Türkiye Dış Politikada Değişikliğe Gidiyor

Türkiye Dış Politikada Değişikliğe Gidiyor

Bşbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Eskiden beri yaptığımız bazı uygulamalarda mutlaka bir takım değişikliklere gidilmesi zarûri görülüyor" dedi, dış politikada Suriye'nin de aralarında olduğu 4 alanda değişikliğe gidileceği mesajı verdi

Bazı gazete ve televizyonların temsilcileriyle kahvaltıda bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Suriye, Irak, Rusya, AB ve İsrail'le ilişkilerde yeni adımlar atılacağı mesajını verdi. Kurtulmuş, "Çok hızlı değişen dış politika atmosferi var. Eskiden beri yaptığımız bazı uygulamalarda mutlaka bir takım değişikliklere gidilmesi zaruri görülüyor. Dünya çok büyük bir çatışma dönemine girdi. Biz istesek de her sorunu çözebilecek gücümüz de yok her sorunu çözebilme imkânı da yok. Yapmamız gereken etrafımızdaki bu çatışma alanlarını mümkün olduğu kadar azaltmak, Türkiye’nin maalesef tarafı olduğu birçok çatışmanın en azından Türkiye kısmının hafifletilmesini temin etmek" diye konuştu.

"En azından şu 4 alanda dış politikada ciddi yeni adımlar gerekiyor" diyen Kurtulmuş, bahsettiği 4 alanı şu şekilde sıraladı:

1- Suriye’de halkın bütün kesimlerinin katıldığı, kendisini ifade edebildiği bir sürece Türkiye destek verir. Irak’ta da farklı toplumsal kesimlerin işin içinde olduğu, merkezi hükümetle kuzeydeki yönetimin arasındaki ilişkilerin düzenlendiği atmosferi tercih ederiz.

2- Yeni dönemde Ruslarla uçak düşürülme kriziyle ortaya çıkan ilişkilerin düzenlenmesini arzu ederiz.

3- Türkiye’nin vize serbestisi üzerinden AB ile geliştirmiş olduğu bu ilişkilerin de artık pozitif anlamda sonlandırılması lazım. Vize serbestisi, bu da Türkiye dış politikasını ciddi şekilde etkileyecek bir husustur.

4- İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesi süreci. Bununla ilgili olarak da son adımın, yani ablukanın hafifletilmesi, azaltılması, kaldırılması, artık ne derseniz deyin, buradaki ısrarımızı sürdüreceğiz.

"ABD'nin vereceği bir karar var"

PYD'nin ABD'nin karadan ve havadan desteğiyle Suriye'nin kuzeyindeki ilerleyişi ve Tışrin Barajı'nı geçerek Munbuç'a ilerlemesine ilişkin değerlendirmede bulunan Kurtulmuş "ABD'nin de çok açık söyleyeyim, vereceği bir karar var. Türkiye gibi uzun yıllardan NATO kapsamında müttefik olduğu bir ülkeyle mi ittifakını sürdürecek yoksa Türkiye'ye karşı olduğu bilinen YPG, PYD gibi güçlerle yeni ittifaklar mı geliştirecek? YPG üniforması ya da arması taşıyan Amerikan askerleri çok açık şekilde orada YPG ile bir ittifak ilişkisi içinde" diye konuştu.

'Teklif masada, alınmış bir karar yok'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun 'Amerikan ve Türk özel birliklerinin Cerablus hattında ortak operasyon yapabileceğine' ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, "Böyle bir teklifin masada olduğunu biliyoruz. Çok zor durumda kalınırsa burada DAEŞ'e karşı bir ortak mücadele yapılabilir. Bıçağın kemiğe dayandığı nokta olarak bunu görmek lazım. Burada Türkiye  maceracı bir şekilde davranmaz. Oradaki dengeleri herhalde herkesten, diğer bütün ülkelerden daha iyi biliyoruz. Verilmiş bir karar, uygulamaya alınmış bir plan yok" dedi. 

'Bağlı sözü doğru olmadı'

Kurtulmuş, yüksek yargı başkanlarının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gezilerine katılmasına ilişkin eleştiriler üzerine ‘Yargı Cumhurbaşkanlığı’na bağlı’ ifadesini kullanmıştı. Bu ifadesi hatırlatılan Kurtulmuş, "Bağlı sözü doğru olmadı" dedi. Kurtulmuş'un bu konudaki sözleri şöyle:

"Bakanlar Kurulu toplantısının ardından söylediklerim Anayasa’nın 104. Maddesi’ni hatırlatmaktır. 104. Madde’ye göre  Cumhurbaşkanı bütün devletin organlarının ahenk içerisinde çalışmasını gözetir, bundan sorumludur. En nihayetinde de bütün organların, Cumhurbaşkanı’nın bir ilgisi vardır. Devletin başı olmak sebebiyle. Bağlı sözü doğru olmadı. Burada ‘bağlıdır’dan kastım ‘gözetir’ tabiri manasındadır. Maalesef ilk cümleyi yorumlayarak yargı bağımsızlığına karşı bir şey söylemişim gibi ortaya çıkmış. Açıkçası üzüldüm. Benim gibi bir adama Türkiye’de yasama, yürütme ve yargının birbirinden ayrı ve özellikle yargı bağımsızlığının, demokrasinin en temel koşullarının birisi olduğunu bilen, özümseyen birisine böyle bir şey söylemiş gibi göstermenin doğru olmadığını düşünüyorum."

Kaynak: Hürriyet, Milliyet