UCM Heyeti Bangladeş'te

UCM Heyeti Bangladeş'te

UCM savcılık ofisinden bir heyet, Arakanlı Müslümanların durumuyla ilgili sürmekte olan ön inceleme kapsamında Bangladeş'i ziyaret etti



Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) savcılık ofisinden bir ekibin, Myanmar'daki baskı ve zulümden kaçarak Bangladeş'e sığınan Arakanlı Müslümanların yaşadığı kampları ziyaret ettiği bildirildi.

UCM ofisinden yapılan yazılı açıklamada, ekibin, Myanmar ve Bangladeş'teki Arakanlı Müslümanların durumuyla ilgili devam eden ön inceleme kapsamında çalışacağı belirtildi.

Açıklamada, "Bir ön inceleme, bir soruşturma değildir. Ön incelemeler kapsamında yapılan bu tür ziyaretler standart uygulamadır ve ekip, iddia edilen herhangi bir suçla ilgili olarak herhangi bir delil toplamayacak." ifadesine yer verildi.

Açıklamada, ayrıca Bangladeş ve Myanmar'daki Arakanlı Müslümanların durumuyla ilgili yapılan bağımsız ve tarafsız ön incelemenin normal seyrinde devam ettiği kaydedildi.

UCM Myanmar'ın işlediği suçlara ön inceleme başlatılmıştı

UCM, geçen yıl eylülde, Myanmar'ın Arakanlı Müslümanlara karşı işlediği suçlarla ilgili ön inceleme başlattığını duyurmuştu.

UCM Savcısı Fatou Bensuda, yaptığı yazılı açıklamada, 700 bin Arakanlı Müslüman'ın Bangladeş'e tehcir edildiği iddiası ile ilgili yeterli delilin toplanabilmesi ve soruşturma açılabilmesi için ön inceleme başlattığını bildirmişti.

Myanmar'ın UCM'ye üye olmadığını fakat söz konusu suçların kısmen işlendiği Bangladeş'in üye olmasından dolayı yargının yetkisini kullanabileceğini vurgulayan Gambiyalı savcı, "Ofisim, Roma Statüsü'nün 7. maddesi kapsamındaki diğer suçların, zulüm suçları ve diğer insanlık dışı eylemler gibi mevcut duruma uygulanabilir olup olmayacağını değerlendirecektir." ifadesini kullanmıştı. 

Arakan'a engelsiz erişim çağrısı

Burma (Myanmar) İnsan Hakları Ağı (BHRN), Myanmar hükümetine, sivil toplum kuruluşlarının Arakan eyaletine engelsiz ve tam erişim sağlamasına izni verilmesi çağrısında bulunmuştu.
Merkezi Londra'da bulunan BHRN tarafından geçen hafta yapılan açıklamada, Myanmar'da Arakanlı Müslümanları hedef alan saldırıların yeniden başladığı 2017'nin Ağustos ayından bu yana, özellikle Buthidaung, Rathedaung ve Maungdaw kasabalarında halkın yaygın şekilde gıda ve tıbbi yardım sıkıntısı içinde olduğu aktarılmış ve  "köylülerden, muzdarip oldukları gıda kıtlığı, hastalık ve ıstırapla ilgili düzenli raporlar" alındığı belirtilmişti.

İslam İşbirliği Teşkilatından Myanmar kararı

Öte yandan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Uluslararası Adalet Divanı'nı (UAD), Myanmar'daki Arakanlı Müslümanların yasal haklarının tanınması için harekete geçirme yönündeki kararı oy birliği ile kabul etmişti.

Bangladeş Dışişleri Bakanlığının  "önemli bir diplomatik atılım" olarak nitelendirdiği kararın, 1-2 Mart'ta düzenlenen 46. İİT Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısının son oturumunda kabul edildiği bildirilmişti.

Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik 

Arakan'da 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti. 

Arakan'daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017'de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemlerini başlatmıştı.

Birleşmiş Milletler'e (BM) göre, 25 Ağustos 2017'den sonra Arakan'daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş'e sığınanların sayısı 745 bine ulaştı. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı. 

Bangladeş, ülkedeki Arakanlı mültecilerin yurtlarına dönüşü için Myanmar ile vardığı anlaşmayı uygulamaktan vazgeçerken, uluslararası medya ve yardım kuruluşlarının Arakan bölgesine girişini ciddi oranda kısıtlayan Myanmar hükümeti ise Arakanlı Müslümanların dönüşlerine ilişkin verdiği sözleri yerine getirmedi. 

BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor. 

İnsan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanların güvenli ortam sağlanmadan Myanmar'a dönmelerinin yeni bir etnik temizlik kampanyasına yol açacağı endişesini taşıyor.

 

aa