Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Arakan için ağlamak!

Myanmar’da, Arakan Müslümanlarına yönelik katliam devam ediyor. Myanmar’ın Nobel Barış ödüllü lideri, felsefeci Aung San Suu Kyi yaşanan katliamdan dolayı Müslüman grupları suçlamaya devam ediyor. Yine en gür sada Türkiye’den yükseldi. Yine BM ortalıkta gözükmüyor. İslam İşbirliği Konferansı da bildiğiniz gibi.

Ağlamak için çok fazla sebebimiz var, ama ağlamak çözüm değil. Ağlayarak çok fazla çözüm üretemeyeceğimiz ortada. Bu o sadistlere ayrı bir zevk veriyor da olabilir. Bunlar insan kılıklı Şeytanın iş ortakları, “Belhum adal” bunlar. 

Hemen baştan söyleyeyim: Bir topluluğa olan öfkemiz bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmemeli. Biz onlar gibi olmayacağız. Her zaman merhametimiz gazabımızdan, sevgimiz nefretimizden üstün olacak. “Bizi öldürmeye gelenler bizde dirilsinler” diyeceğiz. Kuyudaki Yusuf gibi olacağız, Taif’e giden Peygamber gibi olacağız. Mekke’nin fethindeki Resulün çağrısına uyacağız, Veda haccındaki Resulün davetine uyacağız. Ama öte yandan da bileceğiz ki, haksızlıklara, zulme ve sömürüye karşı cihad bize farz kılındı. Haksızlıklar karşısında susanlardan olmayacağız, bir yüzümüze vurduklarında ötekini dönmeyeceğiz. Vurana karşı el’siz, söven’e karşı dilsiz olmayacağız. Elimizden ne gelirse onu yapacağız, elimizle yapamadığımız yerde, dilimizle mücadele edeceğiz. Susmayacağız. Mazlumların, Hakkın ve halkın, gören gözü, tutan eli, haykıran sesi olacağız.

İlkemiz çok açık ve net: Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalimlere karşı olacağız. Zalim babamız da olsa, mazlum düşmanımız da olsa.

Allah bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek ister.

Biz Allah’ın açıklanmış rızasının tecellisinin vesilesi olacağız. Veresetül enbiya olacağız.

Arakan’da şehidlerimiz var ve biz onlar için üzülüyoruz. Ama inanın asıl üzülecek durumda olanlar, bu katil sürüsü. Belki aslında onlar için daha çok üzülmemiz gerek. Bir kişi daha Şeytanın eline esir düşüyor, bir kişi daha cehennemi boyluyor. Yoksa şehidlerimiz dünya sürgününden cenneti alaya yükseliyorlar muhakkak tebessüm ediyorlardır ve onlar da cehenneme odun olan katillerinin hallerine bakıp,  onlar adına yürekleri burkuluyordur, ama öte yandan şüphesiz ki, Allah cehennemi boşuna yaratmadı ve zalimler için yaşasın cehennem.

Yıllardır Siyonistler saldırıyor Müslüman kardeşlerimize, Haçlılar hiç durmadılar zaten. F. Gülen Haçlılar hakkında, onların lehine yalancı şahidlik yapıyor. Görevini yapıyor. Bize karşı yıllarca darbecileri kullandılar, sağ-sol diye soğuk savaşta aynı ülkenin çocuklarının birbirine kırdırdılar, yetmedi Alev-Sünni kavgası çıkarmaya çalıştılar. Rum EOKA, Ermeni ASALASI, PKK, PYD neyin nesi! DAEŞ nereden çıktı!? Batı Trakya, Keşmir, Doğu Türkistan, Husi’ler, Halkın Mücahidleri, Boko Haram, kim bunlar, arkalarında kimler var! Bosna’yı, Somali’yi, Sudan’ı, Eritre’yi kana bulayanlar kimlerdi!. MORO, ARAKAN ve daha niceleri.

Şimdi Sufi, Selefi, Şii kavgası için var güçleri ile çalışıyorlar.

Myanmar’daki Arakan Müslümanlarına karşı yıllardır devam eden katliamlar Bayram öncesi tavan yaptı. İlla, her bayram öncesi dünyanın herhangi bir yerinde Müslümanlara saldıracaklar, ya da bir salgın filan icad edecekler. Yemen’de kolera can almaya devam ediyor bu arada.

Myanmarlı Budistler Arakan Müslümanlarına karşı Esed rejiminden daha merhametli değil. Kadın, çocuk, yaşlı dinlemiyorlar. Bir katliam yaşanıyor bölgede. BM sessiz. İslam konferansı sessiz, Arab birliği sessiz. Bir soykırıma dönüşüyor bu olay. Kaba bir tehcir sözkonusu. Bangladeş Türkiye’nin Suriyeli kardeşlerine davrandığı gibi davranmıyor. Bangladeş yönetimi İslam düşmanlığında Myanmar’daki Budist teröristlerden daha merhametli değil. Onlar Müslüman diye sürüyorlar, bunlar Müslüman diye kapılarını kapatıyorlar, dünya Müslüman bunlar diye kafasını kuma gömüyor.

Biçarelerin suçları öylesine büyük öylesine büyük ki, bütün cezalar ona nisbetle küçük. Sahi kadın hakları savunucuları nerede. Çocuk hakları savunucuları. Hayvan hakları savunucuları sokak köpeklerine gösterdikleri ilgi kadar da olsa ilgi gösteremezler mi bu vahşet karşısında.

Çin’e kızmak gerek, Hindistan’a, Japonya’ya kızmak gerek, Bangladeş’e kızmak gerek. Ve tabii bu saldırılar karşısında susan herkese kızmak gerek. Budist din adamları neden sessiz kalıyorlar bu katliama karşı.

Bu vahşet karşısında sessiz kalan herkes bu suçun ortağıdır..

Kuşkusuz bu olay karşısında Asya Müslümanları üzerine düşeni yapmalı, ama öte yandan Türkiye İslam dünyasının atanmamış ve seçilmemiş sözcüsü rolünü üstlendi. Hilafetin son merkezi burası idi. Gönül isterdi ki, Hacda bayran namazı hutbesinde Mekke’den dünyaya bir ses yükselsin. Ama Türkiye her halûkarda bu konuda üzerine düşeni yapmalı. Dışişlerinden yapılan açıklama bu konuda Ankara’nın hassasiyetini ifade ediyor. Beştepe’nin hassasiyeti belli. Kudüs konusundaki, Filistin, Suriye, Kerkük konusundaki hassasiyetin Myanmar için de gösterilmesi gerek. Çünkü bütün bunlar birbirini tetikleyen süreçler..

Yeni savunma konsepti şu olmadı, “hattı müdafa yok, sathı müdafa var, Satıh, bütün İslam coğrafyasıdır” diyeceğim ama, biz Alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin ümmetiyiz ve satıh tüm yeryüzüdür.

Myanmar Müslümanlarının şahsında yeryüzü mazlumları için söyleyeceğim şu: Allah’ım, bizi affet! Bize güç ve kuvvet ver, cesaret ver, bizim ellerimizle cezalandır zalimleri ve bizim ellerimizle yardım et mazlumlara!

Tek bir gerçek var bu hayatta: O da imtihan olduğumuz gerçeği. Ve bizi gören duyan, bilen, hüküm sahibi bir Allah var! Biz çaresiz değiliz, çare biziz biz! Her şeyin bir vadesi, eceli var. Herkesin bir kaderi ve rızgı var. O gün geldiğinde Hakkın iradesi vacib olur! Sabır! Direnerek, sabrederek, şükrederek hak yolda ileri doğru yürüyeceğiz. Ve bileceğiz ki, zalimler tek bir millettir!

Türkiye hükümeti ve Türkiye Müslümanları Myanmar Müslümanları ve mazlum kardeşlerimiz için onların yanında olduğunu haykırıyor ve haykırmaya devam edecek. 15 Temmuz’da tanklar ve F16’larla silahsız bir halkın üzerine ateş açanlar gibi mazlumlara saldıran Şeytanın ordularına karşı 15 Temmuz’daki o direniş ruhu ile mazlumların safında direnmeye devam edeceğiz inşallah.

Allah’ım, bize Hak’kı Hak, batılı batıl göster. Hak’da toplanmamızı nasib et. Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil.

Bu vesile ile Müslüman kardeşlerimin bayramlarını tekrar tebrik ediyorum. Bu bayram günü aynı zamanda şehidlerimizin şeb-i arus günü oluyor. Doğuda, batı da her nerede olurlarsa olsunlar, onların da Şehadet bayramlarını tebrik ediyorum. Selâm ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 948 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar