Twittere “one minute”

Abdurrahman Dilipak

Twitter yargıya yapılan başvurular sonucu, TİB başkanlığının kararı ile hükümet tarafından tedbir olarak askıya alındı.
Diğer sosyal media ağları açık..
İşler bu noktaya gelmeden çözüm bulunabilseydi elbette daha iyi olurdu.. Ama oldu.
Bu konu, sosyal media hukukunun oluşma sürecinde gündeme gelmiş olması açısından önemli... Bu tartışmalar çok geç kaldı aslında.
Önce iğneyi kendimize batıralım. Peki niçin bağımsız bir sosyal ağımız yok. Niye batıya mecbur ve muhtacız. Bu işi kapatma şeklinde değil de zararlı içerik yargı kararı ile control altına almak açısından neden kendi Milli Bilgi Bankamız yok.. Neden Blackbarry ve I-Phonenin serverleri ABD’de..
Çünki bizim Bigdata yönetimimiz yok..
Yıllardır yazılı sözlü, bizzat giderek bunu Başbakana, başka bakanlara anlattım ama, sonuç ortada..
Twittere erişim engelini ille de aşmak istiyorsanız bunun en az 5 yolu var..
Bana kalırsa bu uyarım gerekli ve önemli idi. Twitter gibi küresel kapitalizmin, derin güçlerin istihbarat merkezi haline gelen birtakım şirketlerin tekelini kırmak, “one minute” demek gerekiyordu.. Meydanı fazla boş bıraktık, boş buldular..
Bu arada haber vereyim Yandex ınt’in merkezi Türkiye olacak.. Salamworld de önümüzdeki ay test yayınına başlıyor. Bunlar kendi data base’lerini oluşturmadan, bunların da kendilerini içinde bulacakları bir Cyber City’ye ihtiyacımız var.. Sosyal media ağlarının da bölgesel databaselerinin buraya taşınmasının sağlanması gerek..
Bakın, Garanti, Yapı Kredi, vd. bunlar özel banka, ama bu bankaların bilgileri de özel olsa da ülke açısından kozmik öneme sahip bilgiler.. Bir banka genel müdürü de bu verileri klonlayamamalı, değil, bir komiserin gelip bir kamu bankasının bilgilerini klonlayıp gitmesi, savcı da gelse, alıp götürememeli.. Çünki mahkeme mübaşirleri ya da yargı arşivlerinin güvenliği açısından da sorun var.. Kozmik bilgilerin en üst seviyede korunması gerekiyor..
Bilginin dışa bağımlılığı, beynimizin dışa bağımlılığı anlamına gelir.. Sosyal ağlar bu anlamda bütün bir toplumu kendine bağlıyor. Sosyal metrik sistem, sürekli olarak toplumun davranış eğrilerinin izlenmesi anlamına geliyor. Sanal kişilikler üzerinden verilen mesajlara yönelik tepkiler analiz edilerek Cyber istihbarat uzmanları tarafından analiz ediliyor..
Aslında bu vesile ile bunları konuşmalıyız.
Evet “def-i mazarrat, celbi menafiden evladır.” Seçime birkaç gün kala böyle bir konuda verilen kararı eleştirmek mümkün. Ama şunu da düşünmek gerek. YSK birtakım kararlar veriyor. Seçim yasakları var.. Bu yasaklar yazılı, sözlü, görsel medyayı bağlıyor, ama sosyal media bu sınırlandırmaların hiç birine tabi değil.. Seçim sonuçlarının açıklanması ya da kamuoyu araştırmaları ile ilgili sınırlamalar da aynı şekilde.
Kimse konvansiyonel mediadaki ve kamuoyu araştırmalarının açıklanmasına getirilen sınırlandırmaları bir özgürlük ihlali olarak görmüyor. Sıra Twittere gelince “o özgür olsun” deniyor. Niçin.. Yabancı bir media niye imtiyazlı niye ayrıcalıklı olsun ki! Niye eşit olmasın..
Kaldı ki, mutlak bir yasaklama değil. Haksız, hukuk dışı işlemler konusunda uyarılıyor ve şu şartı yerine getirerek yayınına devam et deniliyor.
Bu üst-baş araması yapılarak miting meydanına alınırken birinin arama yapılmadan meydana girmek istemesinin engellenmesine benziyor.. “Ben oraya gideceğim, ama beni aramayacaksınız” diye direniyor.. “Giremezsin”  deyince, “benim özgürlüğümü engelliyorsunuz” deniyor... Üstelik bu şahıs ile ilgili ihbarlar var..   
Burada hükümete baskı yapmak değil, Twitter’e baskı yapmak gerek..
Sosyal medya uyuşturucu, silah tüccarları ve fahişelerin karanlık işlerini tezgahladıkları bir alan olmamalı..
Böyle giderse Twitter ve facebook gibi siteler yeni global uluslararası paralel bir yapı oluşturacaklar. Bu sitelerin aynı zamanda birtakım istihbarat örgütlerinin “Truva atı” olduğunu biliyoruz.
Herkes hukuksuz dinlemeden söz ediyor ama kimse Blackberry ve Iphone ya da Twitter ve facebook’un bütün görüşmeleri izleme ve kaydetme imkanından söz etmiyor. Birilerinin bu global ağların patronlarına bir “one minute” demesi gerekiyordu. Bir “Molla Kasım”a ihtiyaç vardı. Bu tartışmanın, bu anlamda global anlamda bu hassasiyetin uyanmasına ve söz konusu tehlikelere karşı çözüm arayışlarına hız kazandırmasına vesile olursa bundan kârlı çıkacağımızı düşünüyorum.
Sosyal media orucunun kullanıcılar açısından da bazı konuların yeniden, bir kez daha düşünülmesi ve özeleştiri yapmaları açısından önemli bir fırsat olmasını temenni ediyorum.
Evet özgürlük önemli. Başka önemli öncelikler, tehlike uyarısı veren kötü maksatlı girişim ve gelişmeler ve durumları da eşzamanlı görmek ve değerlendirmek zorundayız.
Dilerim bu tedbir uzun sürmez.
Dilerim bu durum Milli Bilgi Bankası için aklımızı başımıza getirecek bir uyarı olur. Bir şeye “hayır” diyorsanız doğru alternatifi sunmazsanız, “yasak” işe yaramaz. Zaman içinde haklı olduğunuz halde haksız duruma düşersiniz. Benden söylemesi. Selâm ve dua ile.
Not: Twitter’deki tedbir kararının Anadolu 5. Sulh Ceza, 14. Asliye Ceza Mahkemeleri’nin verdikleri kararın uygulanmamasından kaynaklandığı açıklandı. Türkiye’de de faaliyet gösteren şirketlerin Türkiye’deki mahkemelerin kararını uygulamamalarından kaynaklanan sorunun çözülmesi bekleniyor. Bu arada birçok kullanıcının farklı yöntemlerle Twitter erişimini sağladığı anlaşılıyor.
Ortada bir yasaklama yok. Yargı kararını uygulamaya icbar için, buna yönelik bir tedbir kararının icrası sözkonusudur.. Başvuru sahibi bir yurttaşın kendi kişilik haklarına yönelik saldırının durdurulması ile ilgilidir.

yeniakit