Vladimir Putin'in bakış açısı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bu hafta Almanya Başbakanı Angela Merkel"e konuk olduğu sırada Süddeutsche Zeitung gazetesine verdiği demecinde Güney Osetya ve Abhazya"ya bakış açısını da anlattı. Rus lider, dolaylı olarak Güney Osetya üzerinde hak iddia ederken Güney ve Kuzey Osetya"nın durumunu 2. Dünya Savaşı sonrası bölünmüş Almanya"ya benzetti.


Putin, SSCB döneminde iki paraya ayrılıp da post-Sovyet döneminde bir parçası (Kuzey Osetya) Rusya Federasyonu içerisinde kaldığı için Gürcistan"la cebelleşen diğer parçası Güney Osetya"nın Rusya"yı yakından ilgilendirdiğini söyledi.

Putin, "Okurlarınız, Osetya'da tarih boyunca Osetya'da iki kez etnik
temizlik yapıldığını ve Osetlerin bunu Gürcistan tarafından gerçekleştirilen
soykırım olarak adlandırdıklarını biliyorlar mı? Bunlar, 1920'li yıllar ve
1980'lerin sonları. İşte esas sorun burada" diye konuştu.
Putin Osetya"nı yakın tarihine dair şu tespitleri aktardı: "Sovyet zamanında, Oset Cumhuriyeti'ni ikiye böldüler. Halkının bir bölümü, sıradağların gerisinde Kuzey Kafkasya'da kaldı. Bugün bu bölüm, Rus bölgesi, burası Kuzey Osetya. Gürcistan'a verilen bölüm ise, bugün Güney Osetya olarak adlandırılıyor. Bu tek halk, bugün ikiye bölünmüş durumda. Eski
Federal Almanya ve Demokratik Alman Cumhuriyeti arasında meydana gelen şey gibi. Bu, ikinci Dünya Savaşı'nın sonuçlarından biriydi. Osetlerin durumu ise, Sovyetler'in dağılmasının sonucudur. Bugün Oset halkı kesinlikle İkinci Dünya Savaşı"ndan sonraki Almanya ile aynı durumdadır" diye konuştu.

Rusya lideri, Abhazya konusunda, "Abhazya'da aynı şekilde, Kuzey Kafkasya'da Abhazlarla etnik olarak çok yakın sayılan birçok halk yaşıyor. Burada da insani yaklaşımla, diplomatik-politik çareler başvurulması gerekir" dedi.

"Gürcistan'ın toprak bütünlüğünü sağlamasına yardımcı olmaya hazırız. Fakat bu konuda, bunun ancak Oset halkının kendi arzusuna dayanarak yapılabileceğine dair görüş ayrılığımız var. Güç kullanarak, bunu yapmaya zorlamak olmaz" diyen Putin, dikkatli bir şekilde, insani ve diplomatik araçlarla hareket etmek gerektiğini belirtti. Moskova'nın birçok defa Tiflis'e bu yönde mesajlar verdiğini, fakat Tifis'in bu meseleyi savaşla çözmek için her şeyi yaptığını kaydetti.

Vladimir Putin, Gürcistan'ın ölçüsüz biçimde silahlandığını, önceden yapılan bütün anlaşmaları çiğnediğini, ayrılık bölgesinde sürekli provokasyonlar düzenlediğini kaydetti.

Rusya Devlet Başkanı, şimdiki ekonomik yaptırımların Tiflis'in Batılılaşma politikasının yol açtığı konusundaki iddiaları yalanladı: "Elbette hayır. Bu Gürcü halkının seçimidir. Biz ise her zaman bu seçime saygı duyuyoruz, çünkü bizim bu halkla yüzyıllardan beri süregelen bir ilişkimiz var. Zamanında Gürcistan Rus imparatorluğuna katılmayı talep etmişti. Bu halkın arzusuydu. Gürcü halkı, çok gururlu, özgürlüklerine düşkün, yetenekli bir halktır. Gürcüler de Ruslar gibi Ortodoks"tur. Birçok Gürcü Rusya'da çalışıyor ve biz ikinci vatan olarak Rusya'yı seçtikleri için gurur duyuyoruz. Onların ülkemizin kalkınmasında, Rus kültürünün gelişmesinde büyük katkıları vardır."
Moskova'nın Gürcistan'ın anti-Rus beyanlarına sabırlı bir şekilde yaklaştıklarını savunarak, konuya, "Onlar bizim subaylarımızı tutuklayarak provokasyon hareketlerine girişmeye karar verdikleri zaman, işte o zaman cevap vermek zorunda kaldık" diye açıklama getirdi.

Rus subayların Gürcistan'daki yerel seçimler öncesinde meydana geldiğine dikkat çeken Putin, "Tesadüf müydü, değimliydi bilmiyorum, ama her halükarda, bazı iç meseleleri şişirilmiş anti Rus histerisi ve savaş psikolojisi gücüyle çözmek istemeleri kabul edilemez" dedi. Putin, Rusya"nın üzerine düşeni yaparak, Gürcistan'daki askeri üssünü 2008 yılının sonuna kadar geri çekeceğini" de sözlerine ekledi.


ajanskafkas