Gerekçeli kararda Gazze’ye yönelik ambargonun kaldırılması Siyonistlerin iyi niyetine bırakılmış durumda. Kararda, “Gazze’ye yönelik yaptırımların hafifletilmesi ve insani koşulların iyileştirilmesine dair üçüncü şarta ilişkin hususlar Türkiye- İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesine yönelik mutabakat kapsamında karşılıklı iyi niyet temelinde yürütülecektir” deniliyor. Hakikat şu ki; Müslümanların hali İsrail’in insafına terkedilemez. Bu anlaşmanın 6 maddesinin neresinde Gazze var?
 

GAZZELİLER İÇİN DEĞİŞEN BİRŞEY YOK
 

6 maddeden oluşan ve Türkiye’nin aleyhine maddelerin yer aldığı  anlaşmanın ilk maddesinde, ödenecek para miktarı ile niteliği hakkındaki bilgiler pes dedirtiyor. Birinci maddede yer alan ‘exgratia’ ifadesi 20 milyon dolarlık ödemenin zorunlu değil, ‘lütuf’ olduğu manasına geliyor… Mavi Marmara’da 10 vatandaşımızı katleden İsrail ile varılan mutabakatın maddeleri dün ortaya çıktı. Saldırı sonrası Türkiye’nin öne sürdüğü 3 şarttan (Özür Dilenmesi, Tazminat Ödemesi, Gazze Ablukasının kaldırılması) sadece tazminat konusu anlaşmanın içeriğinde yer alıyor… Böylelikle Mavi Marmara’nın ruhuna aykırı bir şekilde Gazze yine abluka altında kalacak ve Müslümanlar hapis hayatı yaşayacak… 

 

İÇ TÜZÜK İSRAİL’E FEDA
 

Muhalefeti İsrail’le yaptığı hezimet anlaşmasına ikna etmek için çıktığı ikna turlarından eli boş dönen Hükümet, dün anlaşma metninin tasarısını alelacele Meclis’e getirdi. Normalde tasarı Meclis’e gelmesinden 48 saat sonra ilgili komisyonda görüşülebiliyorken, diğer partilerin de onay vermesiyle Hükümet, TBMM Dışişleri Komisyonunu saat 17:00’de toplayarak tasarıyı görüşmeye aldı. TBMM içtüzüğüne göre anlaşma, komisyonlarda görüşüldükten 48 saat sonra genel kurula indirilebiliyor.

 

ANLAŞMA MADDELERİ NE MANAYA GELİYOR…
 

İSRAİL, 20 MİLYON DOLAR ‘LÜTUF’TA BULUNACAK
 

İSRAİL 25 İŞ GÜNÜNDE BU ÖDEMEYİ YAPACAK
 

PARAYI TÜRK HÜKÜMETİ DAĞITACAK, İSRAİL SORUMLU OLMAYACAK
 

İSRAİL’İN katil KOMUTANLARI, HUKUKİ CEZALARDAN MUAF TUTULACAK
 

İSRAİLLİLER ZARAR GÖRÜRSE, CEZAYI TÜRKİYE ÖDEYECEK
 

Mavi Marmara’da 10 vatandaşımızı katleden İsrail ile gerilen ilişkilerin normalleşmesi için 28 Haziran 2016 günü AKP Hükümeti ile İsrail Hükümeti arasında imza altına alınan mutabakat metni sonunda ortaya çıktı. Toplumsal tepkiden korktuğu için sır gibi saklanan anlaşma metni onaylanması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geldi.
 

3 DİLDE HAZIRLANDI, 6 MADDEDEN OLUŞUYOR
 

“Türkiye Cumhuriyeti ve İsrail Devleti Arasında Tazminata İlişkin Usul Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı” adıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan anlaşma 6 maddeden oluşuyor. Sadece parasal konuları içiren anlaşma metni Türkçe, İngilizce ve İbranice olarak kayıt altına alındığı görülüyor. Anlaşma metnine göre, Türkçe ve İbranice’deki metinlerde bir yanlışlık söz konusu olduğundan İngilizce kayıt altına alınmış olan metinin geçerliği olduğu da anlaşma metninde bilgi notu olarak yer aldığı görülüyor.
 

ANLAŞMA BİR SAYFA GEREKÇESİ 2 SAYFA
 

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti adına Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, İsrail Devleti Hükümeti adına ise Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı DoreGold’un 28 Haziran 2016 tarihinde imza altına aldığı anlaşmanın TBMM Başkanlığı’na sunulan ‘gerekçe’ metni dikkat çekiyor. Anlaşma maddesi bir sayfadan oluşurken, AKP iktidarı konuyu izah etmek için iki sayfalık bir gerekçe hazırladığı görülüyor. Mavi Marmara saldırısı sonrası Türkiye’nin öne sürdüğü 3 şartın ilki olan özrün 22 Mart 2013 günü yerine getirildiğinin, kalan 2 şartın ise İsrail’in ‘iyi niyetine’ bırakıldığı uzun uzun anlatılıyor. Ancak uluslararası anlaşmanın gerekçesinde dikkat çeken en önemli husus ise, iki şartın yerine getirilmeden Türkiye’nin anlaşma metnine imza koyması olarak görülüyor.
 

26 BAKAN’DAN 4’ÜNE VEKALETEN İMZA
 

TBMM Başkanlığı’na sunulan anlaşma metninde ortaya çıkan bir diğer detay ise Türkiye Hükümeti Bakanlar Kurulu’nun imzaları. Başbakan Binali Yıldırım dışında anlaşma da 26 Bakan’ın 4 tanesinin imzası yok. İmzası olmayan Bakanların yerine ise kendilerine vekalet eden Başbakan Yardımcısı ve Bakanların imzası bulunuyor.
 

ANLAŞMADAKİ YABANCI İFADE: EX GRATİA
 

Türkiye ile İsrail arasında varılan mutabakat anlaşmasının maddelerinde yer alan bir ifade ise dikkat çekiyor. Mavi Marmara saldırısında hayatını kaybedenlere ödenmesi planlanan 20 milyon dolarlık paranın miktarı ve paranın mahiyetini belirleyen maddedeki  “exgratia”  ifadesi bu nasıl uluslararası mütekabiliyet şeklinde ifade ediliyor. Çünkü “exgratia” ifadesi sigortacılık sektöründe kullanılan, zorunlu olmadığı halde ödeme yapmak anlamına geliyor. “İyilik olsun, bir lütuf olsun” şeklinde ifade edilen “exgraita” ifadesinden de anlaşılacağı üzere, anlaşmaya göre İsrail bir tazminat ödemesi yapmıyor, aksine bir lütuf da bulunuyor.
 

 

Milli Gazete’nin dün en önemli iki maddesini kamuoyuna duyurduğu İsrail ile yapılan anlaşmanın geriye kalan diğer 4 maddesi de adeta Türkiye’yi suçlar mahiyetinde iken İsrail’i ise aklıyor. Tazminat maddesi dışında kalan ve yargılama konusunu içeren maddeler de ise adeta hukuk devleti ilkesi rafa kaldırılmış oluyor. Mavi Marmara’da vatandaşlarımızı katleden askerler sürdürülen hukuki ve cezai işlemlerden muaf tutulacak. Eğer İsrailliler ceza alırlarsa tüm kayıpları Türkiye tarafından karşılanacak.


 

“Türkiye ve İsrail İşbirliği ruhuyla aşağıdaki hususlarda mutabık kalmışlardır” denilen anlaşmanın 6 maddesi şu şekilde;
 

1-İsrail Hükümeti, 31 Mayıs 2010 tarihinde yaşanan konvoy (Mavi Marmara) hadisesi sırasında yakınlarını kaybeden ailelere tazminat olarak, Türk Hükümeti tarafından açılacak bir hesaba exgratia 20 milyon Amerikan Doları ödeme yapacaktır.
 

2-Yukarıdaki meblağ defaten ödenecektir. Türk Hükümeti, bu meblağın havale edileceği banka hesabını İsrail Hükümetine diplomatik kanallardan bildirilecektir. İsrail, işbu Anlaşma’nın yürürlüğe giriş tarihini takip eden yirmi beş iş günü içinde parayı bu hesaba havale edecektir.  
 

 3 -Yukarıdaki meblağın dağıtımı, benimsenebilecek dağım yöntemlerine uygun olarak, münhasıran Türk Hükümeti’nin yetkisindedir ve bu konuda İsrail Hükümeti için herhangi bir sorumluluk doğmayacaktır.
 

4-Türkiye ve İsrail, diğer tarafa veya diğer taraf adına hareket edenlere hukuki veya başka bir sorumluluk yüklemeyecekleri ve bu anlayışın, taraflardan herhangi birinin veya taraflar adına hareket edenlerin cezai veya hukuki sorumluluğu kabul ettiği veya üstlendiği şeklinde yorumlanmayacağı hususlarında mutabıktır. Her halükarda, bu anlaşma İsrail’in, İsrail adına hareket edenlerin ve İsrail vatandaşlarının Türkiye Cumhuriyeti veya Türk gerçek veya tüzel kişileri tarafından konvoy hadisesiyle ilgili olarak kendilerine yönelik doğrudan ya da dolaylı olarak Türkiye’de yapılmış veya yapılacak her türlü hukuki ya da cezai talebe ilişkin her türlü sorumluluktan tamamen muaf tutulmalarını sağlayacaktır.

5- Herhangi bir Türk gerçek veya tüzel kişisi tarafından veya bu kişiler adına, İsrail Hükümeti veya gerçek veya tüzel kişilerine karşı herhangi bir para talebi öne sürülmesi veya taleplerin sürdürülmesi halinde, yukarıdaki hükümlere bakılmaksızın, İsrail Hükümeti onun adına hareket edenler ve/veya İsrail vatandaşlarının tüm kayıpları, masrafları, hasarları ve/veya harcamaları Türk Hükümeti tarafından karşılanacaktır.

 

6-Bu Antlaşma, tarafların, yürürlülük için geçerli iç hukuk usullerinin tamamlandığına dair birbirlerine diplomatik kanallardan yaptıkları yazılı bildirimlerden sonuncusunun alındığı tarihte yürürlüğe girecektir.   

Millî Gazete - Ahmet Yavuz