Van’da tekmelenen kızlarımız Kabataş’tan niçin görünmüyor?

Mehmet GÖKTAŞ

İktidarın son on yılda gösterdiği başarılardan birisi şüphesiz ki medya dünyasında olmuştur. Bugün tamamı İslami olmasa da en azından iktidarı destekleyen, bu arada köşelerinde, ekranlarında az çok İslami yönü olan kişilere yer veren, karteli dengeleyecek bir güce sahip bir medya bulunmaktadır.

 

Yaşadığımız dönemde medyanın gücü ve etkisi asla göz ardı edilemez.

Her ne kadar daha sonra yalanlama yoluna gidilse de, Gezi olayları esnasında İstanbul Kabataş’ta tesettürlü bir bacımız eylemcilerin saldırısına uğramış, İslami medyadaki ağabeylerimiz ve ablalarımız bu olayı gündemin birinci sırasına yerleştirmişler, neredeyse Gezi eylemlerini bununla püskürtmeyi başarmışlardı.

Elhamdülillah bu gibi konularda ekranlarda konuşan, köşelerde yazan sayısız ağabey ve ablamız var artık.

Her yıl olduğu gibi Mart ayı boyunca gittiğimiz yerlerde mazlumlar, mustazaflar, müstekbirler konusunu işlemeye gayret ettik. Her programın sonunda bazı kardeşlerimiz bir takım üzüntülerini dile getirdiler.

“Bizim uğradığımız zulüm ve saldırılar batıdaki kardeşlerimiz tarafından niçin hiç dile getirilmiyor?” dediler ve birçok örnek verdiler.

İstanbul Kabataş’ta saldırıya uğrayan bir bacımız medyadaki bu ağabey ve ablalarımız tarafından günlerce gündemden hiç düşürülmediği halde,

Allah aşkına Van’da PKK/BDP çapulcuları tarafından saldırıya uğrayan, düşüp bayılan, yerlerde tekmelenen ve bütün bunlar net bir şekilde görüntülenen bacılarımız niçin İstanbul medyasındaki ağabeylerimiz ve ablalarımız tarafından görülmüyor, gösterilmiyor, bir kerecik olsun gündem yapılmıyor?

Yine aynı günlerde Van’da, kurs çıkışında minibüsle takip edilen, korkudan tanımadıkları bir apartman girişine sığınarak telefonla imdat isteyen kızlarımız, daha bunun gibi birçok olayda fiili ve sözlü saldırıya uğrayan bayanlarımız niçin medyadaki bu ağabey ve ablalarımız tarafından görülmezler, bilinmezler?

Van’da değil de İstanbul’da olsaydı bütün bunlar, tesettürlerinden dolayı yerlerde tekmelenen bu kızlarımız defalarca televizyonlara çıkarılmaz mıydı, ekranlardan durmaksızın bu görüntüler verilmez miydi? Olaya şahid olanlar tv tv gezdirilmez miydi?

Peki, niçin görülmüyor Van, niçin duyulmuyor, niçin duyurulmuyor? Çok uzak olduğu için mi? Kürt oldukları için mi? Mazlum ve mustaz’af oldukları için mi?

Kuruldukları günden bu yana yüzlerce defa saldırıya uğrayan, molotoflanan, kundaklanan dernekler, yaralanan ve şehid olan kardeşlerimiz niçin bu ağabeylerimiz ve ablalarımız tarafından ekranlarında, köşelerinde bir kerecik olsun gündem yapılmıyor, dile getirilmiyor?

Ergenekoncuların, darbecilerin peş peşe salıverilmesinden dolayı rahatsız olan, adalet dağıtımındaki zulme ve tarafgirliğe itiraz eden, bu konu ne zaman gündem olsa hemen Salih Mirzabeyoğlu, Zekeriya Şengöz, Fahri Memur ve Yakup Köse gibi birkaç kardeşimizin haksız yere içerde olduğunu, onların da mutlaka bırakılması gerektiğini isteyen (ki, biz de öyle istiyoruz ve her gittiğimiz yerde dile getiriyoruz) ağabeylerimize ve ablalarımıza sesleniyoruz:

Allah aşkına bu kadar mı zulme ve haksızlığa uğrayan Müslüman? Bu dört beş kişiden ibaret mi, bunlara başka ilave edecekleriniz yok mu? Şu anda Hizbuttahrir, El-Kaide ve benzer isimler altında cezaevlerinde ne kadar Müslüman yatıyor biliyor musunuz?

Ve Hizbullah adına içeride olanlar… Doksanlı yıllardan itibaren korkunç işkencelerin ardından yıllarca cezaevinde yatıp çıkan binlerce Müslümanı bir tarafa bırakalım.

Şu anda yüzlercesi daha içerde değil mi? Bu iktidar döneminde de sayısız insan yüzlerce yıl cezaya çarptırılmadı mı, içeri alınmadı mı?

Peki,  bunlar da iftiraya uğramış olamazlar mı? Bunlara da tuzaklar kurulmuş, bunlara da kumpaslar kurulmuş olamaz mı? Bugün tahliye edilenlere kumpas kurdukları iddia edilen emniyet aynı emniyet, yargı aynı yargı değil mi?

Eli kalem tutan, söz söylemesini bilen medyadaki ablalarımız, ağabeylerimiz! Başkalarına gösterdiğiniz ilgi ve alakayı lütfen kardeşlerinize de gösteriniz!

Suskunluğunuzla, duyarsızlığınızla gerçekten onları çok üzüyorsunuz.

Geçenler de birisi soruyor: Hocam, Müslümanların da kendi aralarında Müstekbirleri olur mu?

Doğruhaber