Bakan Bozkır: "Cezasını Kendim Verirdim"

Bakan Bozkır: "Cezasını Kendim Verirdim"

AB Bakanı Volkan Bozkır Mersin'de vahşice katledilen Özgecan Aslan cinayeti ile ilgili olarak 'Şayet benim kızıma böyle bir olay başına gelseydi, ben elime silah alır onun cezasını kendim verirdim' dedi.

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın yakılarak öldürülmesinin ardından idam cezasının yeniden gündeme getirilmesine ilişkin, "Burada kişisel hislerle devletin reaksiyonunu ayırmak gerektiğini düşünüyorum. Şayet benim kızıma böyle bir olay başına gelseydi, ben elime silah alır onun cezasını kendim verirdim ve bunun cezasına katlanırdım. Ama devletlerin reaksiyonlarının bu şekilde olmaması gerekir" dedi.

AB Bakanı ve Başmüzakereci Bozkır'ın katılımıyla Avrupa Birliği Bakanlığı'nda Jean Monnet Kürsü Başkanları toplantısı gerçekleştirildi. Bakan Bozkır'ın başkanlığında Türkiye'nin farklı üniversitelerinden Jean Monnet Kürsü Başkanlarının katıldığı toplantıda, Erasmus, Jean Monnet Kürsü Başkanlığı faaliyetleri, Türkiye'nin yeni Avrupa Birliği stratejisi kapsamında yürütülen çalışmalar ve Türkiye'nin yeni Avrupa Birliği iletişim stratejisi çerçevesinde üniversitelerde işbirliği konularında görüş alışverişlerinde bulunuldu.

Toplantı sonrası gazetecilerin sorularını cevaplayan Bakan Bozkır, üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın öldürülmesiyle ilgili soruya, "Gerçekten Özgecan kızımızın menful bir cinayete kurban gitmesi hepimizin içini yakmıştır. Hem bir insan olarak hem de bir baba olarak beni de derinden yaralamıştır. Bundan dolayı da Özgecan'a Allah'tan rahmet diliyorum ve acılı ailesinin kederini yürekten paylaşıyorum" cevabını verdi.

Özgecan Aslan'ın yakılarak öldürülmesinin ardından kadına şiddet suçlarında cezaların artırılması ve idam cezasının yeniden getirilmesi tartışmalarına ilişkin olarak Bozkır, "İdam cezası konusunu değerlendirirken, bugün içerisinde bulunduğumuz psikoloji içinde değil, çok daha sağlıklı bir ortamda değerlendirmemizin doğru olacağını düşünüyorum. İdam cezası Türkiye'de 2000 yılında kaldırılırken uzun tartışılmış bir cezadır. 1986 yılından itibaren Türkiye'de idam cezası olmasına rağmen bu gerçekleştirilmemiştir. Burada kişisel hislerle devletin reaksiyonunu ayırmak gerektiğini düşünüyorum. Şayet benim kızıma böyle bir olay başına gelseydi, ben elime silah alır onun cezasını kendim verirdim ve bunun cezasına katlanırdım. Ama devletlerin reaksiyonlarının bu şekilde olmaması gerekir. Devlete insanı öldürmek bir anlama yakışmaz diye düşünüyorum. Devletin görevi suçluyu yakalamaktır ve hakkettiği en ağır cezayı vermektir. Devlet herkese adalet çerçevesinde yaklaşmak durumundadır. Özgecan'ı öldürenleri lanetliyorum, cezalarının son günlerini cezaevinde acı, pişmanlık ve utanç içerisinde geçirmelerini onlara verilecek en ağır ceza olduğunu düşünüyorum. Bu çerçevede de mevcut kanunlarımızdaki en ağırlaştırılmış müebbet cezasının bu tür suçlar için idam cezası yerine uygulanmasının daha doğru olacağını düşünüyorum" diye konuştu.