Yahya'nın Babasına Yapılanlar Kan Dondurdu!

Yahya'nın Babasına Yapılanlar Kan Dondurdu!

Sosyolog Yazar Bahadır Kurbanoğlu, Yahya Boylu'nun ailesi tarafından kendisine ulaştırılan mektubu kamuoyuyla paylaşarak Yahya'nın Babası Fikri Boylu'nun yaşadığı hukuksuzlukları gözler önüne serdi.

Sosyolog Yazar Bahadır Kurbanoğlu, Yahya Boylu'nun ailesi tarafından kendisine ulaştırılan mektubu kamuoyuyla paylaşarak Yahya'nın Babası Fikri Boylu'nun yaşadığı hukuksuzlukları gözler önüne serdi.  

Kurbanoğlu, "Türkiye’nin o günkü olağanüstü şartlarında, hukukun vesayetçi yapıların elinde oyuncak olduğu, JİTEM’in İslami ya da değil tüm kesimler üzerinde terör estirdiği, işkencenin, delilsiz, hukuksuz kararların rutinden sayıldığı dönemler göz önüne alındığında Fikri Boylu gibilerin durumlarının yeniden ele alınması, yeniden yargılanma taleplerinin karşılanması adalet mekanizmalarının ve bu ülkenin yöneticilerinin üzerinde ağır bir vebal olarak durmaktadır.

Hele ki Ergenekon-Balyoz gibi süreçleri siyasi-hukuki zeminde yaşamış bir ülke olarak, malum kesimlerin medya ve siyasi partiler yoluyla mağduriyetlerinin giderilmesinin siyasetin neredeyse baş gündem maddesi haline getirilmesine şahit olurken, 1990’lı yıllarda, 28 Şubat süreci öncesi ve sonrası dönemlerde siyaseten verilen mahkeme kararlarının, insanların ve özellikle İslami kesimlerin hayatlarını nasıl kararttığı herkesin malumudur. Bugün ülke yönetiminde bulunan insanların da o yıllara ait mağduriyetleri bilinmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Fikri Boylu'nun Cezaevinden gönderdiği ve hukuksuzluklar skandallarıyla dolu iddiaların yer aldığı mektup, oğlu Hüseyin Boylu'nun ifadesiyle, cezaevi yönetimi ve gardiyanlardan çekinilerek bazı bölümleri sansürlenmiş olarak yollandı. İşte 20 yıldır uğradığı hukuksuzluklar sonucunda Cezaevinde kalan Yahya'nın Babası Fikri Boylu'nun kan donduran hukuksuzlukları ifşa ettiği o mektup...

“Her türlü işkenceye maruz kaldım. 12 gün gözaltında kaldım. Ne aileme ne de avukatıma haber vermediler. Seni öldüreceğiz diyorlardı. Elektrik ve iğrenç işkenceler yaptılar. Doktora çıkardılar. Mahkemeden önce doktor hiçbir yerimi kontrol etmeden polislere kağıt verdi belli ki arkadaştılar. Ben gözaltında iken benden iki gün önce Murat Bildik adlı müslüman katl edilmişti ve bir kadın öldürülmüştü benimle aynı dosyada olan Celal Özdemire cesetler gösterilmişti ve seni öldüreceğiz demişlerdi. O da beni tanımadığı halde tanıdığını söylemişti. Celal Özdemir 17 yaşında bir çocuktu ve çok korkutmuşlardı. O da benim üzerime ifade vermişti.

Ben cezaevinden tekrar gözaltına alındım ve işkenceye bir hafta tabi oldum. Polisler hakkında dava açtım. 10, 12 polisin işkence yaptığı kanıtlandı ama savcılık 5 yıl içinde suç işlemeseler ve filan yasaya göre takipsizlik kararı verdi. İki sayfalık işkenceci polislerin ismini de gönderiyorum. Ben eylemlerin yapıldığı tarihte köyde idim. Köydeki köylüler de gelip mahkemede benim köyde olduğumu söylediler. Ama mahkeme önem vermedi ve lehime kullanmadı. Tutanaklara da almadı. Çünkü askeri hakim Mehmet Soykam emekli yarbay ceza vermek için kendi kendine karar almıştı. Bana ceza verirken kahkaha atıyor, seni çürüteceğiz diyordu.

Halbuki tüm mağdurlar gelip bunlar değildi dedi. Hakim mağdurları tehdit ediyordu bak bunlardı de! Dedi! Sonra siz yok deseniz de kamu davasıyla ceza vereceğiz diyordu.

Hakim Yb. Mahmut Soykan, 1979 – Yd- 6 (Askeri Yarbay)
C.Savcısı  Haydar Sami Kuzu 25962

Ayrıca Ben Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde 28 Şubat davasına müdahil oldum. Onlardan şikayetçiyim. Çünkü bana ceza veren hakim yarbay Mehmet Soykan İsmail Hakkı Karadayının adamıydı. Onun emriyle Ankaradan derinlerden gelen emirle ceza aldım. Ankaradan emir aldıklarını söylüyorlardı. Ben de 5. Ağır Ceza mahkemesine gittim ifade verdim davacı olduğumu belirttim. (D.bakırda)

Size bu kadar mağduriyetlerimi ve kanunları anlatan haklarımı da daha önce gönderdim.”

--

Bu mektupta anlatılamayan hususlarla ilgili Fikri Boylu’nun oğlu Hüseyin Boylu ile yaptığım görüşme sonrası, tarafımıza, buradaki ayrıntıların babası tarafından kendisine iletilen bölümlerini mail yoluyla gönderdi. İşte -noktasına virgülüne dokunmadan- o ayrıntılar:

“Babam gözaltındayken 10 ila 12 arası polis  babamın gözleri kapalı olduğu için ya 1 ya yada 2 polisin "demek sen muhterem fethullah hocayı sevmiyorsun ona karşı çıkıyorsun öylemi" diyerek diğer arkadaşlarıyla birlikte babama işkence yapmak üzre onu işkence odasına aldılar ve her biri birbirlerine birşey ısmarlarcasına :

- Elektiriğe verelim tamam hadi elektireğe verelim.

- Canım sıkıldı Filistin askısına asalım tamam hadi asalım

- Elektriğe verdikten hemen sonra soğuk su içirelim organları kül olsun  geberip gitsin pislik herif.

- Çırılçıplak soyalım hem soğuk suyla hem joplarla üstüne düşüp günün acısını çıkaralım

- Testislerine ip bağlayıp çekelim hadi çekelim.

- Penis yumurtalıklarını geberene kadar sıkalım.

- Hepimiz aynı anda dövelim kimin elinde düşerse o kazanır ona göre sert vurun ha inletin ineği.

- Yakın sigaraları küllüğümüz burda  tadını çıkara çıkara içelim söndürelim şunun üzerinde. taki paketlerimiz bitene kadar.

- Bu adam çok dayanıklıymış (küfürler ettikten sonra).. seni getirmeden önce 1 pkk'li kadını geberttik burda birde islamcı bi iti sıra sende pilin bitene kadar süren varsa ya şu önünde dosyaları imzalar herşeyi ben yaptım dersin yada sende diğerleri gibi eşşek cennetini boylarsın. ne sen uğraş ne de bizi uğraştır otur paşa paşa imzala hem bak imzalarsan hakim ve savcıya ifadelerde bize yardımcı oldu itiraf etti pişmanım dedi ayrıyeten örgüt evlerinin adreslerini  üyelerinin isimlerini ve planlarını verdi deriz 3-5 yılda çıkarsın.

Bu işkencelerden sonra cumhuriyet savcısı ve hakim babama cezayı verirken kahkaha atıyor seni çürüteceğiz ordan anca leşin çıkar. hakim babamı tanımadıklarını söyliyen sanıklara dönüp onca olayı bu yaptı değil mi onlar hayır bu değildi dedikten hemen sonra hakim bağırarak ! bana itiraz ediyorsunuz öylemi ! evet demezsiniz  kamu davasından sizi içeri tıkarım. ardından korkarak evet oydu dediler. babam defalarca benim hiç illegal ve legal örgütlerle uzaktan yakında alakam yok hele hele hizbullah örgütüyle hiç yok demesine rağmen! hakim ve savcı tekrar gülerek babamın kalemini kırdılar ve idam cezası verdiler. ! o zamanlar idam cezası yeni kalktığı için cezası 36 yıl cezaya dönüştürüldü . -hadi yine iyisin idam yok ama pisi pisine ölmek var diyerek babamı 36 yıl cezaya mahkum kıldı.” (Hürseda Haber)