Kıbrıslı Türkleri kışkırtmayalım

Türkiye 1974'ten beri Kıbrıs'ta dünya sisteminin lordlarına meydan okuyor. Kıbrıs'a asker çıkarmak, Kıbrıs'ta Türk devleti kurmak, Türkiye'den oraya nüfus transfer etmek bir meydan okumaydı. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği'nin mütemadiyen kesip durduğu "İşgalci Türkiye askerlerini çekmelidir" raconunu hiçe sayıp Kıbrıs'taki askeri varlığı ısrarla sürdürmek bir meydan okumadır. Öyle böyle değil, müthiş bir meydan okuma.

Kıbrıs'ın tamamını Avrupa Birliği toprağı olarak gören Brüksel'den bakıldığında, Türkiye, 3355 kilometrekare Avrupa toprağını işgal altında tutuyor. Onlar için yenir yutulur şey değil bu. Yine de yiyip yutuyorlar, çünkü Türkiye'nin garantörlüğü meselesini ve Kıbrıs Türklerinin Türkiye'ye bağlılığını aşamıyorlar.

Bunlar olmasaydı Türkiye böyle meydan okuyamazdı, meydan okusa da arkasını getiremezdi.

Kuzey Kıbrıs'ta "Türk ordusu defolup gitsin, Ankara Kıbrıs'ın yakasını bıraksın, parasını da alsın başına çalsın, nasıl olsa Rumlarla anlaşıp Kıbrıs Cumhuriyeti'ne katıldığımızda Avrupa Birliği bütün ihtiyaçlarımızı karşılar" diyen bir azınlık var. Bu azınlığın çoğunluk haline geldiğini farz edelim; Türkiye Kıbrıs'ta nasıl tutunacak? Kıbrıslı Türkler silah zoruyla zapturapt altına mı alınacak? Tankların üstüne yürürlerse onlara ateş mi edilecek? Türkiye'nin Kıbrıs'taki garantörlüğü, Kıbrıslı Türklerin sıhhat ve selametini korumaya matuftur; Kıbrıslı Türkler "Türkiye bizim sıhhat ve selametimize kast ediyor" derlerse garantörlük mü kalır?

Bugün için böyle bir felaket senaryosu üzerinde durmayı abes bulabilirsiniz, ama bazen kıldan nem kapmakta fayda vardır. Türkiye ile KKTC arasında çıkan 'küfür krizi' de nem kapılası bir kıla benziyor.

Malum; KKTC'ye verilen mali destek azaltıldı. Türkiye'yi abat edecek bir tasarruf değil, ama Kıbrıslı Türklerin bütçelerini sarsacak bir kesinti sözkonusu. Bunu protesto etmek için Lefkoşa'da düzenlenen bir mitingde bazı densizler Türkiye'ye sövmüşler. Onları elbette ayıplayacağız, ama sadece onları! Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkını ve yönetimini külliyen incitebilecek, küstürebilecek, Türkiye'nin aleyhine döndürüp Rum yönetiminin yanına itebilecek söz ve davranışlardan uzak durmak lazım. Pusuda bekleyen nifak ehlini sevindirmeyelim, onların ekmeğine yağ sürmeyelim.

Doğu Akdeniz'de müthiş bir mevzi kazanmışız. Bunu dünya-âleme söke söke kabul ettirmişiz. Türkiye ve Kıbrıslı Türkler el ele, modern Haçlıların çarkına çomak sokmuşuz. O çomağın orada kalması için biraz dikkat, biraz serinkanlılık lütfen.


yenişafak

Bu yazı toplam 2132 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar