Çözüm Alternatif BM

Çözüm Alternatif BM

Uluslarası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Çağrı Erhan, Türkiye’nin BM sisteminin nasıl işler hale getirilebileceği konusunda bir yol haritası oluşturması gerektiğini söyledi.

Terörist devlet İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına ve “Bücür”, “Siyonist uşağı” lakaplarıyla anılan Ban Ki-Moon’un katliam karşısındaki suskunluğuna dikkat çeken Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Birleşmiş Milletler sisteminin çöktüğünü kaydederek, “Türkiye olarak mevcut BM sisteminin iflas ettiğini ve acilen değiştirilmesi gerektiğini yüksek sesle söylüyoruz” dedi.

İşler’in çıkışını Habervaktim’e değerlendiren Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağrı Erhan, Türkiye’nin BM sisteminin nasıl işler hale getirilebileceği konusunda bir yol haritası oluşturması gerektiğini söyledi. Türkiye’nin önümüzdeki yıl için BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine müracaat ettiğini hatırlatan Erhan, bu müracaatın olumlu sonuçlanması halinde BM’nin nasıl reforme edileceğine ilişkin bir dosyanın hazırlanmasının önemine işaret etti. Erhan, Türkiye’nin Güvenlik Konseyi üyesi sıfatıyla BM’ye götüreceği dosyada, Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin veto hakkının kaldırılması, Güvenlik Konseyi’nin üye sayısının arttırılması, İslam dünyasını temsilen bir üyenin Güvenlik Konseyi’nde daimi üye yapılması, insani meselelerde Güvenlik Konseyi yerine bütün ülkelerin temsil edildiği Genel Kurul’un karar almasına imkan sağlanması gibi önerilerin yer alması gerektiğini belirtti. Prof. Erhan, bu önerilerin reddedilmesi halinde ise benzer hassasiyete sahip ülkelerle bir araya gelerek, alternatif bir örgüt için çalışmalara başlanmasının isabetli olacağını dile getirdi.

“ÖBÜR TÜRLÜ TESLİM OLUYORSUNUZ”

Seçilmesi halinde Türkiye’nin 2 yıl boyunca BM Güvenlik Konseyi’nde üye olacağını belirten Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Çağrı Erhan, mevcut sistemin çöktüğünü yüksek sesle dile getiren Türkiye’nin çözüm önerilerini içeren bir dosya hazırlamasını isteyerek, “Türkiye oraya hazırladığı dosyayla gitmeli. “Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa) veto hakkının kaldırılması lazım. Güvenlik Konseyi’nin üye sayısının arttırılması gerekir. Üyelerin 5 tanesi daimi, 10 tanesi de geçici üye. Daimi üyeler arasında bir tek İslam ülkesi yok. Dolayısıyla İslam dünyasından bir üyenin daimi üye olması lazım. Hindistan, Pakistan, Japonya ve Almanya gibi birtakım ülkelerin mutlaka orada daimi üye olarak temsil edilmesi lazım. Üçüncüsü de insani meselelerde yani bugün Gazze’de yaşananlara benzer şekilde Güvenlik Konseyi’nin değil, 196 ülkenin temsil edildiği Genel Kurul’un karar almasına imkan sağlanması gerekir. Yoksa öbür türlü siz teslim oluyorsunuz. Her şey Güvenlik Konseyi’ndeki üyelerin insafına kalıyor” dedi.

“HAYAL GİBİ GELİYOR FAKAT…”

Güvenlik Konseyi’ndeki 5 daimi üyenin ayrıcalıklarından kolay kolay vazgeçmeyeceklerinin altını çizen Erhan, şunları kaydetti: “Türkiye adım adım gitmek durumunda. Bu önerileri getirirsiniz, reddedilir muhtemelen. Ne Amerika ister hakkından vazgeçmeyi ne de Rusya. O zaman sizin gibi düşünen devletlerle oturursunuz bir alternatif dünya sistemi, örgütü hazırlıklarına girişirsiniz. Duyarlı ülkelerin liderleri derler ki; ‘adil olmayan, haksız rejime taraf olmak istemiyoruz bundan sonra. Bizim gibi düşünen devletlerle başka bir organizasyon kuracağız.’ Şimdi bunlar olmayacak şeyler değil. Hayal gibi geliyor fakat her şey böyle başlıyor. Türkiye burada kendi sesini yükseltmeye çalışıyor. Güney Amerika’da bakıyorsunuz 4-5 tane ülke var. Asya’da, Pasifik bölgesinde falan. Bunların bir araya gelecekleri bir platform oluşturulabilir. Buna engel bir mekanizma yok.”

“BU BÖYLE GELİP BÖYLE GİTMEYECEK”

“Baştan söylüyorum bu kolay bir iş değil” diyen Çağrı Erhan, şöyle konuştu: “En azından BM içerisinde mevcut durumdan rahatsız olan devletlerin seslerini daha fazla yükseltmesine ve bu 5 daimi üye üzerinde baskı oluşturmasına yarar. Hiç olmazsa bir yola çıkılmış olur. Adım adım olacağı için bugünden yarına olacak hadiseler değildir. Öylesine bir zalim sistem işliyor ki, insanlar en sonunda buna hayır diyecekler. Bu böyle gelip böyle gitmeyecek yani. Adam kalkıyor 3 bin kişinin sığınmış olduğu BM okulunu hedef gözeterek vuruyor. Biri ‘13 çocuk öldürdüm’ diyor. Öbürü çıkıyor ‘bunlara nasıl soykırım yaparız, bu nasıl mazur gösterilebilir’ diye yazı yazıyor. Üniversite profesörü, ‘Filistinli kadınlara tecavüz etmek serbest olsun’ diyor. Böyle bir manyaklıkla mücadele ediyor insanlar Filistin’de. Ama dünya kamuoyu dediğiniz bir şey varsa, vicdan varsa bu insanlar da bir gün buna hayır diyecekler. Birinin adım atması lazım. En azından birilerinin de bundan rahatsız olduğunu göstermesi lazım.”

DİLSİZ ŞEYTAN OLMAMAK İÇİN

Egemen güçlerin birlikte hareket ettiğine dikkat çeken Erhan, “Sadece BM değil dünyadaki sistem. Bir bacağı bu. Ama bir bacağı da IMF, Dünya Bankası… Sistemi öyle kurmuşlar ki; ABD, Avrupa Birliği, Rusya birbirlerine zarar vermiyorlar. Aynı şirketin hissedarı bunlar. Doğu Türkistan’da Ramazan’da oruç tutmayı yasakladı adam ya? Kimse kalkıp Çin’e bir şey söyleyebildi mi? Bunlara bir şey yapmak çok zor. Bu sistem öyle bir kurgulanmış ki… Ama hiçbir şey yapmayıp seyredelim mi? O yüzden eğer BM Güvenlik Konseyi üyeliği gerçekleşirse Türkiye’nin yapması gereken oraya elinde bir dosyayla gitmek, bu yönde çaba sarf etmek, her yerde bu sistemin reforme edilmesini dillendirmek, olmuyorsa yenisinin kurulması için girişimlerde bulunmak olacaktır” şeklinde konuştu.