Hakan Fidan: Tanımlamalar Değişmeli. Bunun adı Yerleşimci Değil Hırsızlık.''

Hakan Fidan: Tanımlamalar Değişmeli. Bunun adı Yerleşimci Değil Hırsızlık.''

İsrail'İn yerleşimcilik kavramını da eleştiren Fidan, "Bunun adı hırsızlıktır" dedi.

Türkiye'nin Filistin- İsrail çatışmasını sona erdirmek için yoğun mücadelesi sürüyor.

Bu kapsam da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail sınırında Hizbullah güçlerinin çatıştığı Lübnan'da...

Lübnan Dışişleri ve Göçmenler Bakanı Abdallah Buhabib'in davetine icabetle beyrut'ta bulunan Fidan temaslarının ardından mevkidaşı ile kameraların karşısına geçti.

Dünyanın gündemindeki çatışmaya yönelik açıklamalarda bulunan Fidan, Kudüs'ün başkent olduğu bir Filistin devletinin kurulması gerektiğini söyledi.

"Medya gücüyle problemin gerçek tabiatı unutturuldu"

Bölgedeki sorunun medya gücü ile gerçek tabiatından arındırıldığını belirten Fidan, "Biz çözüm konusunda oldukça ciddiyiz, netleşmiş fikirlerimiz var. Bunların başında şu ana kadar Filistin devletine giden yolda çözüm olmadığının tespiti var ve buna yönelik adımların atılması var.

Uzun yıllardır hegemonik güçlerin, medya gücüyle problemin gerçek tabiatını unutturduklarını görmekteyiz, artık buna bir son verme zamanı geldi.

"Bunun adı yerleşimcilik değil hırsızlıktır"

Başta bu tanımlamaların değişmesi lazım. Birinin toprağını işgal ediyorsunuz, evini alıyorsunuz, sonra o eve başkasını yerleştiriyorsunuz ve buna da tanım koyup yerleşimci diyorsunuz. Bunun adı hırsızlıktır.

Buna benzer yalanların artık kabul görmediği son olaylarda da ortaya çıktı. Bunlar ne İsrail'e ne Filistin'e barış getirmiyor. Bunların artık son bulması lazım. Mescid-i Aksa ile ilgili hassasiyetlere uluslararası toplumun dikkat etmesi lazım. Yıllardır uyarıyoruz. Yaptığımız uyarılara lütfen kulan verin." diye konuştu.

"Ülkelerle yakın işbirliği halindeyiz"

Fidan şöyle konuştu:

"Burada iki konu üzerine odaklandık. Birincisi Gazze'de şu anda devam etmek olan dramı, kuşatmanın sona erdirilmesi ve sivil halkın mümkün olduğunda etkilenmemesi için alınacak tedbirler.

Özellikle Gazze'deki nüfusa yardımların vakit kaydedilmeden ulaştırılması konusunda uluslarası kuruluşlarla ve ülkelerle yakın temas halindeyiz. Bu konuda başta Mısır olmak üzere diğer ülkelerle yakın işbirliği halindeyiz.

Gazze'de devam eden durumun son bulması için çalışmalarımız devam edecek. Bu esnada Gazze'deki dramın diğer ülkelere etkisinin azalması, Lübnan, Mısır Ürdün olmak üzere diğer ülkelerin istikrarsızlaştırılmasına yönelik etkilerin de azalması için çalışıyoruz.

Mısır ile yaptığımız görüşmelerde bu konuda dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtmiştim. Burada Lübnan'ın istikrarsızlaştırılmasına karşı da Lübnan'ın yanında olduğumuzu belirtmek istiyorum.

"Büyük savaşlar çıkabileceği gibi tarihi barışlar da çıkabilir"

Bu çatışmanın daha büyük savaşlar serisinin kapısını açması değil de barışın kapısını aralaması konusunda neler yapılabileceğini görmemiz lazım. Büyük savaşlar çıkabileceği gibi tarihi barışlar da çıkabilir. Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan buradan tarihi barışın çıkabileceğine inanmakta ve buna yönelik çalışmalar yürütmekte.


1967 sınırına dayalı iki devletli, Kudüs'un başkent olduğu bir Filistin devletinin kurulması konusunda artık dünyanın adım atma zamanı gelmiştir. Filistin devletinin kurulması ertelendikçe barış gelmeyecektir, son olaylar da bunun kanıtı olmuştur.

Bu noktada atılması gereken adımların kararlaştırılması için belli toplantıların zirvelerin yapılma kararı alınmış bulunuyor. Yarın da İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Dışişleri Bakanları düzeyinde toplantısı olacak.

"Eski yöntemlerle kalıcı çözümün çıkmaz"

Türkiye olarak ikili ve çoklu görüşmelerde gerçekleri ifade etmekten çekinmiyoruz. Bunlardan birisi uygulanan çözüm ve yöntemlerin etkisizliği ve yanlışlığı. Bununla ilgili detaylı görüşmeleri muhattaplarımızla yapmaktayız, belirli görüşmeler çerçevesinde hareket ediyoruz. Eski yöntemlerle kalıcı çözümün çıkmayacağı aşikardır.

Hem ikili hem çoklu görüşmelerde gerçekleri ifade etmekten geride durmuyoruz. Bunlardan biri de uygulanan yöntemlerin yanlışlığı.