'Vatandaşlıkları iade edilsin'

'Vatandaşlıkları iade edilsin'

Ermenistan'ın ilk Dışişleri Bakanı ve muhalefet lideri Raffi Hovhannisyan, Türkiye'nin Anadolu'dan ayrılmak zorunda kalan Ermenilere dönüş hakkı vermesini istedi. “Bu, ilişkilerin tesisi için pilot uygulama olabilir" dedi.

Ermenistan’ın ilk Dışişleri Bakanı ve muhalefetteki en güçlü parti olan Miras Partisi (Jarankutyun Gusagzsutyun) lideri Raffi Hovhannisyan 24 Nisan anmaları için Türkiye’de.

Hovhannisyan geçen yıl Cumhurbaşkanlığı için adaylığını koymuştu. Kökenleri Elazığ’ın Harput ilçesinden olan Hovhannisyan, ABD Ermeni diasporasının öncü isimlerinden Prof. Richard Hovhannisyan’ın oğlu.

Ermenistan’ın bağımsızlığını ilan ettiği 1991 yılında Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Levon Der Bedrosyan ilk iş olarak Türkiye’yle diplomatik ilişkilerin başlatılması için Hovhannisyan aracılığıyla girişimlerde bulunmuştu. Hovhannisyan ‘kaçırılan fırsat’ olarak tanımladığı  bu süreci, diplomatik girişimleri, Karabağ sorunu ve 1915 konusundaki düşüncelerini Al Jazeera’ya aktardı.

Neden Türkiye?

Hovhannisyan, 1991 yılında göreve geldikten hemen sonra o dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin’le görüşmelere başladığını söyledi. 

Hovhannisyan'a, Levon Der Bedrosyan Hükümeti’nin neden ilk iş olarak Türkiye’yle ilişkilere önem verdiğini soruyoruz. Şu yanıtı veriyor:

“Öncelikli olarak Türkiye komşu ülkeydi ve savunma stratejisi anlamında da Türkiye’yle ilişki önemliydi. Öte yandan Batı Ermenistan, Türkiye topraklarındaydı dolayısıyla kültürel varlıklarımız da oradaydı.”

Türkiye’nin iki önkoşulu

Ama o dönemki girişimler de sonuç vermedi. Hovhannisyan, bunu Türkiye'nin yaklaşımına bağlıyor:

“Türkiye Ermenistan’dan önkoşul olarak soykırım konusunu gündeme taşımamasını istedi, bu önkoşul kabul edilemezdi. Levon Der Bedrosyan döneminde büyük çabalar sarf edildi, ne yazık ki ikili ilişkiler için kaybedilen bir şanstı. Türkiye’nin hep önkoşulları vardı ve hep var. O gün soykırımdı bugünse Karabağ, fakat her iki konuda da ödün vermek asla mümkün değil.”

“Ermenilere geri dönüş hakkı verilmeli”

"Gelecek yıl soykırımın 100. yılı” diyen Hovhannisyan, Türkiye'nin artık bir tercih yapmak zorunda olduğunu söyledi. "Ya Ermenistan ile önkoşulsuz diplomatik süreci başlatacak ya da Ermenistan Türkiye'den taleplerini dünya kamuoyunun gündemine taşıyacak" dedi. 

Anadolu'dan gitmek zorunda bırakılan Ermenilere vatandaşlık hakkı iade edilerek ilk adımın atılabileceğini belirten Hovhannisyan, “Bu, ilişkilerin tesisi için pilot bir uygulama olabilir anavatanından kopartılanlar geri dönme şansına sahip olmalı, Türkiye bu hakkı tanımalı.” dedi.

Hovhannisyan, Başbakan Erdoğan’ın 1915 olaylarıyla ilgili 23 Nisan'da yaptığı açıklamayı ise "Erdoğan’ın açıklamalarına kesinlikle katılmıyorum. Eğer Türkiye gerçekten kararlı bir adım atmak istiyorsa soykırımın yaşandığı kabul etmeli." sözleriyle değerlendirdi.  

“Karabağ konusunda geri adım yok”

Raffi Hovhannisyan, Karabağ sorunu üzerine de, Ermenistan’ın bu konuda asla geri adım atmayacağını söyledi.

“Türkiye her fırsatta ilişkilere önkoşul olarak Karabağ’ı sürüyor, baştan beri söylüyoruz bu önkoşul asla kabul edilemez.  Kosova'dan, Abaza sorunundan çok daha önce Karabağ sorunu vardı. Bben Karabağ’ın da bağımsızlığının batı tarafından tanınması gerektiğini düşünüyorum. Ermenistan da Karabağ’ın bağımsızlığını tanımalı. Fakat Sarkisyan yönetiminden çok da umudum yok.“

“Ailemi ölümden kurtardılar”

Kökenlerinin Harput’tan olduğunu söyleyen Hovhannesyan  aile fertlerinin 1915 olaylarından Kürt bir aile tarafından kurtarıldığını anlatarak, "Büyükbabam ve büyükannem adına Ermenileri kurtaran Türk ve Ermenilere teşekkür ediyorum, onların anılarını yaşatmak önemli. Onlar Ermenileri kurtarmak için hayatlarını tehlikeye attılar.” dedi.

İstanbul’daki 24 Nisan anması

Hovhannisyan, sivil bir girişimle başlatılan İstanbul’daki 24 Nisan anmalarını takdir ettiğini, üç yıldır düzenlenen anmalara ağırlıklı olarak Türk ve Kürtlerin katıldığını söyledi. Hovhannisyan,  İstanbul Ermenilerinin, törenlere katılmaktan imtina ettiklerini söyledi ve ekledi:

“Çünkü içlerinde hâlâ korku var, onların da bu anmalara katılmaları Türkiye’nin demokratikleşme ölçütü olacak.”