Mahir Hammud: Gazze’de kazanılan zafer Allah’ın kelamından bihaber olan komplocuların yüzüne çarpılmış bir tokattır

Mahir Hammud: Gazze’de kazanılan zafer Allah’ın kelamından bihaber olan komplocuların yüzüne çarpılmış bir tokattır

Lübnan’ın önde gelen Sünni âlimlerinden Şeyh Mahir Hammud 25 Temmuz 2014 Cuma tarihli hutbesinde Gazze’deki zaferin ümmet için ne ifade ettiğini anlattı.

Şeyh Mahir Hammud’un 25 Temmuz 2014 tarihli Cuma hutbesi şöyle:
İslam coğrafyasının akan kanlara, anaların feryatlarına, şehitlere, yetim kalan çocuklara, evlerinden yurtlarından olup ülkelerini terk etmeye mecbur kalanlara, yıkıma, acılara tanık olduğu böyle zamanda bir kez daha Kudüs Günü’nü yaşıyoruz. İslam coğrafyası hem Batı tarafından hem de Arap yönetimleri tarafından daha önceden maruz kalmadığı bir komployla karşı karşıya… Ancak buna karşılık daha önceden benzeri görülmemiş bir direniş ruhu da hâkim… Akan kanlarla, sabırla ve imanla şanlı bir tarih yazılıyor şimdi.
Gazze’de çok büyük kayıplar verilmiş olmasına rağmen kazanılmış olan zafer Allah’ın kelamından bihaber olan komplocuların yüzüne çarpılmış bir tokat gibi oldu: “Allah kendisine yardım edenlere muhakkak yardım eder. Hiç şüphesiz Allah güçlüdür, galiptir.” (Hac:40) “Nice az sayıda birlik Allah’ın izniyle çok sayıda birliği yenmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara:249)
Gazze’deki zafer diğer tüm zaferlerden üstündür. Mesela Lübnan’da dağlar, vadiler, mağaralar, nehirler, bunların tümü direnişçiler için doğal lojistik destek görevini görüyorlar. Yine Lübnan’da kesintiye uğramayan bir yardım hattı var. Ancak Gazze çöl… Ne bir yükseklik var, ne de gizlenmek için herhangi bir yer… Bunun yanı sıra Gazze için Mısır’la aralarında bulunan sınır kapısı can damarı niteliğinde olmasına rağmen bu kapı da kapalı… Sisi, kardeş rolünü oynamak varken, arabulucu rolünü tercih etti. Mısır’ın Arap devletleri için ne kadar önem arz ettiğini unuttu. Üstelik sınır kapısının kapanmasıyla ilgili olarak hiçbir geçerliliği olmayan bahaneler ürettiler. Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry, Mısır’ın yeni Dışişleri Bakanı Samih Şükri’nin önünde Gazze’nin İsrail’de sivilleri öldürdüğünü, İsrail’in bu sebeple kendisini savunmakta haklı olduğunu küstah bir şekilde ifade etti. Bu kişiler Mısır’ın adını, Ezher’in şanını, düşmana karşı savaşmayı onur bilen Kahire’nin tarihini kirlettiler. Benzeri şekilde 2008 Gazze saldırılarını başlatacaklarını ilan eden İsrail Başbakanı da saldırı haberini Mısır’ın o zamanki dışişleri bakanının huzurunda vermişti.
Buradan Sisi’yi sesleniyoruz: “İzlediğiniz bu yol onurlu bir yol değil. Bu yol Cemal Abdunnasır’ın ya da Hüsnü Mübarek’in yolu da değil… Siz tüm zamanların en kötü yolunu tercih ettiniz. Sınır kapılarını açın ve Gazze halkının, Filistin halkının yanında durun. Bunca yaralı ve muhtaç insana rağmen sınır kapılarını kapatmayın.”
Söylediklerimiz aynı şekilde Katar, Suudi Arabistan ve diğerleri için de geçerli… Suriye’deki fitneye destek verirken sergilediğiniz kahramanlığı neden Gazze’de de göremedik? “Ey iman edenler neden yapamayacağınız şeyleri söylüyorsunuz? Yapamayacaklarınızı söylemeniz Allah katında büyük bir suçtur.” (Saff:2-3)
Uygun bir zamanda fıkhi ayrılıklardan konuşabiliriz. Delilleri masaya yatırırız ve karşılıklı yorumlarız. Ancak şu anda meselemiz bu değildir. Şu anda direnişe silah ve eğitim desteğini yalnızca ‘direniş ekseni’ veriyor. Üstelik bunun karşılığında da hiçbir talepleri yok. Buna karşılık mezhepçilik söylemleriyle karşımıza çıkanlar, yalnızca düşmanla ortak hareket edenlerdir. Tabi burada şunu da unutmamamız gerekiyor. Tüm bu silahların ve eğitimin, nefislerini Allah’a satan ve kendilerini Allah yolunda feda ederek tünellerden, denizden, küçük uçakları üzerinden ya da füzeleriyle düşmanın üzerine yürüyen kahraman mücahitler olmadığı sürece hiçbir anlamı yoktur.  İsrailli yorumculardan biri direnişle ilgili şunu söylemişti: “Bizim demir kubbemiz başarısız oldu ve direnişçilerin yer altında ürettikleri el yapımı topraktan kubbeleri kazandı.” Yine Birleşmiş Milletlerdeki İsrail temsilcisi Dan Gillerman ise şunu söylüyor: “Hamas ‘el-Asfi-l Me’kul’ Savaşını kazandı.”
Ümmeti Gazze’deki ve Filistin’deki zafer sebebiyle tebrik ediyorum. Büyük bir bedel ödenerek bu zafer kazanıldı. Çok yakın bir zamanda herkes bu zaferin ne kadar önem arz ettiğini anlayacaktır. Ancak elbette ki bu zafer Allah’ın vereceği ödüllerin yanında, cennetinin yanında basit kalmaktadır. Vaat edildiği gibi İsrail’in yok olması ve Filistin’in zafer kazanması yakındır inşallah.
İ Analiz