2009-2010 yıllarında yürütülen ‘Tahşiyeciler' grubuna yönelik soruşturmada ‘sahte delil üretmek' iddiasıyla Fethullah Gülen ve Hidayet Karaca ile polislerin yer aldığı dava dosyasının delil klasörlerinde, "Operasyon sırasında evde bombaların bulunmasıyla ilgili 'şüpheler' var" denildi.
‘Tahşiyeciler' grubuna yönelik 2009-2010 yıllarında yürütülen soruşturmada, ‘sahte delil üretmek' iddiasıyla Fethullah Gülen ve Hidayet Karaca ile polislerin de aralarında olduğu 33 şüpheliye dava açıldı. İlk dava 22 Aralık 2015 tarihinde görülecek. Davanın delil klasörlerinde, soruşturmanın en kritik konusu arasında yer alan ‘Tahşiye grubuna yönelik aramalarda elde edilen bombaların bulunmasına’ ilişkin hazırlanan rapor var.
‘Tahşiyeciler grubuna yönelik açılan davada sanıklar, ‘evlerinde bulunan bombaların kendilerine ait olmadığını’ iddia etti. Bombaların üzerinde yapılan incelemelerde ‘evde arama yapan polislerin’ parmak izi bulundu. Ancak polisler arama yaptıkları eldivenler yıprandığı için bombalarda parmak izlerinin bulunduğunu iddia etti.
KAYIT YOK
El Cezire'den Selahattin Günday imzalı habere göre, tüm bu iddiaları yeniden ele alan savcılık, arama gününü yeniden mercek altına aldı. Bombaların bulunduğu evdeki aramalara ilişkin kamera kayıtları saniye saniye yeniden incelenerek rapor hazırlandı.
Görüntüleri izleyen savcılığın ilk tespiti, kameranın kayda saat 07:14'te başladığı ancak bombaların bu saatten önce bulunduğu ve bulunma anına ilişkin kayıt olmadığını tespit etti.
Savcılık, ev aramalarında usûlen ilk odadan başlanması gerektiğini, bu eve de ilk girildiğinde solda bir oda olduğunu belirtti. Ancak aramayı yapan polislerin bu odadan aramaya başlamadığı, bombaların bulunduğu odaya direkt gittikleri ifade edildi. Bu durumun da aramaya katılan görevlilerin ‘mühimmatın bulunduğu yerle ilgili önceden bilgi sahibi olduğu’ şüphesini uyandırdığına dikkat çekildi.
Kameranın kayda girmesiyle aramanın başlaması gerekiği ifade edilen raporda, bu hususun dikkate alınmadığı, aramanın kamera kaydı olmadan başladığı belirtildi.
YIPRANMIŞ ELDİVEN İDDİASI
Aramayı yapan polislerden birinin eldiveninin sağ baş parmak ile sağ yüzük parmağının uç kısımlarında yırtık görüldüğü belirtildi. Ancak raporda, ‘yıpranan ve yırtılan eldivenin, aramanın hangi aşamasında gerçekleştirildiğine dair kamera kaydının mevcut olmadığı’ ifade edildi.
ÜSTÜNKÖRÜ ARAMALAR
Polislerin, yatak ve yorganların bulunduğu bölümde arama yaparken sadece üst kısımdaki yorgan ve yataklara baktığına, alt tarafta bulunan yatak ve yorganların içine bakılmadığına, aramanın ‘üstünkörü’ yapıldığına dikkat çekildi.
Silah mermilerinin bulunduğu siyah poşetin ‘yıpranmamış’ olduğu belirtilen raporda, poşetin bulunmasının ardından polis memurunun yıpranmış eldiveni çıkararak ‘yeni bir eldiven taktığı’ vurgulandı.
POLİS ELİNİ GİZLEMEYE ÇALIŞIYOR
Görüntülerde bir polis memurunun şüpheli hareketlerine de dikkat çekildi. Aramayı yapan bir polis memurunun, sol elini kullanmayarak gizlemeye çalıştığı, gizlemeye çalıştığı sol elinde bir kağıt olduğu ifade edildi. Polis memurunun görüntülerde, elindeki kağıt parçasına göz gezdirerek inceleyip cebine koyduğu vurgulandı.
POLİSLERİN KONUŞMALARINA İNCELEME
Raporda, aramalarda bulunan dökümanlara da yer verildi. Bulunan dökümanlarda birçok siyasetçi, gazeteci ve yazarın isminin bulunduğuna dikkat çekilen raporda, kağıdın birinin üzerinde ‘Kaçmaz’ yazdığı belirtildi. Polislerin bu yazı üzerine ‘Sincan hâkimi var ya, Osman Kaçmaz’ dediğine vurgu yapıldı. Bir kağıtta da ‘Ersöz, Ümraniye’ ibaresinin bulunduğu, yine polislerin ‘Ümraniye bombaları mı acaba şu Ümraniye yazısı’ diye konuştukları anlatıldı. Raporda, ‘belge ve dökümanlarla ilgili herhangi bir araştırma ve inceleme dahi yapılmamışken genel kanı ve ön yargının oluştuğu değerlendirilmektedir’ denildi.
‘Obama ve başbakan’ yazan kağıtlar üzerinde M.K. isimli bir kişinin 38 parmak izinin çıktığı belirtilen raporda, ‘Bu parmak izinin sahibi M.K. isimli kişinin hiç araştırılmamasının izahı oldukça şüphelidir’ denildi.