“Sumud Filosu”nun #GlobalSumudFlotilla öncü gemilerinin bu gün Gazze açıklarına gelmesi bekleniyor. Bu arada Tunus'ta Türkiye'den gelen bazı yolcular ve milletvekillerinin gemiye binmeleri engellendi. (Aşağıda anlatacaklarım, büyük ölçüde İsrail ve ABD’nin ortaklaşa gerçekleştirmek istedikleri hedeflerle ilgili. Onların böyle bir şeytani planları var, elbette Allah (cc)nin de bir hükmü var. Mekerallahu, sonuçta olacak olan Allah’ın hükmüdür. Siyonistler dünyayı istiyorlar ama, aç, susuz, silahsız küçücük bir toprağa sıkışmış bir halk, 2 yıldır, çıplak elleri ile Tanklara karşı direniyorlar ve İsrail ilerleme kaydedemediği gibi bütün dünyada rezil oldu). BM’deki son Filistin oylaması hakkında daha fazla bilgi için yazının sonundaki NOT’a bakınız..
Bu arada İsrail son derece hareketli, Siyonist olmayanlar ülkelerini terk ederken, Siyonistler, Gazze sonrası “büyük şölen” için İsrail'e geliyorlar. Büyük şölen ne derseniz, Kudüs’ün Musevi olmayanlardan ayıklanması ve Mescid-i Aksa’nın yıkılarak yerine, Meşiah’ın gelmesine kapı aralamak için Süleyman mabedi’nin yeniden inşası için törenle temelin atılması. Kızılca kıyamet ondan sonra kopacak. Allah’ın Askerlerinden sonra sıra “Doğuş ve Kıyamet kilisesi”ne gelince Mesih’in askerleri ayaklanacak ve o zaman Şeytanı Meşiah edinen Satanist Siyonist Şeytan’ın askerleri nereye gidecek! Onlar için “Tarihin sonu” başlayacak!
Bizim siyasilere bakıyorum, bölgedeki olayı anlamış değiller. İsrail Türkiye’ye saldırır mı, saldırmaz mı, onu tartışısdyorlar. Kimi arkasına ABD’yi alıp saldıracak diyor, kimi saldıramaz diyor. İsrail konuya tamamen TeoPolitik açıdan bakıyor, bizim sağcılar da solcular da, laik bir akılla olayı anlamaya çalışıyor. Oysa işin rengi çok farklı. Olacaklar belli. Gazze düşerse sıra Kudüs’e gelecek, Mescid-i Aksa’yı yıkmak için ilk adımı attıklarında, o zaman bu kriz en az 100 kat büyüyecek. Kudüs’e girdiklerinde Şam’a da girmeleri gerekecek. Filistinliler için bir temerküz kampı olarak kukla bir Filistin devleti kuracaklar. Yine eş zamanlı olarak Cebel-i Dürz üzerinden Davud Koridorundan ilerleyip Tenef üssü’nde SDG-PYD/DSÖ ile buluşacaklar. Yani Filistin’le Şam arasında bir de Kürdistan + diğer tüm gayrimüslim halklardan oluşan bir koridor açacaklar. Sonra Ürdün’den işgal ettikleri bölgeden Litani ırmağına paralel bir Kürdistan kuracaklar.
Bunun anlamı İsrail, dolaylı olarak Şam’ın üçte birini almak ve Türkiye ile sınır olmak istiyor. Şam, Sünni, Şii, Kürt + Dürzi ve diğer Gayri Müslim unsurlar arasında pay edilmek isteniyor. Bakın, başkenti doğu Kudüs olacak dedikleri kurulacak olan kukla Filistin devletinin içinde, İsrail’in içindeki Arap yerleşim bölgelerindeki Filistin’liler de tehcir edilecek. Arab Yahudileri, Gazze’den, Batı Şeria’dan göç ettirilecek Filistinliler ile Falanjist’ler, Katolik Maruni’ler, İsrail’le işbirliği içindeki bir kısım Dürzilerde bu yapının içinde yer alacaklar. İsrail Batı Şeria’yı ilhak edecek. Büyük ihtimalle Ürdün’de bir darbe olacak. Ürdün’deki Filistinlilerin sayısı Filistin’deki Filistinlilerden fazla. İsrail için bu bir tehdit. Ürdün’ün denizle bağını kesmek, orayı Filistinliler için bir temerküz kampına döndürmek gerekiyor. (!?) Mısır ve Suudi Arabistan İsrail için çok önemli. Ürdün’ün önemli bir kısmı Suudi Arabistan’a özerk bir bölge olarak bağlanabilir. Orada bir İsrail üssü de kurulabilir. Ürdün’deki rejim değil ama, halk İsrail’in gözünde bir tehdit gibi görülüyor. Mısırdan Sina’yı alıp, orada da İsrail bir askeri üs kurabilir. Görünen o ki Siyonistler Mısır ve Suudi Arabistan’da tam kontrole sahipler, ancak ani-beklenmedik bir rejim değişikliğine karşı İsrail’in karşı darbe için hazırlıklı olması gerek. Onun için ülke yönetimini devralacak yeni aktörlerin el altında tutulması gerek.
Bu arada, kriz öncesi bir İran’a saldırı gözüküyor. İran bölgedeki bütün üslerini kullanarak İran’a top yekun bir saldırı düzenleyebilir. Ve tabi İran’ın da ABD üslerine karşı saldırısı söz konusu olacak. Bunun anlamı, İran’ın bölgedeki bütün İslam ülkelerini vurması anlamına geliyor. Ve ardından İran Azerbaycan’ı, Huzistan’ı, Kürdistan’ı ve Belücistanı’nın birbirinden ayrılması gerekiyor. İran Kürdistan’ının Suriye Kürdistanı ile birleşmesi için Irak Kürdistanı’nın da Irak’tan ayrılması gerekiyor. Kerkük de Kürdistan içinde kalacak bu durumda, Musul’un önemli bir kısmı da. Ve tabi İran Huzistan’ı ile Necef/Kerbela bölgesindeki Irak Şia’sı birleşerek orada ayrı kutsal bir Şia devleti ortaya çıkacak. Mehdiyet konusu buradaki Kutsal Şia devletinin öncelikli konusu olacak, tabi ki! Mehdi, Mesih tartışmalarının merkezinde yer alacak, Şii-Sünni-Selefi tartışmaları ya da uzlaşı arayışı için önemli bir merkez oluşumundan söz ediyoruz. Yani Gazze’nin düşmesi, bütün bu süreci tetikleyecek. Bu senaryoda, Irak, İran, Suriye, Ürdün, Lübnan, Suudi Arabistan ve Mısırın rolü ve yeri belli, yeri ve rolü belli olmayan sadece bir Türkiye var. Türkiye’de yönetimi, ekonomik, politik, sosyal manipülasyonla kontrol etmek mümkün ama halkı kontrol etmek çok mümkün gözükmüyor. Dini, mezhebi, etnik, politik ve ideolojik unsurları manipüle edebilirsiniz ama sürekli olarak kontrol altında tutamazsınız. İki model üzerinde konuşuyorlar. Daha otoriter bir yönetim ya da İsrail’de olduğu gibi çoklu koalisyon/Milli mutabakat hükümeti isteniyor. Türkiye bu günkü politik kriz, ekonomik kriz ve “terörsüz Türkiye” hayali ile oyalanmaya devam ediyor ve Türkiye konusunda Siyonistler ikiye bölünmüş durumda. Türkiye’ye ani bir saldırı ile Türkiye’nin kolunu kanadını kırmak da var bu senaryoda. Batı’da Yunanistan egede kara sularını 20 mile çıkartabilir, KKTC ilhak edilebilir, Ermenistan ve Zengezur üzerinden ABD Doğuda Türkiye’yi sıkıştırabilir. İran’dan Amerikan askeri üs ve tesislerine yönelik saldırılar ülkede ciddi bir krize sebeb olabilir ve tabi, Güneyde Lazkiye üzerinden Hatay, PYD üzerinden Türkiye’nin bütün güney sınırlarında kriz. Oluşturulabilir.
İsrail, Kudüs, Süleyman Mabedi, Arz-ı Mevud iddialarından vazgeçmedikçe bugünkü politikalarından vazgeçemez. Bu konu onlar için Politik bir karar, ideolojik bir hedef olmaktan öte Kehanetlerle süslenmiş Teolojik bir kabuldür. Türkiye İsrail’le sadece Kudüs, Mescidi Aksa, KKTC, Arz-ı Mev’ud konusuyla ilgili olarak karşı karşıya gelmeyecek. İşin içinde Kushner senaryosunda “Chabat” üzerinden planlanan bir de “Dinlerarası diyalog”, “İbrahimi buluşmalar”, “Nuhi Yasalar”, “Karay Birliği” ve “Hazara devleti”nin ihyası gibi konular da var. “Büyük İsrail”e giden yolda bunlar olmazsa olmaz şeyler. Birileri hala Gazze konusunu Filistin davasının ya da Gazze halkının yurt edindikleri toprakta yaşama kararlılığının uzantısı zannediyor. Gazze, Çanakkale’nin devamıdır, Gazze Anadolu'daki Kurtuluş savaşının devamıdır, Gazze din davası, tarih davası, insanlık davası, gelecek davasıdır. İsrail Gazze’nin değerini biliyor, ama İslam ülkeleri ve halklarının büyük bir kısmı bilmiyor. Bugün, İşgal altındaki 3000 (km²) topraklarda 2 Milyon Filistinli yaşıyor. Batı Şeria+Gazze’nin yüzölçümü 6.020(km²). İsrail, Ürdün, Mısır ile sınırı olan bu topraklarda 5,5 milyon Filistinli yaşıyor. Bağımsız Filistin için ön görülen yüzölçümü 1967 sınırları olarak 6220 (km²) olacak. Nüfus 7-9 milyon arasında tahmin ediliyor. İsrail, Ürdün, Mısır, Lübnan ve Suriye ya da oluşturulacak Kürdistan ile sınır olacak. Filistin toprakları da yaklaşık 2500 (km²) azalmış olacak.
İşgal altındaki bölgelerde Filistin yerleşimi genellikle kuzeyde Galile, merkezi bölgeler ve güney (Negev Çölü) gibi alanlarda yoğunlaşır. Bu nüfus, İsrail'in toplam nüfusunun yaklaşık %20'sini oluşturur (yaklaşık 2 milyon kişi) ve çoğunlukla Müslüman, Hristiyan veya Dürzi kimliğindedir Eğer Filistin devleti kurulacak olursa, buralarda boşaltılacak ve buradaki nüfus kurulacak devletçiğe tehcir edilecek. Kim bunlar derseniz, Galile bölgesinde Nasıra, Şeferam, Akka sayılabilir. Ayrıca Küçük köyler arasında Deir Hanna, Kafr Yasif, Rameh, Majdal Yaba gibi Galile köyleri (Böyle 40 kadar köy bulunmaktadır), öbek halinde aile grupları barındırır. Ürdün vadisinde Umm al-Fahm, Tayyibe, KefrKasım, Yafa, Tamra ve Kafr Kanna sayılabilir; Negev çölünde Rahat, Tel Sheva ve Kuseife, Lakiya, Ar'ara, Houra Al-Araqib veya Wadi al-Na'am gibi köyle bulunmaktadır. İşgal altındaki topraklarda Yaklaşık 2 milyon kişi (İsrail toplam nüfusunun %21'i) yaşıyor. Bu, Müslüman (%82), Hristiyan (%9) ve Dürzi (%9) olarak dağılır. 2025 itibarıyla hafif artışla 2.1 milyona yaklaştığı tahmin ediliyor. Bu nüfusun yaşadığı alanlar, İsrail'in toplam yüzölçümünün (yaklaşık 22.000 km²) %10-15'ini kapsar (yaklaşık 2.500-3.000 km²), ancak bu alanlar Yahudi yerleşimleriyle iç içedir ve ayrı bir "Filistin bölgesi" statüsünde değildir. Yoğunluk, kuzey ve merkezi şeritlerde (Arap kemeri) görülür.
.Filistin'in Bağımsızlığı Kabul Edilirse Muhtemel Nüfus, Yüzölçümü ve Sınırlar Filistin'in tam bağımsızlığı İsrail'in kabul edeceği, ABD’nin dayattığı bir şablona göre olacaktır. Denize sınırı olmayacak ve ayrı, bağımsız bir ordu ve silahlı gücü olmayacak.
Muhtemel Yüzölçümü 6.020-6.500 km² (1967 sınırları; takaslarla %1-2 değişim, örneğin %5 İsrail toprağı karşılığı Filistin'e ek alan). Doğu Kudüs +70 km². Toplam yaklaşık 6.220 km² (Viyana Parametreleri veya Clinton Planı'na göre). Bu, Ürdün Nehri'nden Akdeniz'e, Ölü Deniz'den Lut Gölü'ne uzanır. Sınırlar: Batı'da İsrail, doğuda Ürdün, güneyde Mısır (Refah Sınırı), kuzeyde Lübnan. Muhtemel Nüfus: Mevcut 5.5 milyon + doğal artış. Diaspora dönüşü: 6-7 milyon Filistinli mülteci (Ürdün, Lübnan, Suriye'deki diaspora kısmen dönebilir. BM tahmini 1-2 milyon). "Büyük Dönüş Hakkı" talebiyle, kısa vadede 7-8 milyona çıkabilir.
Sahi, Türkiye ve Arab ülkelerinin, İslam ülkelerinin bu konuda teklif ettikleri, edecekleri bir plan var mı? ABD’nin var, BM’nin var, İngiltere’nin var, bir tek İslam ülkelerinin yok. Bir de sonunda kendi dayattıkları çözüme bizi garantör yapmak isteyecekler. Bizde de bir takım Media mensupları bunu diplomatik bir başarı ile takdim edecektir o zaman herhalde. Şimdi, İsrail Türkiye’yi vurur mu, vurmaz mı, bunu bir de bu bilgiler ışığında değerlendirin. Selam ve dua ile.
NOT / BM’deki son Filistin oylaması hakkında: Avrupa’daki 27 devlet Netenyahu'yu tutuklamaya, İsrailli politikacıları yasaklamaya, ve BM’nin Filistin devletini tanıma kararından sonra İsrail güçlerinin Gazze’den derhal çekilmesini talep etmeye hazırlanıyor. BM oylama sonucu 142 EVET, 12 Çekimser, 10 HAYIR: ABD (345), Israil (9) , Arjantin (46 Latin Amerika), Macaristan (9.6 Avrupa), Mikronezya (120 bin Pasifik), Nauru (13 bin Pasifik), Palau (18 bin Pasifik), Papua Yeni Gine (10.3 Okyanus), Paraguay (7,5 Güney Amerika), Tonga (110 bin Pasifik). Çekimser kalan ülkeler: İNGİLTERE, ALMANYA, İTALYA, AVUSTRALYA, KANADA, Çekya, Gürcistan, Fiji, Litvanya, Malavi, Marşall adaları (60 bin), Vanuatu (340 bin) (Parantez içindeki rakamların o ülkelerin nüfusunu gösterir)