Popülaritenin yolu...

Popüler olmanın yolu Din'i değerleri aşağılamaktan geçiyor.Bunun farkına varan kişiler, kendilerinin topluma pazarlanması için hazır bekliyorlar.

Popüler olmanın yolu Din'i değerleri aşağılamaktan geçiyor.Bunun farkına varan kişiler, kendilerinin topluma pazarlanması için hazır bekliyorlar.Bunun son örneği Almanya'da ortaya çıktı.

Hamburg'da bundan bir süre önce "Türkiye ve Ermeni soruları" adı altında bir toplantı düzenleyen Rosa-Luxemburg Bildungswerk Derneği'nin organize etmiş olduğu tartışma akşamına konuşmacı olarak katılan, 30 yıl başörtülü yaşadıktan sonra başörtüsünü çıkarmasıyla Almanların gözdesi haline gelen Emel Abidin Algan.

Din'e bakış açısı yönünden ilginç olan Emel Abidin'in konuşmacı olarak katıldığı toplantıya, dinleyici bakımından az kişinin katılması,Emel Abidin'in amacına henüz ulaşamadığını gösteriyor.


Emel Abidin'in "Rüzgara alışmam lazım" başlığı altındaki tartışma akşamında Almanlar, İslamiyet hakkında düşünce ve duygularını dile getirme fırsatı buldu. 30 yıl boyunca başörtüsünün politikaya alet olmasından rahatsızlık duyduğunu ve başörtüsünü çıkarma kararı aldıktan sonra Müslümanlardan ve Müslüman olmayan insanlardan aldığı tepkileri dile getiren Abidin Algan'ın, "Başörtü ile bir sembol taşıdığım hissi vardı. Başörtüyü çıkarınca kendimi daha normal, herkes gibi hissettim. İnsanlarla diyalog kurmam daha kolaylaştı, daha fazla kabul gördüğümü farkettim" sözleri, daha ciddi bir açıklama bekleyen dinleyenleri şaşırtı.

"Baş örtüsünü attıktan sonra bir müddet kulaklarımı rüzgardan korumak için pamukla tıkamak zorunda kaldım" gibi açıklamaları gülüşmelere sebep olan Algan, "Başörtü takmak benim için olağandı. Başka dünya tanımamıştım. Kadının başörtüsü ile ders verip veremeyeceği tartışması gündeme geldiği süreçte kendimi sorgulama ihtiyacı hissettim. Örtünme ile ilgili ayetleri araştırdım ve sadece erkekler için kapandığımızı gördüm" dedi. Algan, başörtüsü takmaya gerekçe olarak anlattığı masallarla Almanları bile güldürdü.

İyi bir din eğitimi aldığını iddia eden Algan, din ve inanç kavramlarını ele alarak, inancın, insanın kendi içinde yaşaması gereken içsel bir dünya olduğunu, dinin ise insanları belirli bir kalıba sokan bir sistem olduğunu belirtti ve "Gerçek olan sadece yaradana inanmaktır" dedi. İnançlı bir insan olarak Allah'a sonsuz inancı olduğunu, fakat kuralların insan hayatının üstünde olduğu sistemlere inanıp güvenmediğini belirten Algan, Din ve yaradan üzerinden korku dağları yaratmanın İslamiyet'e büyük zararlar verdiğini söyledi. 10 yıl Berlin'de, "Cemiyet-i Nisa" adlı İslam Kadın Derneği'nde görev yapan ve "Başörtü kadın problemi değildir. Bunu erkekler ortaya attı. Erkeklerin kaldırması lazım" gibi veciz! sözleriylede Alman'ların ilgisini çekti.

Toplantıdan edinilen izlenim, toplantının sadece başörtüsünü çıkaran bir kadının hikayesini anlatması değil, İslamiyet'i karalayan, daha çok politik içeriği olan bir oturum olduğu yönünde oldu.

Ortadoğu Haberleri

İran ve Rusya’dan Karadeniz ve Süveyş’e alternatif rota
İşgalci Ben Gvir’den İnsanlık Dışı Öneri: Timsahlarla Çevrili Hapishane
Condor Operasyonu: Uluslararası Cinayet Örgütü
İranlı Komutan: İşgalci İsrail Hiçbir Hedefine Ulaşamadı
Gazze’nin Doğusu ve Orta Kesimleri Topçu Ateşi Altında