Diriliş belgeseli

Cuma akşamı. "Gün Doğmadan". Diriliş muştucusu Sezai Karakoç'un hayatını ve fikir-sanat mücadelesini anlatan belgesel filmin galası. Hem nicelik hem de nitelik bakımından muhteşem bir kalabalık. "Dağın Çağrısı"na kulak veren güzel insanlar.

Gösterimden önce İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Tarım Bakanı Mehdi Eker, filmin yapımcılığını üstlenen CINE5 Medya Grup Başkanı Orhan Seyfi Güner ve yönetmen Ensar Altay, kısa birer konuşma yapıyor. Bakan Atalay, hükümetin "açılım" siyasetini ve Ortadoğu'ya yaklaşımını Sezai Karakoç'a bağlayarak, teslim edilmesi gereken hakkı teslim ediyor.

Film: Medeniyetimizin buhranı. Buhranın içine doğan bir çocuk. Küçük yaşlardan itibaren asalete tutkunluk. İn-cin uykudayken dimdik ayakta olan Necip Fazıl'ın "Büyük Doğu"suna bittabii yöneliş. Davaya adanış. Diriliş Dergisi ve Diriliş Yayınları. Gül Medeniyeti'ne selam. "Hızırla Kırk Saat", "Leyla İle Mecnun", "Yunus Emre" ve "Mehmed Akif" ile yeniden üretilen gelenek. "İslam'ın Dirilişi" manifestosu. Dünya Müslümanlarına diriliş muştusu... Bütün bunlar, içe işleyen (en azından benim içime işleyen) bir atmosfer içinde.

Sinan Albayrak'ın oynadığı giriş sahnesinin finalinde sarsıldım. Trendeki çocuk sahnesinde yapayalnız kalacak kadar uzaklara gittim. Denizde yüzen güller sahnesinde eridim. Giderek yükselen heybetli bir müzik eşliğindeki diriliş manifestosu sahnesinde titreyip kendime döndüm.

Filmde Ayla Algan, Müşfik Kenter, Deniz Arcak, İbrahim Paşalı gibi sanatçılar, Sezai Karakoç'tan şiirler okuyor. Birçok edebiyatçı, fikir adamı ve siyasetçi, Sezai Karakoç'un sanatsal, entelektüel ve siyasi müktesebatı hakkında konuşuyor. Konuşmalar kısa ve öz. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de var. Üstada vefa.

Film 110 dakikadan uzun sürüyor. Daha kısa olabilir miydi? Bence olmalıydı. Zaman zaman haddini aşan müziğe de biraz ayar verilmeliydi. Ama bunlar teferruat tabii. Güzel bir film. Kelimenin tam anlamıyla güzel.

İlk filmini yüzünün akıyla tamamlayan yönetmen Ensar Altay'a, metin yazarları Yusuf Armağan ile Hamit Can'a, yapımcı Orhan Seyfi Güner'e ve filme katkıda bulunan CINE5'e cân-ı gönülden teşekkürler

Bu yazı toplam 3418 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar