Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

CHP ve HDP için hüsran

Temel Karamollaoğlu, Babacan’la buluştu. SP’nin yeni rotası belli oldu. CHP ile ittifakın sonu. CHP, HDP, İyi Parti baş başa kaldı. Bu durum İyi Parti için aslında hiç de iyi olmadı. İyi Parti bu ittifak içinde daha fazla kalamaz. Bahçeli bu durumu kendi lehine kullanacaktır. Zaten İyi Parti içinde bir süreden beri CHP ve daha çok da HDP konusunda ciddi bir sıkıntı vardı.

İyi Parti de ittifaktan koparsa, bu CHP içinde de ciddi tartışmalara sebep oluyor. Ulusalcı, Kemalist çevreler HDP ile ittifak konusundaki rahatsızlıklarını daha yüksek sesle dillendireceklerdir.

Bu durum yerel yönetimlerdeki kadrolaşma, belediye meclisleri ve ihalelerde ciddi tartışmalara sebep olacaktır. Eğer CHP de, HDP ile arasına mesafe koyarsa, bu HDP için ciddi bir krize vesile olacaktır. HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması ya da tutuklamalar konusunda HDP yalnız kalacaktır.

SP’nin Babacan’la yakınlaşması bu anlamda AK Parti’nin işine yarayacaktır. Ama öte yandan, AK Parti’den gidenler ya da eski Milli Görüş’çüler için, AK Parti dışında yeni bir adres ortaya çıkmaktadır. Bu ittifak süreci yeni katılımlarla daha da genişleyebilir.

Babacan ve Davutoğlu iki ayrı parti kursa da potansiyel olarak aynı ittifak içinde yer alacaktır herhalde.

Bu arada, AK Parti içinde bugünden yarın için Erdoğan sonrası tartışmalar giderek daha fazla duyulur olmaya başladı.

Gezdiğim yerlerde en çok sorulan soruların başında “Soylu”, “damad”, “Binali” isimleri geliyor. İsimlendirme de bu şekilde.

En çok sorulan diğer sorular:

- Mesaj alındı dendi, değişim sözü verildi, sorumlular hakkında gerekli işlem yapılacak dendi. Ne Bakanlıklarda, ne yakın çevrede, ne bürokraside, ne genel merkez ne de teşkilatlarda beklenen değişim neden yapılmıyor?

- Yolsuzluk, rüşvet ve kayırmacılık konusunda neden şaibelerden kurtulmak için adım atılmıyor?

- Birçok tanınmış FETÖcü dışarıda, sıradan ilişkili kişiler içeride, bu nasıl oluyor?

- Reise nasıl ulaşırız, bugünkü medya ve sosyal medya’daki dili kim, niçin örgütlüyor?

- Gül, Babacan ve Davutoğlu’nun şansı ne?

- Erdoğan sağlık ya da bir başka sebeple ayrılırsa ne olacak? Reisin yerine kim öne çıkacak?

- Terör ve Kürt sorunu, Suriye ve PYD konusunda izlenen politika doğru mu?

- Reise ulaşmak neden bu kadar zorlaştırıldı.

- Cemaat-Siyaset ilişkisinde çözüm yolu ne olacak?

Tekrar HDP konusuna dönecek olursak, bu süreç HDP için yolun sonu olabilir. Kürt konusu için de yeni bir dönemin başlaması sürpriz olmaz. Barzani, Kerkük, Musul yeni bir gündem oluşturabilir.

HDP, PKK’nın siyasi ayağıdır. PYD de PKK’nın Suriye ayağıdır. 

Bu arada; Apo’nun örgüt ve örgütün karar alma süreçlerinde yeteri kadar etkili değildir.

PKK büyük ölçüde kan kaybetti ve annelerin direnişi PKK’ya karşı vicdani bir bariyer oluşturdu.

PYD’nin ABD ile olan ittifakları, PKK ve PYD’nin sol ve özgürlükçü bir halk hareketi olma iddiasını anlamsızlaştırdı. Bu örgütün ABD’nin bir taşeron örgütü olduğu ortaya çıktı. “Selahaddin’in çocuklarını, haçlı ordusuna asker yapma” planı olarak görülmeye başlanan örgütün İsrail’le derin ilişkisi de bölge ülkeleri ve halkları nezdinde giderek daha fazla tepkiye neden olmakta. SDG bugün bu anlamda bölgede ABD ve İsrail’in örgütlediği, Siyonist bir “Yeni haçlı” örgütü olarak görülüyor.

ABD bölgede “benden sonrası tufan” anlayışı ile Alevi-Sünni, Kürt-Türk, PYD-DAEŞ herkesi, Irak’ı Suriye’ye benzetebilir. ABD giderek kontrollü bunalım stratejisinden, kontrolsüz kendine zarar vermeyecek şekilde yönlendirilmiş kriz, karmaşa politikasına geçebilir.. Zaten Irak’ta olaylar başladı. Böyle giderse durum daha da karışacak demektir.

Trump’a ve damadı Kushner’e güven yok. Trump ve Kushner’e güvenen içerideki ve bölgedeki unsurlar da bu süreçte sükûtu hayale uğrayabilir.

İran’a dikkat. İran ve Suudi Arabistan’da ve bazı körfez ülkelerinde de sürpriz olaylar yaşanabilir.. Bölge sürprizlere gebe. Şia içinde bir bölünme de yaşanabilir. Bu konu hem teolojik hem de politik açıdan büyük önem taşıyor. Kerbela/Necef Merkezli, İran’ın Huzistan bölgesindeki Şia’yı da kapsayan anlayışa göre, Şia’nın İmamı’nın Necef’te oturması gerek. Bu İran için farklı bir anlam taşıyor. Hamaney eğer dünya Şia’sının başı ise, o zaman egemen bir devletle özdeşleşemez. Necef’te oturacaksa, o zaman kendi içinde, tüm dünyadaki Şiilerin başı olarak Vatikan benzeri yeni bir yapı oluşturulması gerekecek. Tabi bu takdirde de bu yeni devlerin, Şii hükümetler ya da Şii nüfusu olan ülke hükümetleri tarafından kabul edilmesi gerekecek.

Şia içinde Mehdilik konusunu da kapsayan birçok akaideye ilişkin, fıkha ilişkin tartışma başlıkları var. Şia’da sünnet ve hadisten çok masum imamların hükümleri ve yorumları esas alınıyor. Mehdiyet konusunda da, kayıp Mehdi’nin babası olduğu iddia edilen Hasan el Askeri’nin hiç çocuğu olmadığı iddiaları da dolaşıyor halk arasında ki, bu tartışma Şia açısından asla kabul edilemeyecek bir konu. Bu anlamda İran’da sekülerleşme, laikleşme, Deizm, Agnostizm ve Ateizim dalgası her gün biraz daha şiddetli bir şekilde kendini hissettirmeye devam ediyor.

Bunu şunun için söylüyorum, Siyonistler eğer Mescid-i Aksa’nın bulunduğu yere Süleyman Mabedi’nin inşası için yola çıkacaklarsa, Amerikano bir mehdi komplosu ile İslam dünyasını birbirine kırdırmak için bir plan yapacaktır. Şii Mehdisi ile Sünni Mehdisi pek de örtüşmez. Amerikano Mehdi daha profesyonel bir “Mehdi” olacaktır. Allah, Müslümanları bu ve benzeri fitnelerden korusun. Zaten Hristiyanlar da reenkarne olmuş / yeniden dirilmiş/diriltilmiş ya da dönüş için bekletilmiş Mesih’in dönüşünü beklerken durum hem maddi ve hem de manevi açıdan bölgeye ciddi bir çatışmanın zeminini oluşturabilir.

Bu durum bizim açımızdan, İran, Irak, Suriye, bu bölgedeki yabancı ülkeler, terör örgütleri, istihbarat örgütlerinin komploları ile baş etmek açısından büyük önem taşıyor.

Peki, içeride AK Parti, CHP, MHP, İyi Parti, HDP, diğer partiler ve yeni siyasi oluşum mensupları ne düşünüyorlar. Bu işler yabancı danışmanlar, finans merkezleri ile pazarlıklar ile çözülecek konular değil.

Basınımız, STK’mız, üniversitelerimiz, Diyanet bu konuda ne yapıyor. Hepsini “Reis” mi çözecek?

İşimiz zor. Bu kriz sadece CHP ve HDP üzerinden yaptığımız acil gündem analizleri ile çözülemeyecek kadar karmaşık bir mesele. O zaman herkesin kafasını iki elinin arasına alıp düşünmesi gerek. Hatırlatayım: Şeytan bu günlerde fazla mesai yapıyor. 

Selam ve dua ile.

Bu yazı toplam 952 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar