Ya sonra?

Hakan Albayrak

AK Parti’nin teklif ettiği “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” ile mevcut parlamenter sistem arasında bir tercihte bulunmak, bence, ‘daha otoriter’ olanı ‘daha demokratik’ olana veya ‘daha demokratik’ olanı ‘daha otoriter’ olana tercih etmek değildir.

Birinin ötekinden daha demokratik veya daha otoriter olduğunu ileri sürmeyi anlamlı bulmadığımı da belirtmeliyim.

Hem mevcut sistem hem de mutasavver “Cumhurbaşkanlığı Sistemi”,  otoriter eğilimli idarecilere geniş imkânlar sunuyor.

Aynı şey, demokratik eğilimli idareciler için de geçerli.

Sistem, idarecilerin meşrebine göre işler.

Bu yüzden, ‘O sistem mi bu sistem mi?’ sorusuna hayati önem atfedenlerin ruh halini paylaşamıyorum; mezkûr sistemler arasındaki tercihi bir ölüm kalım meselesi olarak görmenin yanından bile geçemiyorum.

Hele askerî darbenin fizikî imkânlarını tamamen ortadan kaldırmak, terörle mücadelenin hakkını vermek, ekonomik buhran alametlerinin üstüne gitmek ve hukuk üzerindeki soru işaretlerini gidermek gibi ödevlerin siyasetçileri her şeyden ziyade meşgul etmesi gereken şu süreçte, ‘O sistem mi bu sistem mi?’den daha mühim bir meselemizin olmadığı ve olamayacağı anlayışını fevkalade yersiz buluyorum.

***

Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir dediğini iki etmeyen bir başbakan.

Parlamentoda ezici çoğunluğu oluşturan AK Parti grubu da Erdoğan’ın bir dediğini iki etmiyor.

Erdoğan, memleketi nasıl yönetmek istiyorsa öyle yönetebiliyor.

İktidar çevrelerinde ‘Ama efendim…’ demeye cüret edebilecek kimse kalmadı.

Hal bu iken, “Cumhurbaşkanlığı Sistemi”nin ne aciliyeti var?

Bu soruya makul bir cevap bulunabileceğini zannetmiyorum.

Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti de, yeni sistemin ihdasına yönelik çalışmalarını 2019’a kadar ertelemeye mütemayil görünüyordu.

Fakat MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ‘Şimdi de olabilir’ deyince, hiç düşünmeden esbabına tevessül ettiler.

***

Tamam, olacaksa olsun artık.

Ama ‘Ya sonra?’ sorusunun cevabı da verilsin.

‘Yeni sistemin sunacağı yeni imkânlar sayesinde sorunlarımızı daha kolay çözebileceğiz’ mi deniliyor?

Öyleyse bilinmelidir ki, sorunlara yaklaşım tarzı da yenilenmezse o yeni imkânların hiçbir kıymet-i harbiyesi olmaz.

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, evvelki gün bu köşede ele aldığımız beyannamesinde, ‘Yönetim sistemi meselesi hallolduktan sonra hukuku, ekonomiyi, sivil toplumu sıhhatli bir şekilde yeniden inşa etmek ve milletin ufkunu aydınlatmak için şunları şunları yapmak lazım’ diyor…

Erdoğan ve AK Parti yönetimi de böyle bir vizyon ortaya koymalı veya Davutoğlu’nun vizyonunu sahiplenmeli.

Hülasa; ben sistemin şeklinden ziyade hangi anlayışa göre ve nasıl çalıştırıldığı / çalıştırılacağı konusuyla ilgileniyorum.

karargazete