Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Beklenen Beyaz Rahmet “Hoş Geldin”

 

Günü Resulullah ile birlikte yaşamak... Bu isimde eserler yazıldı… İyi de oldu. Buna ilave olarak, günle beraber, haftayı, ayı, yılı ve hatta ömrün tamamını Resulullah ile birlikte yaşamak en güzeli, en hayırlısıdır.

Niçin? Denilirse, Çünkü Resulullah Efendimiz hayatımızda bir boşluk bırakmamış. Tırnaklarımızın nasıl kesileceğinden, sofralarımızdaki yemekleri nasıl yiyeceğimize kadar… Düşman askeri ile karşılaştığımızda alacağımız tavırdan, kapımızın tokmağı vurulduğunda neler yapabileceğimize kadar tüm hayatımıza rehber olmuş, örnek olmuş.

İşte onlardan biri ile ülkemiz ve ülke halkımız yine buluştu. Beyaz rahmet. Yanlış duymadınız “Beyaz Rahmet” yani kar, yani kış mevsimi. Hani medyanın her kış mevsimi geldiğinde, her kar yağdığında “beyaz felaket” diyordu ya, işte o mevsimin içine girdik.

Hayatımızda büyük bir yeri olan kış mevsimini, çevreyle ilgili veya mevsimlerden bir mevsim olarak algılayıp, dosyayı kapatamayız. Madem Resulullah Efendimizle(sünnetleriyle) yemek yerken, yolda yürürken, selam verirken, bir yetimin başını okşarken hep beraberiz, o zaman kış mevsimini Resulullah’sız yaşayamayız.

Cemiyetimize, toplumumuza şöyle bir bakacak olursak, herkes bir koşmanın, koşturmanın içinde yürüyüp duruyoruz. Sabah mesaisi, akşam mesaisi, fazla mesai gibi zaman dilimlerinde talebelerimiz, işçi ve memurlarımız mesai ile birlikte yaşarız. Geç kalsak uyarı alırız amirlerimizden, okul müdürlerimizden, işveren patronlardan… İşte Resulullah önümüze özel bir mesai kokuyor: Seher mesaisi. Rabbimizin Kuran’ındaki “gece kalk” emrinin nasıl yaşanacağını ayrıntılarıyla birlikte biz ümmetine adeta emanet ediyor.

Buyuruyor ki (mealen): “Merhaba kış mevsimi… Senin gecelerin uzun olur, ümmetim bol bol Kur’an okur, sohbet eder, ilmi faaliyetlerde bulunur. Gündüzün ise kısadır, ümmetim çokça oruç tutar.” Hepsi bu kadar mı? Hayır. Devam eder Efendimiz:” Kış mevsimi, mümin için ilkbahardır.”

Yanlış duymadınız. Eksi 10-20 derecelik soğuğun altında yaşamasına rağmen, mümin isterse iç dünyasını ilkbahara dönüştürebilir. Evrad ve ezkarla, sohbet ve zikirle, Kur’an ve Sünnet ile öyle bir faaliyete girer ki, nazargahı ilahi olan kalplerimiz seviye kazanır, rabbimize daha fazla yaklaşırız kalbimizle. Dilimiz varmıyor demeye ama kalbimizle meşguliyetimiz hayli azaldı.

Her insanın ortaklaşa mesaisi olabilir. Ne var ki İrfan Mektebinin mesaisi çok farklıdır. Yukarıdan beri söylemeye çalıştığımız özet bilgilerin çok üstünde bir değere sahiptir seher mesaisi. İşte önümüze büyük bir imkân, büyük bir fırsat kondu. Rabbimize ayıracağımız özel zaman dilimi, diğer zaman dilimlerine kıyasla daha çok değerlidir.

Sınırlı bir ömürle, sınırsız ahiret hayatını kazanmak isteyenler için, bulunmaz bir nimet… Hatırlarsak, Hz. Ebu Bekir’in konumuzla ilgili bir sözü vardır. İsterseniz bir daha hatırlayalım: “Allah’ın gündüz kabul etmediği geceye ait hakları ve gece kabul etmediği gündüze ait hakları vardır.” Bu mübarek sözü derinden düşünecek olursak, gece hayatımızı bir daha gözden geçirmek gerekiyor.

Sözün, mesajın özeti: Bedel ödemeden dünyaya geldik. Ama bedel ödeyerek ahirete gideceğiz. İşte bu dönüş yolculuğumuzda gündüz ve gece hayatımızın içini nasıl doldurduğumuzu mercek altına almak ve Efendimizin “Hoş geldin kış mevsimi”ni kulluk birimlerimizin arasına katmak gerekiyor.

Gündüz ile alakalı 20, gecemiz ile alakalı 113 ayetin olduğunu bir daha hatırlatıyor, Beyaz Rahmet mevsimini Resulullah ile birlikte yaşamayı umuyor, tüm OKUYUCULARIMIZIN KIŞ MEVSİMİNİ VE CUMASINI TEBRİK EDİYORUM.

yeniakit

 

Bu yazı toplam 1009 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar