Darbelerin anası lanetleniyor

Darbelerin anası lanetleniyor

‘Darbelerin anası’olarak bilinen ve Başbakan Adnan Menderes ile arkadaşları Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın insanlık dışı bir sözde yargılama ile asıldığı 1960 darbesi 54. yılında lanetle anılıyor.

Bugün 27 Mayıs… “Yeter Söz Milletin” diyerek milletin oyları ile “Tek Parti Dönemi ”ne son veren Adnan Menderes Hükümeti’nin darbeci subayların gazabına uğramasının 54. yıl dönümü… 14 Mayıs 1950 seçimlerinde büyük bir başarı ile iktidara gelen Demokrat Parti, 27 Mayıs 1960 günü, askeri müdahale ile iktidarda uzaklaştırıldı. Milletin kararlarını hiçe sayan darbeciler, hükümeti devirmekle kalmayıp, milletin gönlünde taht kurmuş Adnan Menderes ve arkadaşlarını ipe götürmekten de çekinmediler. 27 Mayıs Darbesi’nin üzerinden 54 yıl geçmesine ve darbenin neden olduğu yıkımların farkında olunmasına rağmen darbeci zihniyete sahip kimselerin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı da iktidardan uzaklaştırmak için Menderes’e yaptıkları gibi türlü yollara başvurmaları dikkatlerden kaçmıyor.

MENDERES’İ YOLSUZLUKLA SUÇLAMIŞLARDI

27 Mayıs’ın mimarları, Menderes’e yönelik gerçekleştirdikleri darbeyi meşrulaştırmak için yolsuzluk iddialarını gündeme getirip algı operasyonu ile Menderes’i yıpratmak istemişlerdi. Başbakan Erdoğan ve AK Parti ile ilgili ortaya atılan yolsuzluk iddiaları da Menderes’e reva görülenleri akıllara getiriyor.

“Yassıada Yargılamaları” sırasında “Örtülü Ödenek Davası” olarak anılan davada Menderes, örtülü ödenek paralarını zimmetine geçirmekten yargılanmış, 13 oturum süren yargılamadan sonra Menderes’in, 2 Şubat 1961’de suçlu olduğu yönünde karara varılmıştı. Hâlbuki yürürlükteki kanunda örtülü ödenekteki kaynakların başvekil tarafından sınırsız olarak ve kayıt tutulmadan harcanabileceği açıkça belirtildiği halde, bu mahkeme 10 yıllık Örtülü Ödenek kayıtlarını istemiş ve Menderes, bir kısmı da Kıbrıs’ta kurdurduğu Türk Mukavemet Teşkilatı için harcandığı sonradan ortaya çıkan bu harcamaları açıklamadığı gerekçesi ile 4,877,780 lirayı zimmetine geçirmekten suçlu bulunmuştu. Paranın tahsili için ise, Menderes’in Aydın’daki arazilerine darbecilerce el konulmuştu.

Menderes aynı zamanda İstanbul’da Bulvar ve yol açmak için pek çok vatandaşın evini, parasını geciktirerek ya da hiç ödemeden istimlak etmek, kanuna aykırı olarak üniversite basmak ve halka ateş açtırtmak, bazı muhalefet milletvekillerinin ve muhalefet liderinin seyahat özgürlüğünü kısıtlamak, yargı bağımsızlığın ve anayasanın ihlali gibi darbeye payanda yapılmaya çalışılan gerekçelerden suçlanmıştı. 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi’nden 54 yıl sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’yi yıpratmak isteyen aynı zihniyetteki güçler, 54 yıl önce Adnan Menderes’e yönelik suçlamaların benzerini AK Parti üzerinde denemeye giriştiler. 17 ve 25 Aralık ihanet operasyonları ile hükümet hakkında yolsuzluk batağına battığı algısı oluşturmak için harekete geçen güçlerin hazırladıkları fezleke ve iddianamelerde, Başbakan Erdoğan’ı devirmeyi kafalarına koyduğu ortaya çıkmıştı. Erdoğan’ın da dile getirdiği söz konusu belgelerde, kendisi için“Dönemin başbakanı” ve “Devrik başbakan” şeklinde ifadelerin yer aldığı da kumpasçıların ne amaçla harekete geçtiklerini gözler önüne sermişti. Menderes’e matuf darbenin dayanağı yapılan uyduruk gerekçelerden diğerleri ise, Menderes’in diktatör olduğu, anayasa ve yargı bağımsızlığını ihlal ettiği iddiaları iken aynı suçlamalar ile Başbakan Erdoğan’ın da itham edilmesi, Menderes’e biçilen akıbetin, Erdoğan için de hazırlanmak istendiğini kanıtlar nitelikte. Menderes’in muhalifleri kıyma makinelerinde kıydırdığı iddiaları ile Başbakan Erdoğan’a yöneltilen “Katil Erdoğan”nitelemesini de göz önüne aldığımızda aradan 54 yıl geçmesine rağmen uygulanan senaryonun değişmediği ortaya çıkıyor.

27 MAYIS’IN ARKASINDA İNÖNÜ VAR

Gazetemize konuşan tarihçi yazar Süleyman Kocabaş, İsmet İnönü’nün, Cumhuriyet Dönemi’nde orduyu ilk defa politikaya alet edip kullanan ve darbeler geleneğine milat başı kazandıran paşa olduğunu söyledi.

İsmet İnönü’nün, Menderes karşısında 1950, 1954 ve 1957 seçimlerini üst üste kaybetmesini hazmedemediğini kaydeden Kocabaş, “Her seçimi kaybeden İnönü, Başbakan Menderes hükümetine karşı demokratik rejimler geleneğinde bulunmayan kırıcı ve yıkıcı muhalefetini daha da sertleştirdi” dedi.

“ERDOĞAN’I DA AYNI YÖNTEMLER İLE HEDEF ALIYORLAR”

Sosyolog Müfid Yüksel de, 27 Mayıs döneminde muhalefetin Meclis’te pek güçlü olmadığını ama birçok kadroda yer aldığını belirterek, “Askeriye zaten önemli oranda muhalefetin elindeydi. Her ne kadar Genelkurmay Başkanı hükümete sadık kalsa da böyle bir durum vardı” dedi. Menderes’in kendisine özgü bir karizması olduğunun ve biraz sakin yapılı bir insan olduğunun altını çizen Yüksel, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Menderes’i üslubunu karşılaştırdığımız zaman Erdoğan biraz daha celalli bir lider. Bu bakımdan bir farklık söz konusu. 1946 yılındaki hileli seçimler dışında darbeye gelen süreç içerisinde hiç seçim kazanmamış bir CHP vardı karşımızda. Kurucu parti olduğu iddia edilen CHP’nin tahammül göstermeme durumu ortaya çıktı. Buna karşı orduyu kullanarak bu darbeyi gerçekleştirdiler. Bu dönemde de Erdoğan karşısında sürekli seçim yenilgisi söz konusu. Bundan dolayı bazı çevrelerde bir saldırganlaşma eğilimi oldu. Aslında bu bir çaresizlik durumudur. Bu bakımdan aynı derecede Erdoğan’ı da hedef alıyorlar. Nasıl Menderes hedef alındı ise, Erdoğan da aynı yöntemle hedef alınıyor. Aynı yöntemlerle yıpratma çalışmaları söz konusu” açıklamasında bulundu.

 

AKİT