Kadir Mısıroğlu:  Ayasofya  Yakında Açılacak

Kadir Mısıroğlu: Ayasofya Yakında Açılacak

Tarih Araştırmacısı ve Yazarı Kadir Mısıroğlu, Ayasofya ibadete açılması ile ilgili olarak "Tahmin ederim çok gecikmeden o da Tayyip Bey’e nasip olur" dedi.

Kadir Mısıroğlu Ayasofya gündemiyle ilgili görüşlerini “islamveihsan.com’dan Abdullah Güner ile Furkan Hasdemir'e anlattı. Ayasofya’nın açılmasıyla ilgili “henüz erken” yorumunda bulunan Mısıroğlu, Ayasofya’nın yakın bir gelecekte açılacağını lâkin şu anda şartların haiz olmadığını belirtti. Bununla birlikte Ayasofya’nın Osmanlı mirasçısı olan bizler için öneminden bahsederek, “o kadar câmî içinde bir kilise mi batıyor gözünüze” yorumlarına da cevap verdi.
 
Son zamanlarda Ayasofya’nın câmî olarak faaliyete geçmesi yine gündemde. Bu konu da tartışmalı çeşitli kampanyalar yapılıyor. Kimisi “henüz erken” diyor, kimisi, “açılsın artık yeter” diyor. Geçtiğimiz günlerde bir gazetenin  başyazarı da bu konuda “80 bin caminin ortasında bir Hristiyan mâbedi mi batıyor gözünüze?” dedi. Bu açıdan Ayasofya bizim için neden önemlidir? Sizin Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasıyla ilgili görüşünüz nedir?   
 
Müslümanlar, her fethettikleri yerde bir mâbedi fethin sembolü olmak üzere câmîye dönüştürürler. İslam Hukuku, fethen girilen bir yerde, fethi gerçekleştirenlere bazı haklar tanır. Bu haklardan birisi de bir mâbedin câmiye dönüştürülmesidir. Ayasofya, İstanbul fethinin sembolüdür. Çünkü Fatih, Ayasofya’yı fethin sembolü olmak üzere câmîye dönüştürdü. Bununla beraber fethen İslâm’a râm edilen her şehrin bir câmîsinde, hutbe kılıca dayanarak okunur. Bu âdet başlangıçta Ayasofya’da yapılıyordu.  II. Bayezid bu şerefi kendine almak için babasının âdetini bozdu ve bu geleneği Beyazıt Câmîsi’ne taşıdı. Bugün bile Beyazıt Câmîsi’nde hatip, hutbeye kılıçla çıkar. Cuma günü gidip görebilirsiniz. Bunun manası şudur; ‘güç benim elimde olduğu için, burada hakk-ı kelâmım var. Gerçekleri sınırsızca söyleyebiliyorum.’
 
Ayasofya fethin sembolü olmakla birlikte Fatih Hazretleri Ayasofya Vakfiyesi’ni beddua ile bitiriyor. “Kim bu Vakfiye’yi bozarsa Allah’ın ve meleklerin lâneti onun üzerine olsun” diyor. Onu bozanın üzerinde de bu beddua devam ediyor. Şunu da ifade etmeliyim ki Lozan’da, Ayasofya konusuyla ilgili alınmış bir karar yok. Lozan 1923’te, Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesi ise 1930’da olmuş bir iş.
 
AÇILMASI İÇİN HENÜZ ERKEN
 
Açılmasına gelince, milletimizdeki İslamlaşma şuuru belirli bir seviyeye gelince Ayasofya tâbî olarak açılır. Bugün o kıvamda değiliz. Ama yakınız. Çok sürmez açılır.
 
Henüz erken mi diyorsunuz?
 
Henüz erken. Çünkü bu hâdisenin içeride de dışarıda da reaksiyonları olur. Hükümet gerginlik istemiyor. Zaten başında yeteri kadar gerginlik sebebi olduğu için bir de bu konu da gerginlik nedeni olmak istemez. Ama sembolik olarak Ayasofya, 1960’lı yıllarda açıldı. Ayasofya’nın Topkapı Sarayı tarafından bir giriş kapısı vardır. Orada papazların bir toplantı salonu vardı. Orası bugün mescid olarak kullanılıyor. Cuma dâhil beş vakit namaz kılınıyor. Bu mescidi Süleyman Demirel yaptırmıştı. Ama bu mescid esas kubbenin olduğu kısımda değil tabi ki.  Tahmin ederim çok gecikmeden o da Tayyip Bey’e nasip olur. Esas ana kubbenin altında da bir namaz kılınır.
 
AYASOFYA YAKIN BİR GELECEKTE AÇILACAK
 
Ayasofya’nın açılması yakın bir gelecekte olacak. Çünkü mevsim İslâm’a doğru gidiş mevsimidir. Bu gidişin bir safhası da Ayasofya olacak.  Ayasofya ile ilgili daha bir sürü gelişme olacak ve mevsim, İslam’ın galebesine doğru gidilme mevsimi olacak. Lakin dediğim gibi şu anda Ayasofya’nın açılması, içeride ve dışarıda reaksiyonlar doğurur. Hükümet başındaki dertlerle uğraştığından yeni bir gerginliğin sebebi olmak istemez. Bu nedenle Ayasofya’nın açılması için henüz erken.