Star gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, "Cemaatin ikilemi" başlıklı bugünkü yazısında cemaatin yurtdışı bağlantılarına ilişkin bir dizi iddiada bulundu.

"Camia’nın bizatihi kendisinin de, kendi ülkesindeki iktidarla savaşının, uluslar arası plana nasıl yansıyacağını hesap etmemesi, değerlendirmemesi mümkün değildir" diyen Taşgetiren, yurtiçinde 'dini söylemle' kendini var eden cemaatin yurtdışında 'İslam karşıtlarıyla' işbirliği içinde olduğunu söyledi.

"Camia, Amerika’da nasıl bir dil kullanacak, Avrupa Birliği platformlarında, Avrupa’daki ayrı ayrı her ülkede, Rusya’da, Çin’de, Afrika’daki şu veya bu ülkede nasıl bir dil kullanılacak?" diye soran Taşgetiren yazısına şöyle devam etti:

Bu noktada Camia medyasından yeterli malzeme edinebiliyoruz.

Görüntü şu:

Camia, Ak Parti iktidarı altında Türkiye’nin hiçbir başarıya imza atmasını istemiyor. Özellikle Türkiye’nin Amerika ve diğer Batı ülkeleri ile problemli hale gelmesini isteyen, bekleyen ve politikacı, medya mensubu, hükümet dışı kuruluşlar vs... hangi Batılı aktörden Türkiye’yi suçlayan ne tür açıklama, rapor vs gelmişse, bunun haberini geniş geniş paylaşmaktan büyük sevinç duyan bir medya yönelişi.. Yeter ki birileri Ak Parti iktidarını, Tayyip Erdoğan’ı dövsün... Acaba bu noktada Camia’nın ittifak yapmayacağı bir güç odağı var mı?

“Uluslararası boyut” başlıklı yazımda, böyle bir durumun dış ülkelerin Türkiye’ye karşı politikalarında “kullanılma pozisyonu” oluşturabileceğine işaret etmiştim.

ERBAKAN'I KURBAN ETMİŞLERDİ

Camia’nın şu andaki diline baktığımızda, uluslar arası odaklarla “İslamcılık karşıtlığı” noktasında iletişim aradığını görebiliyoruz. Batılı odakların, belki onların Ortadoğu’daki uzantılarının, belki Rusya’nın, Çin’in, “tehdit algısı” içine soktukları kanaatinden yola çıkarak, Erdoğan - Davutoğlu çizgisinin “birlikte” vurulabileceğini hesaplıyor. 28 Şubat günlerinde bu tavır “Beni vurma onu vur” tarzında bir yönelişle Erbakan’ı kurban vermek tarzında ete kemiğe bürünmüştü.

TAYYİP ERDOĞAN'I YENMEK İSTİYORSANIZ...

Dünyanın bütün İslam karşıtlarına “Tayyip Erdoğan’ı yemek istiyorsanız ben size yardım ederim” mesajı içeren bu tavrın, lafz-ı küfür konusunda üstad olanlara göre hükmü nedir?