ABD Konsolosluğu Önünde Eylem Düzenlendi

ABD Konsolosluğu Önünde Eylem Düzenlendi

Emperyalizme ve NATO’ya Karşı Eylem Birliği, İstanbul’daki ABD Konsolosluğu önünde toplanarak Mısır ve Suriye ‘de yaşananları protesto etti...

ABD Konsolosluğu önünde eylem

2013_0827_enkeb-1

Emperyalizme ve NATO'ya Karşı Eylem Birliği, İstanbul'daki ABD Konsolosluğu önünde toplanarak Mısır ve Suriye 'de yaşananları protesto etti. Eylemde okunan basın açıklaması:

Tunus'tan başlayıp bütün bölgeye yayılan; halkların ayağa kalkan, meydanları zapteden hareketleri özgürlük ve adalet yolunda onları ağır aksak ilerletirken, karşısında sömürü ve zulüm sistemi eski-yeni iktidar seçenekleri ile kendini restore etmeye çalışıyor.

Mısır'da da bu haramzade burjuva sistemi, kendi kavgası içinde en son Mursi iktidarını devirmiş, eski rejimin yeni alternatiflerine karşı (hiç şüphesiz geçici olan) zaferini katliamlarla ilan etmiştir. 3 Temmuz darbesi, halkın kendi gücüyle, kendi talepleri ile bir iktidar seçeneği oluşturmasına dönük bir darbedir. Sokağa çıkan otuz milyon insanın iradesine de yapılmış bir darbedir.

14 Ağustostan itibaren silahsız İhvan taraftarlarına karşı yapılan katliamlar üzerinden kurulan tahakkümün; İhvan'ın çok ötesinde bütün Mısır halkına, hakları ve özgürlüklerine ve ayaklanmalarına karşı bir saldırı olarak görüyor, tüm bu zulmü, suçları mahkum ediyor ve lanetliyoruz.

Bütün bölgede olduğu gibi, eski iktidar sahipleri de, yeni iktidar talipleri de halkların değil, kendi iktidarlarının bugünü ve geleceğini düşündüğünden, Mısır'da da Suriye'dekine benzer bir iç savaş, yıkım riski, fitnenin kökleşmesi riski vardır. ABD'nin, yüzbinlerce insanın öldüğü Irak'ta 2004-2006 yıllarında, 2010 yılından bu yana ise Suriye'de görevlendirdiği Robert Ford'un adını Mısır büyükelçiliği için geçmesi dikkat çekicidir.

Bu risk sadece Mısır'da değildir, bir kanser hücresi gibi bütün bölgemizi tehdit etmektedir. Lübnan'da da böyle bir yangını çıkarabilecek tehlikeli gelişmeler yaşanmaktadır. Bölgemizdeki hiçbir ülke bu tehlikeye karşı güvenceye sahip değildir. Buna Türkiye de dahildir.

Bölgemizdeki giderek büyüyen felaketin karşısında adalet, özgürlük ve barışa giden yolun açılması için toplumsal bilinçteki esaretten kurtulmamız, gerçeğimizin yalın haliyle yüzleşmemiz şarttır.

2013_0827_enkeb-2

Bütün bölgemizin, hatta emperyalist merkezler dışındaki bütün dünyanın gerçeği şudur: Bir yanda dili, dini, mezhebi, rengi, etnik kökeni ve sair farklılıklarımızla milyonlarca, milyarlarca halklar, diğer tarafta ise hangi biçim ve isim altında olursa olsun; eski ya da yeni, doğulu ya da batılı hangi yöntemle iktidara gelirse gelsin ama hepsi mutlaka, iktidarlarını koruyacak asker-polis-paramiliter vs. zorbalık güçlerine ve yalan üretip yayabilecek güçlerine dayanan iktidarlar var. Bunlar peydahlandıkları ülkelerde bir avuç sömürücü parazit olarak, ülkelerinin zenginliklerini halkların özgür ve adil şekilde üretip paylaşmasını engelleyip, kendi çıkarlarını önceleyerek yağmalayan, fesada uğratanlardır. Bu sömürü ve zulüm iktidarlarının bir diğer ortak özelliği, iktidarlarının devamı için –ki iktidarları hepsinin taptıkları asıl şeydir- emperyalistlerle mutlak bir bağlılık ve işbirliği içinde olmalarıdır. Halkları kandırmak için en aykırı söylemleri kullansalar da, bu kirli ilişkilerin gerçek resmi her zaman ekonomik ve askeri işbirliği ve uşaklıklarından kanıtlanır, buradan sınanır.

İşte Mısır'da yaşananlar da , Türkiye de yaşananlar da, bütün bölgemizde yaşananlar da bu pencereden rahatlıkla görülebilir.

Türkiye'deki iktidar da icraatlarıyla önem verdiği tek şeyin kendi iktidarı olduğunu göstermektedir. Yaygın ideolojik hegemonya ve aygıtlarıyla mazlum ve mazlumsever bir retorik, militan bir tarafgirlik ve halkı bölen ve birbirine karşı cepheleştiren propagandasıyla emperyalist hesaplara uygun bir zemini büyütmektedir. İktidarına karşı Gezi'de açığa çıkan halk tepkisine karşı, hatta bu tepkiyi dahi propagandasına malzeme ederek böylesi tehlikeli bir yöne ülkeyi sürüklemektedir.

Körfezdeki haramzade rejimlerle Suriye'de çıkarları nedeniyle birlikte hareket eden hükümet Mısır'da ayrı düştüğü ortaklarını eleştirmemektedir. Suudi Arabistan, Katar, BAE, Bahreyn'in Mısır'daki tavırları ve Türkiye'nin bunlarla ilişkileri üzerinde durulması gereken bir konudur.

Türkiye'deki iktidarın ise haktan yana olmak söylemiyle Mısır'a yönelik tavrının sahteliğini gösteren önemli olaylardan biri de Rojava'da Kürt halkına karşı yapılan katliam ve saldırılara bırakalım karşı çıkmayı, saldırganlara destek anlamına gelen tutumudur.

Birkaç gün önce Suriye'den yüzlerce çocuğun da kurbanlardan olduğu bir kimyasal saldırı haberi geldi. Saldırının kimler tarafından yapıldığı konusu henüz netlik kazanmasa da bundan daha önemli olan şey bütün açıklığı ile ortada durmaktadır. Afganistan'dan Irak'a, Suriye'ye Ortadoğu'nun, Afrika'nın ve Asya'nın pek çok ülkesinde kitlesel cinayetler, işgal, yağma, fitne, yıkım bizim coğrafyamızda kol gezmektedir. Emperyalistlerin askeri güçleri, özel görevlileri, şirketleri de öyle. Kendi içimizde aldanıp hangi iktidarın peşine takılırsak takılalım, onlar bizim hiçbir çıkarımız olmayan küçük oyunu belki kazanıp bazen kaybetmekte ancak büyük oyunu ise her zaman emperyalistler kazanmaktadır. Kaybeden ise biz halklardır; kimyasal silahla da biz ölmekteyiz, çetelerin elinden de.

Şiinin karşısına Sünni, Kürdün karşısına Türk, Hristiyanın karşısına Müslüman ve sair farklılıklarımızla birbirimizin karşısına çıkarılmayı kabul etmeyeceğiz. Ancak bütün bölgemizin eşit özgür ve kardeş halkları olarak zulmün ve sömürünün karşısına çıkacağız.

Şimdi Ortadoğu'nun tüm ezilen haklarının emperyalistler ve onların işbirlikçilerine karşı kendileri ve kardeşleri için ayağa kalkma, anti-emperyalist mücadeleyi büyütme zamanıdır.

Bizler, ABD konsolosluğu önünden bölgemizi kan gölüne çevirenin işbirlikçileri ile birlikte emperyalizm olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz.

Buradan, bu ülkenin yönetenlerine sesleniyoruz. Mazlum halkların yanında durmak istiyorsanız, emperyalistler ve Siyonistlerle tüm ilişkilerinizi kesin! NATO'dan çıkılsın! Tüm emperyalist üsler kapatılsın!

EMPERYALİZM YENİLECEK DİRENEN HALKLAR KAZANACAK.

DÜNYANIN BÜTÜN EZİLEN HALKLARI BİRLEŞİN"

Emperyalizme ve NATO'ya Karşı Eylem Birliği