"Bhreyn'de Âli Halife Diye Birşey Yok"

"Bhreyn'de Âli Halife Diye Birşey Yok"

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, hareketin önde gelen komutanlarındann Mustafa Bedreddin'in hayatını kaybetmesinin 40. günü nünasebetiyle Beyrut'un güneyindeki Dahiye'de düzenlenen törene canlı bağlantıyla katıldı.


Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, hareketin önde gelen komutanlarındann Mustafa Bedreddin'in hayatını kaybetmesinin 40. günü nünasebetiyle Beyrut'un güneyindeki Dahiye'de düzenlenen törene canlı bağlantıyla katıldı.

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, hareketin önde gelen komutanlarındann Mustafa Bedreddin'in hayatını kaybetmesinin 40. günü nünasebetiyle Beyrut'un güneyindeki Dahiye'de düzenlenen törene canlı bağlantıyla katıldı. 
 
Hasan Nasrallah'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
 
"Seyyid Zulfikar’ın şehadetiyle bir teorisyenimizi kaybettik. Seyyid Zulfikar, cesur ve yiğit bir komutandı. Nusra’nın elindeki Lübnanlı esirlere özel bir önem veriyordu. Onun bu meseleye gösterdiği özel ilgi, onun hayatına yönelik birçok tehlikelere sebep olmuştu.    
 
2006’da İsrail’le yapılan savaştan sonra da Lübnanlı esirlerin kurtarılmasında asli rolü oynadı. Lübnan müzakere heyetinin başkanı Seyyid Mustafa Bedreddin’di.
 
IŞİD, Irak’ta bazı yerleri ele geçirince Irak’taki bazı kardeşlerimiz Hizbullah’la temas kurdu ve IŞİD’le mücadele için insan gücüne ve komutana ihtiyaç duyduklarını söylediler.
 
Iraklı kardeşlerimizle görüştükten sonra Mustafa Bedreddin’i aradım ve ona Iraklı kardeşlerimizin taleplerini ilettim. Yalnızca birkaç saat içerisinde yeterli kadar Hizbullah gücünün Bağdat’a hareket için hazır olduğuna tanık olduk.
 
Eğer İran’da Devrim Muhafızı kardeşlerimiz, Hizbullah ve Irak’ta Gönüllü Halk Güçleri Irak hükümetinin talebine olumlu cevap vermeseydi, bugün IŞİD’i Bağdat’ta görürdük.
 
Iraklılar, Felluce’de, el-Enbar’da ve Musul’da aslında tüm İslam ümmetini savunuyor. Irak’ta IŞİD’le yapılan mücadeleden gafil olmamak gerekiyor."
 
Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, bazı Lübnan bankalarının Amerika’yı izleyerek Hizbullah’la işbirliğini kestiğini açıklamasına ve basında Hizbullah’ın mali kriz içinde olduğu yönündeki haberlere değinerek de şunları söyledi:
 
"Lübnan ve Arap basını çok aptalca ve çocukça Hizbullah’ın bir mali kriz içerisinde olduğunu iddia ediyor.              
 
Hizbullah’ın mali kaynakları ve silahları İran tarafından temin ediliyor. İran mali krizde olmadığı sürece biz de mali sıkıntıda olmayacağız. Para ihtiyacımız temin ediliyor, dolayısıyla Lübnan bankalarına ihtiyacımız yok.
 
Dünyanın hiçbir bankası, Hizbullah’ın mali desteğine engel olamaz. Tecrübeler gösterdi ki Hizbullah en ağır yaptırımlar altındayken bile bizim ihtiyacımız olan para bize ulaştı.
 
Lübnan’daki bazı çevreler Amerika’ya giderek onlardan Hizbullah’a yaptırım uygulamasını istediler.
 
Bahreyn’de Al-i Halife diye bir şey yok, çünkü bu rejim Al-i Suud’un elindedir. Bahreyn’de müzakerelerin yapılmasına engel olan Suudi rejimidir.
 
Şeyh İsa Kasım ve tüm Bahreyn uleması, 5 yıl boyunca Bahreyn devriminin barışçı bir şekilde devam etmesi için çaba gösterdi.
 
Bahreyn halkının ne yapması gerektiğini belirleyecek olan ben değilim, Bahreyn halkının izleyeceği yolu çizen Bahreyn ulemasıdır.
 
Eğer birine Nobel barış ödülü verilecekse Bahreyn’deki barışçı çabalarından dolayı bu ödüle en layık kişi Şeyh İsa Kasım’dır."