Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Trump’ın acele zafere ihtiyacı var

ABD’de intihar patlaması yaşanıyor.

ABD’de sağlık sektörü ve sağlık sigorta sistemi çökmek üzere.

ABD’de uyuşturucu çığ gibi büyüyor.

ABD’de alkol, fuhuş ve kumar sektörü eğlence sektörünün önüne geçiyor.

ABD’de suç oranında büyük bir artış yaşanıyor.

ABD’de evsiz sayısındaki artış yerel yönetimlerin ve polisin başını ağrıtıyor.

ABD Yüzyılı”nın sonu. ABD, tarihin sonuna doğru yuvarlanıyor. 

Dolar dünyada hızla itibarını kaybederken, Amerikan ekonomisi giderek daha kırılgan hale geliyor.

ABD seçime gidiyor. Trump’ın dikkatleri dışa çekmesi ve bir zafer kazanması gerekiyor.

Yüzyılın projesi” için Mezopotamya’da ve Arap yarımadasında yeni bir düzen kurması gerekiyor. Türkiye olmadan bunu başaramayacağını gördü. Şimdi Türkiye’yi masaya çekmek için ABD’nin Avrupa Komutanlığı (USEUCOM), Türkiye ile Suriye’de devam eden Ortak Harekât Merkezi kurma girişimi için düğmeye bastı.

Ankara’yı ikna etmek ve Türk kamuoyuna bir zafer armağan etmek için Trump, PKK’yı da FETÖ’yü de feda edebilir. ABD istediğini aldıktan sonra namlusunu Türkiye’ye döndürecektir.

OHM’nin tepesindeki isimlerin kim olduklarını biliyoruz. Bunların çıkarları ve hedefleri öyle büyük öyle büyük ki, liderler, partiler, örgütler, ülkeler ona göre çok küçük!

Dahlan projesi, Arap NATO’su, Suudi desteği tek başına yeterli değil. Türkiye olmadan olmuyor. Bu defa, Dahlan senaryosunun yerini Kushner senaryosu aldı. Suudi Arabistan’da veliaht prens gibi Türkiye’de kendilerine Erdoğan sonrası için, şimdi Erdoğan’la birlikte olan yeni bir lider bulmaları gerekiyor.

Trump birilerinin canını çok sıkıyor. Birileri de Trump’ın canını çok sıkıyor.. Trump’ın bir şekilde Beyaz evden indirilmesi gerektiğini söyleyenler yeniden seslerini yükseltmeye başladılar. Seçimlere kadar da bu talep çok dillendirilecek gibi.

Bu arada; Trump, DAEŞ konusunda ilginç bir açıklama yaptı. Kimini yeni görev yerlerine gönderdi, kimini paralı asker yaptı, kimine Green Kart verdi. Kalan ıskartalar için de kararı “Türkiye ve Rusya” versin dedi.

Bölgede ilginç şeyler oluyor. Aslında kimse ne olduğunu, ne olacağını bilmiyor tam olarak. Sanki her iki taraf için de zaman kazanacakları bir proje üzerinde uzlaşmışlar gibi..

ABD yıkılırsa ona dayalı sistem de yıkılır. ABD, Trump yıkılırsa mı ayakta kalır, yoksa Trump ayakta kalırsa mı ABD yıkılır. Bu belli değil.

Mesela ABD yıkılırsa Dolar da yıkılır. Dolar yıkılırsa bu enkazın altında tüm dünya kalır. Cebinde dolar taşıyan herkes bu işten zarar görür.

ABD yıkılırsa, dünya derin devleti zor ayakta kalır. Peki, yerine nasıl bir düzen kurulur ve o düzenin koruyucu kadrosunda kimler yer alır.

ABD yıkılırsa NATO da yıkılır, BM de. En azından Güvenlik sistemi bu hali ile devam edemez. 

İngiltere›de Avam Kamarası üyeleri 31 Ekim’de ülkenin anlaşmasız olarak Avrupa Birliği’nden çıkmasının önüne geçmek için 299’a karşı 327 oyla Brexit’i erteleme kanun tasarısını onayladı. Bu iş hem AB’nin geleceğini, hem de İngiltere’nin geleceğini yakından etkileyecek.

İngiltere, Fransa ve ABD Almanya’nın işgalcisi. İngiltere ve Fransa, Almanya ile masaya oturursa, ABD’nin Avrupa’nın kalbindeki varlığı riske girebilir. Avrupa’da Amerikan Mormon ve Evengelikleri, Alman Protestanları, Fransız laikleri, İtalyan Katoliklerinin karşısında İngiliz Anglikan kilisesi yeni bir aktör olarak siyasi arenada yerini alabilir. Katolik “Haçlı militarizmi”nin karşısında İngiliz “Christianty Army”si çıkabilir.

Trump yalnız başına bir adam değil ve tek bir Amerika yok. FED, Pentagon, CIA, Beyaz Saray, Meclis, hepsi ayrı telden çalıyor. Bu grupların anlaşması mümkün gözükmediği gibi, bunlardan biri öne çıkacak olursa, diğerlerinin hepsi birlikte o öne çıkana karşı çıkabilirler.

Bunlar arasında usul ihtilafı da var, esasa ilişkin sorunlar da. Nihai hedefleri de farklı. Bu hedefe yürürkenki ittifak konusunda da görüş birliği içinde değiller.

Bir ipte iki canbaz oynamaz. Yılan kuyruğunu ısırmaya hazırlanıyor.

Trump çok fazla köşeye sıkışırsa, “benden sonrası tufan” diyerek Suudi Arabistan ile İran arasında bir füze savaşı çıkartabilir. Pakistan’la Hindistan arasında da bu mümkün. Dünya savaşı tehdidini bahane ederek OHAL ilan edip ülkesini demir yumrukla yönetmeye ve muhaliflerinin kellesini almaya yönelebilir. Trump için sadece bir “Hayat-Memat” meselesi değil, aynı zamanda Teolojik açıdan bir zorunluluktur. Bu akıl zaten “Tanrıyı kıyamete zorlama”yı göze alarak ortaya çıktı.

Ama öte yandan, Siyonistler dışında Yahudilerin bile büyük bir bölümü buna inanmıyor. Mesih gelecek bunlara göre Yahudileri buna inandıracak.

Bu bizdeki F. Gülen, bir yanı ile Tarsuslu Saul’e, bir yanı ile Scientologystlere, bir başka yanı ile Evengeliklere benzemektedir. 

Burada ABD, modern silahlarla donattığı PYD’yi Türkiye’nin başına bela edebilir. Özellikle Türkiye’nin Fırat’ın doğusunda girişeceği bir operasyon karşısında ABD’nin nasıl bir politika izleyeceğini görmemiz gerekiyor.

Erdoğan, BM’de ve ABD’ye giderken, döndükten sonra, çok yüksek perdeden sert ifadelerle bazı şeyler söyledi. Şimdi bu tehdidin sonuçlarının ne olacağını arazide görmemiz gerekiyor. Eğer icraat olacaksa, buna bölgedeki devletlerin ve örgütlerin tepkisini görmek gerek. Eğer aynı sertlikte bir icraat olmayacaksa, Türkiye neden aynı zamanda şimşek çeken sözleri neden bu perdeden dile getirdi!?. Eğer ABD, İsrail, Suriye, PKK-PYD geri adım atmaz ve Türkiye söz verdiği gibi ileri bir adım atmazsa, bu defa o sözler, içeride ve dışarıda tepkiye sebep olabilir.

Gelecek günler önemli olaylara gebe. Ne olacağını bekleyecek ve göreceğiz. Selam ve dua ile.

Bu yazı toplam 1185 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar