Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Peki şimdi ne yapalım!

Bizde LGBT lobisinden daha tehlikeli, FED, IMF, FDI, LIBOR, DSÖ ve “New Malthus Lobileri” gibi lobiler var ve bunlar Şeytan’ın olduğu her yerdeler. Adeta Şeytan’ın ins sözcüleri gibi konuşuyor ve davranıyorlar. Bunlar politikacı, bilim adamı, ruhani bir kişilik olarak önünüze çıkabilirler. Bu anlamda dikkat edelim Şeytan bizi Allah’la aldatmasın. Modern din adamları yarın size yeni fetvalar da verebilirler, din ve devlet adamlarını İlah ve Rab edinmeyin. Onlara göre bir din tanımlarsanız varacağınız yer Cehennemdir. Eğer Allah’a, Resulüne ve kitaba göre onları, onların söz ve eylemlerini tanımlarsanız rızaya ulaşırsınız. Bakın, bunlar “biz ıslah edicileriz” diye geliyorlar. Ama iyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridirler. Diyorlar ki, insan nüfusu 8 milyar, on yılda bir buna 1 milyar insan daha ekleniyor ve bu artış hızı her on yılda bir daha da artıyor. Dünya bunu taşıyamaz. Kozmik bir evreden geçiyoruz. Dünya ısınıyor ve buzullar eriyor. İnsanlık büyük bir felaketle karşı karşıya kalacak. Onun için nüfus kontrolü ile nüfusumuzu 500 milyona çekmeliyiz. Peki nasıl?

-Bunun için savaş bir savaş olabilir mi? Çin ve Hindistan’da yaklaşık dünya nüfusunun yarısı yaşıyor. Bir salgın hastalık, nükleer felaket işe yarar mı? Kızılderilileri öldüren, kara derilileri köleleştiren, sarı ırkı sömüren akıl için bu çözüm her zaman bir alternatif olarak el altında bulunacaktır.

-En kansızı kısırlaştırma. Böylece nesli kurutuluyor. Bunu gıda ve ilaç, aşı yoluyla kısa sürede yapabilirsiniz. Unutmayın CoVID’in ayrıca kendisinin de kısırlaştırıcı etkisi var. 5G’de aynı şekilde kısırlaştırıcı etkiye sahip. Çin’de olduğu gibi, doğum kısıtlanabilir. Ya da hamile kadınların çocuklarında genetik risk söz konusu ise izole edilebilir. Zaten evlilik ve aile İstanbul sözleşmesi örneğinde olduğu gibi, LGBT+ örneğinde olduğu gibi açıkça sabote ediliyor. Yarın belli, genetik risk taşıyan kişilere ve kriminal tiplere (!) kısırlaştırma kararı verilebilir. İntihar “ötenazi insan hakkıdır” diye meşrulaştırılabilir. Zaten beyninize Chip takıldıktan sonra bir tık’lık canınız var. ABD’de CoVID yardımı almak isteyen herkesin sanal para cüzdanı alıp, Chip takma zorunluluğu var. Yarın yeni Bretton Woods sonrası yeni global para sistemine geçince, bütün memurlara bu anlamda zorunluluk getirilebilir.

-Afrika için ya da bazı Latin Amerika, Asya ülkeleri için yeni salgınlar için özel mikroplar ve aşılar servis edilebilir. Savaşlar çıkarılabilir. Starlink ve 5G ile dünyada ulaşamayacakları yer ve kişi kalmıyor.

-Zaten yeni yaşam tarzı, kültür, spor, moda, tekstil, kozmetik, yaşam tarzı, inanç sistemleri insanlar çok farklı mecralara sürükleniyorlar. Özellikle hanımların kas yapıları, hormonal yapıları sabote edilerek doğurganlığı baskılanıyor. Dünyada şu anda yumurta ve sperm sayısı açısından trajik ve gerileme söz konusu. Daha şimdiden %50’den fazla hedeflerine ulaştılar.

Bugün birçok uluslararası markalar ve onlarla işbirliği yapan gıda kuruluşlarının yiyecek-içeceklerine dikkat edin.. Geniyle oynanmış gıdalara dikkat. Ekmeğe - suya dikkat..

2020’nin sonuna geliyoruz. 2021 yeni bir başlangıç olacak. 2000 ile başlayan Millenium sürecinin hazırlık evresi tamamlanıyor. Şimdi 5 yıllık Global Reset ve yeniden yapılanma için geçiş süreci başlıyor. Aslında 2000-2020 onlar açısından çok başarılı geçmedi. FETÖ ve BOP Projeleri çöktü. Daha da önemlisi sistemin aktörleri arasında, liderlik, yöntem ve dönem sonu kurulacak yeni dünya düzeni konusunda derin görüş ayrılıkları var.

Bir de kontrol dışı sesler giderek artıyor, insanlar giderek artan bir kaygı ile tepki vermeye başladılar.

Bu süreçte en uyumlu ülkelerden biri Türkiye. Birçok konuda uluslararası sistemle çatışma olsa da global sistemin aktörleri, bizi Doğu Akdeniz, Libya, Ege, Suriye, Azerbaycan da birtakım gailelerle meşgul ederken, Starlink alçak irtifa uyduları, Neuralink, CoVID, 5G, Health Pass. gibi hayati öneme sahip konularda bir sorun yaşanmıyor. DSÖ, Microsoft, Elon Musk, Huawei’nin istedikleri oluyor. Bana kalırsa asıl savaş, asıl kriz burada yaşanıyor. Mesela Ankara ya da İstanbul’da hemen hemen hiç kimse Yeni Bretton Woods konusunu konuşmuyor. Oysa IMF başkanı bunu açık açık söyledi. “Yeni Normal” dönem için ay değil, gün sayıyoruz artık neredeyse. Sistem aykırı sesleri susturmak için Global Cheking sistemlerini kurdu bile, kimsenin umurunda değil!

Evet asıl soru şu: Şimdi ne yapmalıyız? Namuslu insanlar namussuzlar kadar bilgili, dürüst ve cesur değilse bu savaşı kaybederiz. Unutmayın günlük politik tartışmalar ve bölgesel ekonomik ve siyasi krizlerin, toplumsal tartışmaların perdelediği çok önemli bir savaş sürdürülüyor perdelerin gerisinde. 

Dini önderler susuyor, akademi susuyor, media, STK, meslek odaları, politik aktörler, patronlar susuyor. Ya da konuşanlar başkalarının şarkılarını söylüyorlar.

Eğer insanlık böyle bir felaket yaşayacaksa, bunu hakkediyorlarsa, Allah bağzılarının eliyle bağzılarını helak edecek. İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizde zarar görebiliriz. Ancak, cahillik etmeyip zulme alet olmadan direnenler müstesna. Onlar tek kişi de olsalar, küçük bir toplulukta, sonuç değişmeyecek. İnsanların çoğunluğu bu Hakk’a ve hayra çağıranlara yaklaşır ve  ötekilerden uzaklaşırlarsa, Allah onlar için de bir kurtuluş yolu gösterecektir.

Kader, rızık, ecel değişmeyecek. Herkes için yaptığının bir karşılığı var sonuçta. Ve bizi gören, duyan, bilen, kadere, rızga ve ecele hükmeden, kuyudaki Yusuf’u Mısır’a sultan eden bir Allah var. Sakın din ve devlet büyüklerinizi İlah ve Rab edinmeyin! Sonra O’nun yardımı size ulaşmaz.

Biz ahir zaman Peygamberinin ümmetiyiz. Saflarımızı sıklaştıralım, istişare ve şûraya önem verelim. Kurtarıcı yok, onu bilelim. Babanız peygamber de olsa gelse sizi kurtaramaz (Kaldı ki, artık peygamber gelmeyecek) Onlar kurtarıcı değil, kurtuluşa çağıranlardır. Göklerin hazinesinin anahtarı onların elinde değildir. Zalimlere yardım etmeyin, sonra ateş size de dokunur. Bu dünyada yaptığımız ve yapmamız gerekirken yapmadığımız her şeyin hesabını vereceğimiz bir gün var. Bu dünyada yapıp yapmadıklarımızla, ya kendi cennetimize sırtımızda tuğla taşıyacağız, ya da kendi cehennemimize kendi sırtımızda odun taşıyacağız. Rıza’ya ulaşmak için gelin önce tevbe edelim. 

Selâm ve dua ile.

Bu yazı toplam 730 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar