gittiler ardından uzun menzilli top atışları başladı ve bulunduğumuz mevki bu sefer kara topçularının hedefi haline geldi. Arkadaşlarla beraber şehid ve yaralılarımızı toplayıp bölgeden daha geriye doğru çekilmeye karar verdik. Oğuzu o zaman gördüm şehid olmuştu.. Bir kum kütlesinin içinde belden aşağısı kalmıştı silahını sıkı sıkı tutuyordu gözleri açıktı ve yüzünde bir tebessümle gökyüzüne bakıyordu"
Oguz Sütçü' nün muhterem valideleri Sultan Sütçü geçirdigi kalp krizi neticesinde Hakk'a yürüdü. Bilindigi üzere geçtigimiz ay Somalide isgalci Afrika birligine bagli uçaklarin bombardimani sonucu bölgeye yardim için giden Oguz Sütçü sehid düsmüstü. Oglunun sehadet haberi kendisine ulastirildiktan sonra dayanamayarak kalp krizi geçiren muhterem Sultan Sütçü annemizde tedavi gördügü hastanede gözlerini hayata yumdu. Merhumeye Allahtan rahmet diler yakinlarina bassagligi ve sabri cemil dileriz. Sultan Sütçünün cenazesi dün ikindi namazindan sonra Usakta topraga verildi.
Şehid Babası İle Röportaj..
Hakka Yürüyüş Dergisi'nden Mustafa Seyfullah Kılıç, geçtiğimiz ay Somali'de şehadete eren Oğuz Sütçü'nin babası, Mustafa Sütçü ile röportaj yaptı
Ortadoğu Haberleri
Condor Operasyonu: Uluslararası Cinayet Örgütü
İranlı Komutan: İşgalci İsrail Hiçbir Hedefine Ulaşamadı
Gazze’nin Doğusu ve Orta Kesimleri Topçu Ateşi Altında
Mossad Casusu İdam Edildi!
Kim Jong-un: İsrail ABD destekli terör projesidir