Vance neyi gördü?

Abdurrahman Dilipak

ABD Başkan Yardımcısı James David Vance’nin gördüğü gerçek şu: “Amerika’nın Tartışmasız Hakimiyet Dönemi Bitti”.. Bu gerçek aslında herkesin görmesi gereken bir gerçek.. Dünyada bir dehşet dengesi oluştu. Dünya’yı TEK TIK’la cehenneme çevirebilirsiniz ama bir tohumdan ürün almak için en az 2-3 ay beklemeniz gerek.

En ölümcül bir biyolojik silahı ya da kimyasal silahı basit bir atölye’de, birkaç kişi birkaç günde yapabilir. Ve bunu yapacak, aklını, nefsini, iradesini Şeytana satmış milyonlarca insan var dünyada.. Dünya hiçbir zaman olmadığı kadar tehlikeli bir hale geldi. Hackerler WiFi üzerinden her yere saldırabilirler.. Artık BioHacker’ler de var, her canlı tehdit altında. Akıllı sistemler, yapay zeka üzerinden insanlık için global bir tehdit aslında. Starlink’ler, İnsanımsı otonom robotlar da öyle. Akıllı telefonlar, akıllı otomobiller, akıllı evler, işletmeler, akıllı şehirlerde yaşayan insanalar akıllı sistemleri kullandıklarından daha çok o sistemler insanları kullanıyor ve bu sistemler efendilerine hizmet ederken kullanıcılar sistemin açık hedefi haline geliyor.

Gökyüzü tamamen işgal edildi. Büyük gözaltı gerçekleştirildi. Minik 5G kuleleri aslında yeryüzünde Şeytan’ın tarassut kuleleri, gözü, kulağı işlevini görüyor sanki..

Vance, ABD’nin dünyadaki tartışmasız hakimiyet döneminin sona erdiğini söylüyor, o birilerinin “dünya lideri” söylemine inat! Ve “sonunu ve derinliğini bilmedimiz işlere girmeyeceğiz. Dünyadan çok kendi için sorunlarımıza ve çözümlerine yöneleceğiz” diyor. ABD duramaz, hiçbir kazanç vurgun kadar büyük olamaz. 3 günde 3 trilyon dolarlık yatırım normal yol ve yöntemlerle gerçekleştirilemez. Tarihin en büyük silah satışı için o ölçekte krizler örgütlemeniz ve kerizler bulmanız gerekir. Bu da içeride değil dışarıda bulunması gerekir. Evet “Soğuk Savaş Sonrası Dönem Geride Kaldı”. 19.YY sonunda, savaş yıllarında Kapitalizm, Komunizm ve Faşizmin gölgesinde oluşan kavram ve kurumlarla 21.YY açıklamak mümkün değil. “Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal!”. O cici demokrasi dönemi bitti. Geçen gün Trump “Laikliğin tarihi bir yanılgı olduğunu” söylüyordu. Sömürge mirasının paylaşımı için başlatılan, 1648 Model, Vatikan ile Derebeyleri arasındaki pazarlıklara konu edilen, 100 yıl savaşlarını sonuçlandırmak için çözüm olacak olan “Westefelya Barış Süreci” sonunda şekillenen Ulus devlet ve o günkü uluslararası düzenle de yeni dünya nın ihtiyaçlarına, sorunlarına, taleplerine çözüm üretilemez. Şimdi ABD FED’i ne yapacağını, Dolar borcundan nasıl kurtulacağını düşünsün.

Yarın ABD’de yeni bir 11 Eylül hiç sürpriz olmaz. Ya da seri cinayetler. Birilerinin susturulması gerekiyor. Bakarsınız ABD, 2,3,4,5’e bölünmüş ve yeni bir iç savaş başlamış.

Bakmayın esip-gürlediklerine, ABD dünyanın en borçlu ülkesi. Dolar bir yalan rüzgarı ile göklerde uçuyor. O para değil, artırılmış bir sanal gerçeklik ürünü bir illizyon. Bunların bilim, sanat, felsefeleri, teknolojileri, hepsi tehditle, şantajla, gasb, hırsızlık ürünü ya da satın almış şeyler. Dün de böyleydi. Zenginlikleri, Kara derililerin, Kızılderililerin, Sarı Irkın çalınan servetleri kadar büyük.

Evet, “Soğuk Savaş sonrası tek kutuplu dünya düzeninin artık geçerliliği” kalmadı. Birileri tarihin sonunu getirecek bir medeniyetler arası savaşa hazırlanıyor, birileri insanlığın sonunu getirmek için tanrıyı kıyamete zorluyor, kimi Mehdi, kimi Mesih Bekliyor. Kimi dünyayı uzaylıların işgalinden korkuyor, kimi kozmik bir felaketin eşiğinde olduğumuzu düşünüyor. Kimi yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat vadederken, öte yandan aynı çevreden birileri dünyayı cehenneme çevirmeye insanlığın köküne kibrit suyu dökmeye hazırlanıyor sanki! Günü kurtarmaya çalışıyorlar. Çatışan taraflara silah vermek ama kendileri çatışmalardan uzak kalmak istiyorlar. “Ölen ölür, kalan sağlarla biz yola devam ederiz” diye düşünüyor olsalar gerek. Dünyanın büyük bir kırım yaşamadan düzelmeyeceğini düşünüyorlar. Onun için de Kaostan doğacak düzen için, yüklerinden, safralarından kurtularak hayatiyetlerini sürdürmeye çalışıyorlar. Vance Önceliklerinin İç Meseleler ve Ekonomik Güç olduğunu söylüyor. Askeri üstünlüğün artık çok bir geçerliliği yok çünkü. Siber teknoloji, kimyasal ve biyolojik savaş, istihbaratın da savunmanın kurallarını değiştirdi. Ekonomik ve teknolojik güç de aynı şekilde siber teknolojiden geçiyor. Para da, emek de anlamını kaybedince ne Komunizmin, ne de Kapitalizmin bir anlamı kalmıyor. TransHumanizmden sonra da Irk, Ulus gibi şeylerin bir anlamı kalmıyor. Nesnelararası iletişim, insan, makine ve hayvan arasındaki farkı ortadan kaldırıyor. Mülkiyet olmayınca neyi paylaşacaksınız. Yeni dünya şimdiden Din, ahlak, Hukuk algısını dönüştürdü. İdeolojilerin de bir anlamı kalmadı. Siyaset de değişecek, bürokrasi de. Sadece Emeğin maliyeti ve sınıf temelli düşünce yapısı değil, Hammadde ve enerji maliyeti de değişecek. Çünkü artık canlı cve cansız maddelerin yapısı artık dönüştürülebiliyor. Vance, “diplomasi ve bölgesel iş birliklerinin ön plana çıkacağı bir dış politika yaklaşımının benimseneceğini” söylüyor..

İnsan değişecekse, insanın yapacağı, insanlar için yapılan her şey, insanın ihtiyaçları da değişecek. Sağlık, gıda ve buna dayalı maarif, media da yeniden şekillenecek. Politik toplum olmayacaksa, Sivil toplum da olmayacak. Eğer insanların beynine Chip takılacaksa, yasama, yürütme, yargıya da gerek yok. İnsan beynini okuyorsanız, kamu oyu araştırmalarına ya da seçime ne gerek var. Birileri beyninizi okuyacaksa, oradaki bilgileri de silebilir ya da değiştirip, dönüştürülebilir.

Vance aslın da önemli şeyler söyledi, hiçbir şeyin geçmişteki gibi olmayacağını söyledi, ama biz daha depremde kaç kişi hayatını kaybetti onu bilmiyoruz. Bahçeli’nin sağlığı hakkında da yeterli bilgiye sahip değiliz. mRNA ile kaç kişi öldürüldü o konuda da kimse bir şey söylemiyor, oysa CoVID’den şu kadar insan öldü diye her gün sayı veriliyordu. İşi sanki biraz olacağına bırakıyorlar. Çünkü her şey olabileceği gibi, dehşet dengesi sebebi ile hiçbir şey olmayabilir de. Herkes en kötü ihtimale karşı hazırlık yapıyor. Büyümeyi seçmiyorlar, bunun kendi hareket kabiliyetini sınırlayacağı endişesi taşıyorlar. Bu süreçte önemli olan değişen şartlara uyum performansının en üst seviyede olması ve bir takım safralardan kurtulmaları. Devlet, örgüt ve şirketlerin Uzun vadeli projeleri askıya alıp, uzun verimli düşüncelere sahip olmayı, fikri planda kalmak üzere öncelemeleri söz konusu.

Vance neyi gördü, onu yazdım da, şimdi bir de Kennedy neyi gördü, ona bir bakalım. “Sağlık ve İnsan Hizmetleri” (HHS) Sekreteri Robert F. Kennedy Jr.’nin çalışma arkadaşlarının hazırlanan "Make America Healthy Again" raporu, 22 Mayıs 2025’de Beyaz Saray'da Trump tarafından tanıtıldı. Bu rapor, Amerikan çocuklarında kronik hastalıkların artışı ve bunun altında yatan nedenlere odaklanan kapsamlı bir federal sağlık girişimi olarak tanımlanıyor. Erdoğan çocuk sayısındaki düşüşten şikayetçide, Kısırlık’dan, sakat doğumlardan kimse söz etmiyor. Okul, adliye, hastahane kantinlerindeki yiyecekler ne durumda bilen var mı? Bizde hava, su toprak kirletildi. ABD’de kurulan bir komisyon “MAHA Raporu” olarak bilinen, çocukluk çağında kronik hastalıkların (obezite, astım, otoimmün hastalıklar, davranışsal bozukluklar ve otizm gibi) artışını inceleyen bir rapordu bu. Rapor’da ABD’de çocukların sağlık durumunu "tarihin en hasta nesli" olarak nitelendiriyor. Sahi bizim Sağlık Bakanlığı, Gıda Tarım, Çevre Bakanlıklar, Aile ve Gençlik Bakanlığı, MEB böyle bir rapor hazırlayabilir mi? (Sahi bizde böyle bir rapor yayınlanabilir mi? Bizde her şey her zaman mükemmeldir!?)

Rapor, çocukluk çağındaki kronik hastalıkların artmasının 4 ana sebebi olarak, Kötü beslenme, Çevresel toksinler, Hareketsiz kalma ve Stres ile Aşırı Tıbbileşme! Birinci grubda endüstriyel olarak hazırlanmış, uzun raf ömrüne sahip Ultra işlenmiş gıdalar var. Bunlar, soslar, hazır çorbalar, paketli atıştırmalıklar, tadlandırıcı, kıvam, koku, renk, lezzet artırıcı kimyasallar içeren gıdalar. Bu tür gıdalar çocukların tükettiği kalorilerin yaklaşık %70'ini oluşturuyor. Bu gıdalarda yapay tatlandırıcılar yer alıyor. Bunlar obezite ve diyabet gibi sağlık sorunlarına sebeb oluyor. Çevresel Toksinler’e gelince Pestisitler (mesela, Glifosat. Çocukların %87’sinde bu madde tesbit edilmiş), çocukların yemek, su ve hava yoluyla maruz kaldığı kimyasallar, kronik hastalıklarla yol açıyor. Zirai ilaçlar, deterjanlar vs.

Hareketsiz Yaşam Tarzı ve Stres, özellikle bilgisayar kullanımı ile birlikte çok artmış. Bu durum da hem oboziteye, hem göz sorunlarına, baş ağrıları, baş dönmesi, RF maruziyeti gibi sorunlara sebeb oluyor. Çocuklar steril bir ortamda büyüdükleri için bağışıklık sistemi zayıflıyor. fiziksel aktivitenin azalması, yalnızlık ve kronik stres, fiziksel ve zihinsel sağlıkta düşüşe neden oluyor.

Aşırı Tıbbileşme, ilaçlar, takviye edici gıdalar, vitamin, enerji içecekleri, mineral takviyesi yanında ağrı kesiciler, antidepresanlar ve antipsikotikler aşırı kullanımı, altta yatan sorunları maskeleyebiliyor ve sağlık sorunlarını artırabiliyor. Daha doğumla birlikte ilk günden yapılan aşılamaların da sağlık sorunlarına yol açtığı kaydediliyor. Tıp ve Eczacılık fakülteleri, Ziraat ve Gıda Mühendisleri adeta İlaç ve sağlık mafyasının misyonerleri olarak yetiştiriliyor günümüzde. Aman, aman, Biz daha ChemTrails, 5G’yi, CoVID ölümlerini çözemedik, şimdi başımıza bir de İklim belasını sarmaya hazırlanıyoruz. Selam ve dua ile.

NOT: Size bir son dakika haberi: Trump “artık ABD ordusunun silah zoru ile Demokrasi dayatmayacağını söyledi. Türkçesi şu: Biz başkalarının ne yaptığına bakmıyoruz, çıkarımız neyi gerektiriyorsa, ordumuz onu koruyacak, bunu engelleyenin ise karşısında duracağız” diyor. Öte yandamn Putin, Ukrayna’ya karşı kapsamlı bir askeri operasyon başlattı. Trump, “oysa böyle konuşmamıştık, Putin ateşle oynuyor” mesajını verdi. Yani diyalog süreci kesintiye uğradı, İsrail ise Gazze’de işgal hareketini sürdürüyor, Dünya bu cinayeti durduramıyor. Meğer dünya İsrail’den bile küçükmüş.