Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yılmaz Esmer'in sonuçlarını açıkladığı 'Medya ve Değerler' araştırması basın çalışanlarının Türkiye'ye ve dünyaya ve basına bakışını ortaya koyan ilginç bulgular içeriyor. Medyanın en çok güvendiği iki kurum Anayasa Mahkemesi ve ordu. Araştarmanın çarpıcı bulgularından biri de medya çalışanlarının basına duyduğu güven. Basına tamamen güvenenlerin oranı yüzde 3, televizyonlara güvenenlerin oranı ise sadece yüzde 1. Avrupa Birliği 'ne güven de nisbeten düşük ve AB 'ye güvenmeyenlerin oranı, güvenenlerin oranından daha fazla.
Şu anda yedi ülkede (Türkiye, Almanya, G. Afrika, G. Kore, İsveç, Polonya ve Şili) sosyal bilimciler tarafından yürütülmekte olan "Demokrasi Kalitesi" (Quality of Democracy) araştırmasının bir parçası olan çalışma söz konusu ülkelerde, parlamenter seçkinlerle, medya seçkinlerinin değerleri, tutumları, inançları ve davranışlarını ortak bir araştırma planı ve ortak bir anket çerçevesinde incelenmeyi hedefliyor.
226 gazeteciyle görüşüldü
Araştırma projesi 'Dünya Değerler Araştırmaları' ile de işbirliği hâlinde yürütülüyor.
Büyütmek için tıklayınız |
Esmer'in sonuçlarını açıkladığı araştırma kapsamında, 178'i erkek, 48'i de kadın olmak üzere 226 medya mensubu ile, yaklaşık bir saat süren yüzyüze görüşmeler yapıldı. Kasım 2006-Mart 2007 arasında yapılan görüşmeleri Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri gerçekleştirdi. Araştırmada 23 ulusal gazete ve 13 ulusal televizyon kanalı kapsandı. Liste şöyle: Akşam, Bugün, Cumhuriyet, Dünya, Gözcü, Güneş, Hürriyet, Milli Gazete, Milliyet, Ortadoğu, Posta, Radikal, Referans, Sabah, Star, Takvim, Tercüman, Türkiye, Vakit, Vatan, Yeniçağ, Yeni Şafak, Zaman, ATV, CNN-TÜRK, HABERTÜRK, KANAL D, KANAL TÜRK, KANAL 7, NTV, SHOW TV, SKYTÜRK, STAR, STV, TGRT (FOX), TRT, TV 8.
Büyütmek için tıklayınız |
Araştırma kapsamında 20 genel yayın yönetmeni, 20 genel yayın yönetmeni yardımcısı, 20 yazi işleri müdürü ya da müdürü yardımcısı ve editör, 20 haber müdürü ya da haber koordinatörü, 94 köşe yazarı, 17 yapımcı-yayımcı-sunucu, 13 sunucu, 29 muhabir ve 4 Ankara temsilcisi ile yüz yüze görüşme yapıldı. Görüşme yapılanların yüzde 79'u erkek yüzde 21'iyse kadındı.
"Sizce genel olarak insanların çoğuna güvenilir mi, yoksa insanlarla ilişkilerde çok dikkatli olmak mı gerekir?" sorusuna Türk halkının yüzde 5 ile 10 arasında bir kesimi "İnsanların çoğuna güvenilebilir" cevabını veriyor. 226 medya mensubu arasında bu oran yüzde 40'a ulaşıyor. Ancak, halka kıyasla çok daha yüksek bir güven düzeyine sahip bulunan medya mensupları bile, "Ellerine fırsat geçse, çoğu insan sizden çıkar sağlamaya mı çalışır, yoksa âdil mi davranır?" sorusunda, cetvelin ortalarında konumlanıyor.
Kurumlara güven
Büyütmek için tıklayınız |
Araştırmada, bireylere duyulan güven ya da güvensizliğin yanında, kurumlara duyulan güven de incelendi. Medya seçkinlerine, çeşitli kurumlara ne ölçüde güvendikleri ya da güvenmedikleri soruldu. Ayrıca, sayılan 18 kurum arasında en fazla hangisine güvendikleri de ayrı bir soruda doğrudan soruldu. Bu soruya, yüzde 24.3 Ordu cevabını verdi. İkinci sırada ise yüzde 19.2 ile Anayasa Mahkemesi yer aldı.
İlginç bir şekilde, medya kendisine de fazla güvenmiyor. Basına tamamen güvenenlerin oranı yüzde 3, televizyonlara tamamen güvenenlerin oranı ise sadece yüzde 1. Avrupa Birliği'ne güven de nisbeten düşük ve AB'ye güvenmeyenlerin oranı, güvenenlerin oranından daha fazla.
Araştırmanın bulgularına göre dünyadaki örneklerine de uygun bir şekilde, medya seçkinleri kitlelere göre daha sol eğilimli. Ancak halkı olduğundan da daha sağda tahmin ediyor.
Araştırma gazeteciler arasında demokratik sisteme olan talebin yüksek olduğunu da ortaya çıkarıyor. Türkiye'nin bugün ne ölçüde demokratik sistemle yönetildiği hususunda 10 üzerinden bir puan verilmesi istendiğinde, görüşülen 226 kişiden hiç biri ülke demokrasisine 10 puan vermedi. 9 puan veren ise sadece iki kişi, yani yüzde 1 bile değil. 10 üzerinden verilen puanların ortalamasının 5.37 olduğu düşünülürse, medya seçkinlerinin gözünde demokrasimizin sınıfı kıl payı geçebildiğini söyleyebiliriz.
Gazetecilere göre Türkiye'de basın özgürlüğünü kısıtlayıcı faktörlerdeyse en fazla basındaki tekelleşme öne çıkıyor.
* * * * *
Yüzde 31 AIDS'li komşuya karşı
radikal