Paralel örgüte ilk dava

Paralel örgüte ilk dava

17 Aralık'ta hükümeti hedef alan yapıya yönelik soruşturmalarda ilk iddianame tamamlandı. Adana'da birçok kişiyi kanunsuz şekilde dinleyen çeteye yönelik iddianame mahkemeye gönderildi.

Paralel yapıya yönelik yürütülen soruşturmalarda ilk iddianame tamamlandı. Adana'da üst düzey kamu görevlileri ile yargı mensuplarını sahte isimlerle yıllarca kanunsuz bir şekilde dinleyen çeteye yönelik soruşturma sona erdi.

Adana Cumhuriyet Başsavcıvekili Ali Doğan'ın yazdığı iddianame Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. İddianamede telekulakçı polisler hakkında yakalama kararı çıkarılması talep edildi. İddianamede, Adana Emniyeti'nde görevli emniyet müdürü İ.B. ve E.Y. ile emniyet amiri A.A, komiser F.M, polis memuru H.S, A.Ş, R.K. ve M.A. ile emekli polis başmemuru A.K. hakkında 31 ile 78 yıl arasında değişen hapis cezaları istendi. 41 sayfadan oluşan iddianamede, sanıkların resmi belgede sahtecilik, iftira, suç uydurma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal ve kişisel verilerin kaydedilmesi suçlarını işlediği vurgulandı.

'ORGANİZASYON' MESAJI

Başsavcıvekili Doğan, 41 sayfalık iddianamesinde, şüphelilerin suçla ilgili ayrıntıları gizlemekteki birlikte hareketlerini vurgulayarak, 'Söz konusu suçları işlemedeki iştirak iradelerinin yoğunluğunu ve tüm şüphelilerin bu suçları işlerken belli bir organizasyon içerisinde, bilerek, isteyerek ve sistemli hareket etmek suretiyle planlı ve önceden öngörülmüş bir işbölümü çerçevesinde bu suçları işledikleri sonucuna varılmıştır' dedi.

HAKİM KARARI VAR DİYE SUÇ OLMAKTAN ÇIKMAZ

İddianamede, yasadışı dinlemelerin mahkeme kararlarıyla yapıldığına yönelik sürdürülen 'paralel propaganda'ya da değinildi. Doğan, 'Dinlemelerin hakim kararı ile olması, dinlenen kişilerin sahte isimler ve suç uydurmak suretiyle yapılan teleplerle gerçekleşmesi, eylemi suç olmaktan çıkarmamaktadır' ifadesine yer verdi.

AMAÇ GÜVENİLİRLİĞİ YOK ETMEK

Soruşturmanın yasadışı bir şekilde dinlenen yargı mensuplarının şikayetiyle başlatıldığının belirtildiği iddianamede, soruşturma sürecinde çok sayıda ıslak imzalı delilin de ele geçirildiği vurgulandı. İddianamede şöyle denildi:

'Hakim ve savcıların dahi yasadışı ve sahte evraklarla dinlenebildiği bir ülkede hukuk güvenliğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Bu nedenle şüphelilerin işledikleri suçlar Türkiye'de hukuk güvenliğini ve devletin güvenilirliğini yok etmeye yönelik eylemlerdir. Hukuk devletlerinde hukuk güvenliğini sağlamakla yükümlü olan hakim ve savcıların dahi haberleşme özgürlüğü, suçla mücadele görevi olan şüpheliler tarafından bu şekilde ağır bir biçimde ihlal edildiği bir ortamda hukuk ve haberleşme güvenliğinden bahsedilemez.'

SAVCI YENİDEN TUTUKLAMA İSTEDİ

Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianamede, tutuklandıktan 5 gün sonra nöbetçi hakimin serbest bıraktığı biri emekli 9 polis hakkında yakalama kararı çıkarılması istendi. Mahkeme, 15 gün içinde iddianameyi inceleyerek karar verecek.

Hayatın akışına aykırı

İddianamede, 'Yasadışı dinlemelerin bilerek ve yoğun bir suç kastı ile yapıldığına yönelik deliller bulunmaktadır. Dinleme kararı alınırken, taleplerin sahte isim kullanılarak hakim ve savcılara yönelik olduğunu bilmedikleri iddiası dosyadaki delillerle uyuşmamaktadır. Çünkü bazen bir yılı bulan, ek uzatmaların bulunduğu dinlemelerde, dinlediği insanların hakim-savcı veya mahkeme başkanı olduklarını bilmemeleri hayatın olağan akışına aykırıdır. Zira hakim savcılar gibi birbirlerine hitap ederken çoğu zaman isim kullanmayan, unvan tercih eden bir meslek grubunda şüphelilerin savunmalarındaki suçtan kurtulmaya yönelik beyanlarına itibar edilmeleri mümkün değildir' denildi.