Siyaset laboratuvarı

Merve Kavakçı

Siyaset hepimizin iştigal ettiği bir meslek. Büyükten küçüğe, kadın erkek bu ülkede, çoluk çocuk hep beraber siyasetçi bir kimliğimiz var. Olmazsa olmaz, çünkü her gün hayatımızı şekillendiren bir alan siyaset. Ne kadar kulağını tıkasan, ilgilenmiyorum diyerek inat etsen de faydasız, kapalı gözünü açıyor, duymayan kulağından giriyor ve sizi içine çekiveriyor. Çoğumuzun da bu durumdan şikâyetçi olduğu söylenemez zaten. Din bir, siyaset iki, insanlara sakın ha konuşmayacaksınız diye bir ihtar verilse, yapamaz, dayanamazlar, iki kelam ediverirler ikisinde de. Bizim gibi iş alanında da siyasetten beslenenler içinse siyaset eşi benzeri bulunmaz bir laboratuvar. Dinamik, kinetik, canlı ve akışkan bir malzemeler deposu. Öyle ki depo her daim yenileniyor, beklenmedik çıktılar verirken, girdileri de beklenmedik olabiliyor. Heyecanlı bir alan yani. Bir macera senaryosu gibi de düşünülebilir.

Bu lab’dan bir kanal açıyoruz, 3 senedir biz de öğrencilerimizle. Bu sene dünya siyasetinde paradigma değişiklikleri üzerinden konuştuk. Varsa eğer, bu değişikliklerin ana ayaklarının oluşmasında önemli rol üstlenen Türkiye’den bir pencere açmaya çalıştık. Sistem ve güvenlik meselelerinin bir tek bizim değil, bütün dünya insanlarını meşgul ettiği bu çağda, değişimin sağlıklı bir şekilde olabilmesi için gerekenleri irdeledik. Etnik yapılanmaların, kimlik sorunlarının ayyuka çıktığı bu zamanda olayları olduğu gibi görmenin ötesinde, ters yüz ederek içeriden de bakmaya çalıştık. Amaç çok yönlü, farklı bakışlarla konuları irdelemekti. Umarım da başardık. Bir nebze. Bizimkisi ateşe şu taşıyan kuşların misali…. Bir nebze.

117 öğrencimizi, Türkiye’nin, tabii en başta İstanbul’umuzun ve hatta bir kaç ülkenin de temsil edildiği öğrenci kitlemizi bu hafta sonu siyaset okulumuzdan mezun ettik. Birleşmiş Milletler’in eleştiri oklarını ne denli hak ettiği de konumuzdu, kaya gazının küresel anlamda parlayan yıldızı da. Bugün enerji konusunda çalışanlar dışında halkın fazla da bilgisi dahilinde olmayan yeni enerji kaynakları, nasıl oluyor da bu paradigma değişikliğine katkıda bulunuyor, bunları konuştuk. Bugün BM Güvenlik Konseyi’ndeki son gelişme ile İsrail’e isyan bayrağının ucunu gösterebilen ABD’nin çok uzak değil coğrafi anlamda komşusu dahi telakki edilebilecek Suudi Arabistan’a gösterdiği soğuk dirsek üzerinden bir bağlantı kurup kuramayacağımızı sorduk. Bir başka deyişle Suudi Arabistan-ABD ilişkilerindeki kayma, İsrail için de geçerli olacak mı acaba, gelen, geleceğin habercisi mi yoksa…. Suudi petrolüne bağımlı bir Amerika’dan, bu petrol miktarı ne ki! Onun binlerce katından edinilecek enerjiyi kaya gazından elde etmeyi “çoktan” garantilemiş bir ABD’ye geçişte, kara kaşına itibar etmeyeceği Arapları nereye koyacak Amerika, bunu sorduk.

Dünya beşten büyük de acaba sadece o kadar mı, başka nelerden ve kimlerden de büyük araştırdık. Hasılı bölge, ülke ve fazlası üzerinden bir programımızı daha tamamladık. Elhamdülillah! 

yeniakit