Atatürk biyografisinin yazarı İngiliz istihbaratçısı çıktı

Atatürk biyografisinin yazarı İngiliz istihbaratçısı çıktı

Türkiye üzerine bir gezi kitabı ve Mustafa Kemal biyografisi yazan Lord Kinross'un istihbaratçı kimliği pek ön plana çıkmaz ya da çıkkarılmaz ama Kinross, 1951'de Celal Bayar'a yazdığı mektupta bundan özellikle söz ediyor...

İngiltere’nin 1952 yılında bir Mustafa Kemal biyografisi yazması için görevlendirdiği ve Lord Kinross olarak bilinen John Patrick Balfour, esasında bir İngiliz itihbaratçısıydı. 1944-1947 yıllarında Kahire’de İngiliz Büyükelçiliğinde çalışmıştı. 1951’de Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a bir mektup yazmış, Türkiye’nin Kore’deki başarılarının İngiltere kamuoyunda yazacağı bir kitapla geniş bir alaka uyandıracağını belirterek destek talep etmişti. Bu mektubunda Kahire'de İngiliz istihbarat servislerinin şefi olarak çalıştığını söylemişti.

TYB Akademi Dergisi’nde yer alan mektupta yeni bir döneme girdiğini düşündüğü dinamik bir Türkiye’yi en ücra köşelerinden başlayarak gezip görmeyi, İngiltere ve hatta Amerika basınında üretilecek materyaller sayesinde kamuoyu oluşturulmasına katkıda bulunmayı amaçladığını ifade ediyor.

Lord Kinross’un Atatürk biyografisi ve “Osmanlı İmparatorluğunun Yükselişi ve Çöküşü” adlı eserleri bir istihbaratçı formasyonu ile bir dış göz olarak ilgi kaynağı oldu fakat istihbaratçı yönü hiç söz konusu edilmedi. Bayar’a gönderdiği mektubunda ise Kahire’de İngiliz istihbarat servislerinin şefi olarak çalıştığı anlaşılıyor.
“Within the Taurus A Journey in Asiatic Turkey “ adlı kitabını 1954’te bu mektupta ifade ettiği çerçevede yayımlayan lord Kinross, Karadeniz sahilinden Erzurum, Kars, Van, Bitlis, Diyarbakır, Mardin, Urfa, İskenderun, Konya ve Ankara’yı gezmiş ve gözlemlerini yazmıştı.

Lord Kinross’un sözü edilen mektubunun Türkçesi şöyle:

Ekselans Dr. Celal Bayar Türkiye Cumhur Başkanı       25 Ocak 1951

Ekselans,

1949 yılı sonbaharında İstanbul’a vaki olan ziyaretim esnasında sizinle tanışmak şerefine nail olmuştum ve o zaman bana Demokrat Partinin şimdi gerçekleşmekte olan ümidlerinden ve gayelerinden bahsetmiştiniz.
Bu sebeple, şahsî olmakla beraber iki memleketimizin karşılıklı menfaatlerine az derecede olsa bile taalluku bulunduğunu sandığım bir mesele için zatı devletlerini tasdi etmekte mazur olabileceğimi umuyorum.
Ziyaretim esnasında, bütün enerjisi ve zengin tenevvuu ile Türkiye bende büyük bir alaka uyandırmış ve derin bir intiba bırakmıştı. İngiltere’ye avdetimden beri, Türkiye’yi ve Türkiye’nin başarılarını ve cazip hususiyetlerini İngiliz okuyucularına daha ziyade tanıtmak gayretiyle Türkiye işlerinde bir derece ihtisas yapmışımdır.

Bu mesaiye daha daimi bir şekil verebilmek emeliyle, ayrıca Türkiye’yi umumi olarak tasvir fakat siyasi mahiyetine arızı olarak temas eden ve âlalede bir seyyah ve okuyucu için memleketi ve sakinlerini canlandıran bir kitap yazmayı tasarlamaktayım. Kanaatime göre böyle bir kitap, Kore’deki ve sair yerlerdeki Türk muvaffakiyetlerinin esasen tesiri altında bulunan ve Türkiye ile ilgilenen İngiliz halkı arasında Türkiye ye karşı geniş bir alaka uyandıracaktır. Bundan başka, eserin neşri, 1953 de İstanbul fethinin 500 üncü yıl dönümünün tes’idi ile ayni zamana getirilirse bilhassa münasip olur.

Doğrudan doğruya elde edilecek malumat ile ve sıhhatle böyle bir kitap yazabilmek için Türkiye’ye altı ay sürecek yeni bir ziyaret yapmam lazım gelecektir. Memleketin seyyahlara açık olan bütün kısımlarını görmek üzere ziyaretimi bu sene Nisandan Ekime kadar devam ettirmeyi tercih etmekteyim. Ancak memleketin genişliği ve nisbeten uzaklığı dolayısı ile böyle bir seyahatin masrafları bir İngiliz tabiinin maddi imkânları haricindedir;

Binaenaleyh o zaman İngiltere Büyük Elçiliği İstihbarat Müşaviri Mr. Allan’in tavsiyesi üzerine, hareketimden evvel Basın ve Yayın Genel Müdürü ile görüşmüştüm. Mumaileyh tasavvurumla alakadar oldu ve bende Türkiye Hükümetinin müsbet bir yardımda bulunabileceği ümidini yarattı. Bir sene sonra kendisini Londrada tekrar gördüğüm zaman bunu teyid etti ve dairesi namına beni sene içinde Türkiye’yi ziyarete davet edecek durumda olacağını umduğunu söyledi. Londra’daki Türkiye Büyük Elçiliği Basın ve Yayın Umum Müdürlüğünün böyle bir seyahati destekleyecek kaynaklara malik olmadığını şimdi bana bildirince hayal sukutuna uğradım. Mısırdaki istihbarat servislerimizin eski şefi sıfatiyle bu kararı intaç eden ameli mülahazaları takdir etmekteyim. Aynı zamanda projemden büsbütün vazgeçmeyi de hiç istemiyorum. Bu sebeple Türkiye Hükümetinin, şimdi bu ziyareti şu veya bu şekilde kolaylaştırmaya mutemayil olabileceği düşüncesiyle zatı devletlerine başvurmağa içtisar eyledim.

Başlıca endişem nakliyat ve tercüman meselesidir. Daimi bir kıymet taşıyabilecek kadar etraflı bir kitap yazabilmem için ziyaret etmek icap edecek yerlerden birçoğu demiryollarından ve şoselerden uzaktır ve otomobil ile seyahate maddi imkânlarım müsait değildir. Bundan başka Türk dilinin cahili olduğumu da utanarak itiraf ederim. Ancak hiç olmazsa bu hususlarda Hükümetden bana yardım sağlanırsa, seyahate mübaşeret imkânını şimdi bile derpiş edebileceğim.

Şurasını da ilave edeyim ki bu şekilde elde edeceğim materiyel yalnız bir kitap için değil gerek İngiltere ve gerek Amerika’da gazete makaleleri ve sair reklâm şekilleri için de tesirli suretde kullanılabilir. 
Zatı devletlerinin bu hususta yapmak isteyebileceği her şey için minnettar kalacağım. Çok bağlı olduğum ve emsalsiz vasıflarını yurtdaşlarıma anlatmağı çok istediğim bir memlekete karşı bu şekilde bir dereceye kadar hizmet edebileceğime kaniim.

Sadıkınız
Lord Kınross