Şeyh Naim Kasım: Amerika-İsrail'in Lübnan üzerinde söz hakkı yoktur

Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, İsrail’in saldırgan politikalarına karşı direnişin kararlılığını ve Lübnan’ın egemenlik haklarını vurgulayarak, ulusal birlik çağrısı yaptı.

Lübnan İslami Direnişi - Hizbullah'ın Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, Şehit âlimlerin anıldığı Naci ve Midad bayramında yaptığı konuşmada, İsrail’in saldırgan tutumu, direnişin kararlılığı, ulusal birlik gerekliliği ve Lübnan’ın egemenlik haklarıyla ilgili kritik vurgularda bulunarak mevcut durumu ve direnişin perspektifini detaylı şekilde değerlendirdi.

Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, “Mekanizma” komitesine sivil bir heyetin katılımını açık bir ihlal olarak nitelendirerek bu sürecin temel şartının, İsrail tarafının düşmanlıkları durdurması olduğunu kaydetti.

Şeyh Naim Kasım, devletin düşmana karşı tutumunda ve saldırganlığında değişiklik beklemeden özgür bir taviz verdiğini belirterek sivil heyetin çekilmesine ve görüşmelere rağmen baskı ve saldırganlığın arttığına dikkat çekti.

İsrail’in Lübnan’a yönelik ateş altında tutma politikasını sürdürmekte ısrar ettiğini vurgulayan Şeyh Naim Kasım, bu adımı 5 Ağustos’ta yaşanan hataya eklenen yeni bir hata olarak değerlendirdi.

Şeyh Naim Kasım, Hizbullah’ın üzerine düşeni yerine getirdiğini ve devletin egemenliğini anlaşma çerçevesinde dayatmasını sağladığını ifade etti.

“Birlik olunduğunda düşmanın hiçbir kazanım elde edemeyeceğini” vurgulayan Şeyh Naim Kasım, İsrail ile aynı safta yer almanın “gemiyi batırmak ve herkesin boğulması” anlamına geleceğini kaydetti.

'Direniş daha da şiddetlenecek'

Şeyh Naim Kasım, İsrail’in Lübnan’a yönelik tekrarlanan saldırılarını “anlaşmaya uymayan yayılmacı bir düşman” eylemi olarak tanımladı.

Bu saldırıların Hizbullah’ın silahlarından değil, Lübnan’ın kademeli işgali ve Büyük İsrail projesi için zemin hazırlanmasından kaynaklandığını söyledi:

''Lübnan devleti olarak İsrail düşmanıyla olan tüm ilişkilerde uyulması gereken sınırlar yalnızca mevcut anlaşmanın sınırlarıdır; “Litani sonrası bölge” diye bir kavram yoktur ve bu söylemler Lübnanlıların iç işleri ile örgütlenmeleriyle ilgisizdir; ayrıca, ABD’nin direnişin silahları, savunma stratejisi veya Lübnan’daki anlaşmazlıklara dair hiçbir söz hakkı yoktur.''

Genel Sekreter, ''düşmanların taleplerinin silahsızlandırma, finansman kaynaklarının kesilmesi, kamu hizmetlerinin engellenmesi, okul ve hastanelerin kapatılması, yeniden inşa faaliyetlerinin ve bağışların durdurulması, nihayetinde ise evlerin yıkılması olduğunu'' söyledi:

''Tüm bu baskıların temel amacı, direnişin varlığını ortadan kaldırmak. Hizbullah kendisini, halkını ve ülkesini koruyacağını kesin bir dille ilan ediyor. Herkes, direnişin gücünün artacağını, halkın ve direnişin efsaneleşmiş yaralılarının yanında durmaya devam edeceğini ve asla geri adım atmayacağını bilmeli. Direniş, İsrail’in “hizmetkarlarına” hiçbir şekilde kulak vermeyecektir.''

Şeyh Naim Kasım, tek ülke çatısı altında tartışma ve iş birliği isteyen vatandaşlar ile Lübnan siyasi güçlerinin görüşlerini dinlemek isteyenlere seslenerek tartışmanın ancak tüm tarafların mutabık kaldığı ulusal savunma stratejisi temelinde yapılabileceğinin altını çizdi.

'Ülke içinde siyasi ayrılıklar normaldir'

Şeyh Naim Kasım, direnişin kendini savunma yeteneğine dünyanın hiçbir gücünün engel olamayacağını, bunun halledilmiş bir mesele olduğunu, rakiplerin ise başka alanlarda güçlerini sınamaları gerektiğini ifade etti.

Hizbullah’ın Papa’ya yönelik açıklamasına dair de konuşan Şeyh Naim Kasım, bazı kesimlerin bu açıklamaya yönelik itiraz kampanyaları başlattığını söyledi. Açıklamanın yüreklere dokunduğunu, iz bıraktığını ve bu nedenle imajı çarpıtma çabalarının başarısız olacağını belirtti.

Şeyh Naim Kasım, ülke içindeki siyasi görüş ayrılıklarının “normal” olduğunu kabul etti. Ancak esas olanın, bu anlaşmazlıkların anayasa ve yasalar çerçevesinde, devletin şartlarını iyileştirecek şekilde düzenlenmesi olduğunu vurguladı. Bu sürecin tüm engelleri aşacağını, kararlılığı ve gücü artıracağını söyledi.

Hizbullah’ın devleti inşa etmek ve toprakları kurtarmak için herkesle iş birliği yaptığını, bunu eylem siciliyle kanıtladığını, kimsenin tanıklığına ihtiyaç duymadığını ve kimseye tanıklık vermediklerini ifade etti.

Ulusal otorite rolünü üstlenmeye çalışanları eleştiren Şeyh Naim Kasım, kimsenin onlara ulusal sertifika vermeye yanaşmadığını, kötü geçmişleri, suçları ve iç savaşla yüzleşmeden kendilerini aklayacak birilerini aradıklarını söyledi.

Son olarak, parlamentonun gerçekleri ortaya koyduğunu ve nihai hakemin halk olduğunu vurgulayarak sözlerini tamamladı.

YDH

Lübnan Haberleri

Husi, Bağımsızlık Günü'nde Yürüyüş Çağrısı Yaptı
Lübnan halkı Siyonistlerle normalleşmeye karşı sokaklara döküldü
ABD'nin skandal önerisi ifşa oldu: Şehit Nasrallah'ın cenaze töreni bombalamak istediler
Hizbullah: İç bölünmeler İsrail’in suistimal ettiği bir zafiyet yaratıyor
Gazze anlaşması modeli ve Hizbullah... / Alptekin Dursunoğlu yazdı