Türkiye, Mısır, İran

Abdurrahman Dilipak

 

 

 


Geçen gün bizim TYB"nin yeni seçilen İstanbul İl Başkanı Muzaffer Doğan"la konuşuyoruz da, hiç zaman kaybetmeden, bizim Türkiye Yazarlar Birliği, Mazlumder, İHH gibi organizasyonların, kendi aralarında beynelmüslimin bir şekilde örgütlenmeleri gerek.
 
TYB kanaat önderlerini bir araya getiren bir yapı.. İslâm ülkeleri arasında münevverlerin bir araya gelip tanışmamız gerek. Ortak projeler oluşturmamız gerek. Birbirimizin korkularını ve umutlarını paylaşmamız gerek.
 
MÜSİAD"ın IBF"si var. Bu süreçte IBF"nin daha aktif hale gelmesi gerek.. Gazetecilerimizin, yazarlarımızın da bir araya gelmeleri gerekiyor.
 
Bu işlerin tek başına politikacılara bırakılması doğru değil..
 
Bana göre bu birliğin sacayağını Türkiye, Mısır, İran oluşturması gerek..
 
Bir adım sonra Malezya mesela.. Ardından Pakistan Hindistan, Bangladeş ve Endonezya.. Avrupa, Rusya, Türk dünyası, Arap ülkeleri, Afrika ülkeleri..
 
Aslında çok geç kaldık bu işte..
 
İran mutlaka bu çatıda yer almalı..
 
Şii-Sünni ihtilafını aşmanın en sağlam yolu bu olacaktır.. Fanatizme karşı diyalog ve işbirliği yolu sürekli açık tutulmalı..
 
Bu gün İslâm düşmanlarının en büyük umudu mezhep çatışması. Bu değirmene su taşıyan kimse ona lanet olsun.. Israrla sonuna kadar İslâm ümmetinin birliğini savunmalıyız ve siyasi tartışmaları, dini çatışmaya dönüştürmek isteyenlerin oyununa gelmemeliyiz..
 
Siyasilerin tahrik edici açıklamaları, tehditkar usluplar, aba altından sopa gösteren yaklaşımları bu gayeye hizmet etmiyor..
 
İslâm karşıtlarının en büyük umutları bizim bu dağınıklığımız.. Bu tefrikayı sürdürenler, İslâm karşıtlarının değirmenine su taşıyor olacaklardır..
 
Amerikan karşıtlığı, Rus yandaşlığı, ya da bunun tersi, birbirinden hiçbir farkı olmayan yaklaşımlardır.. Kimse ABD ve Rusya"nın hesapları uğruna, bir diğerini arkasına alarak Müslüman kardeşine meydan okumamalı..
 
Siyaset kavgasını sürdürse bile, toplumlararası ilişkiler sürdürülmeli.. Her ülkedeki dürüst, bilgili ve cesur insanlar el ve gönül birliği yaparak bulundukları yerde güçlenmeli.. Bu konuda birbirimize yardımcı olmalıyız..
 
Suriye"de Esad rejiminin geleceği yok. Bu gün Suriye"de sıcak gelişmeler yaşansa da, Irak"ın geleceği Suriye"den daha zor..
 
Irak"ı ancak Türkiye ve Irak"ın işbirliği kucaklayabilir.. Ama bölgeden hiç de iyi haberler gelmiyor.. Şii, Sünni, Arap, Kürt, Türk, Laik, İslâmcı, Liberal, solcu, çatışma için ne isterseniz hepsi var.. Eğer bu işler kontrolden çıkacak olursa Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün, Kuveyt hepsi kan gölüne döner. Bu çatışma bütün Arap yarımadasına yayılır ve 2. Bir Kerbela yaşanır. Ne Şii ne Selefi"nin ayakta duracak mecali kalmaz.. Sanki İsrail de bunu bekliyor gibi. Gelişmelerin onlar açısından umud verici olduğunu söyleyebilirim bu gün için..
 
Birilerinin bu hayalleri gerçek olmasın diye, Türkiye, Mısır ve İran"ın bir an evvel bir araya gelmesi gerek. Ama Mısır"da da durum pek iç açıcı değil.. İhvan, selefi grublar, laikler, gayri Müslimler, Esad yanlıları, asker ve polis derken kimse kendi meşru alanına dönmek istemiyor..
 
Artık tribünde seyirci gibi şartların oluşmasını beklemek yerine süreç ve müdahale etmemiz gerekiyor.. Mutlaka yapacak bir şeylerimiz olmalı.. Bu bölgeyi, istihbarat örgütlerinin insafına bırakamayız..
 
Belki şimdi hemen internet üzerinden gençlerin seferber olmaları gerek.. Basınımızın, STK"larımızın daha etkin bir rol üslenmesi gerek. Buna mecburuz.
 
Biz bu bölgede bir devletiz. Bu bölgede yaşanan her şey bizi de etkileyecektir.. Bu iş sadece öteki kardeşlerimize katkı sağlamak için değil, kendi geleceğimizle ilgilidir.
 
Bu birlik ve işbirliği kimsenin aleyhine değil, herkesin, bölgenin, hatta dünya barışının lehine bir girişim olmalıdır.
 
Zaten bizler alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmeti değilmiyiz? Bütün insanlığın hayrına olmayan bir çözüm önerisi bu yapının önerisi olmamalıdır.

Selam ve dua ile.

yeniakit