Papalığa başkaldırışının 500. yıldönümünde Martin Luther-2-

Selâhaddin Çakırgil

Luther, bazı araştırmacıların ifadesiyle, ‘cadı avının sürdüğü, ruh hastalarının, ‘içine şeytan girmiş’ diye yakıldığı, ‘çöküşün dibe vurduğu‘küçük dolandırıcıların asıldığı, büyük dolandırıcıların ise ülkeyi ve toplumu yönettiği ve papazlık makamının para ile elde edilebildiği bir dönem’de ortaya çıkmıştır.

Bu dinî sistem ve yapıya karşı çıkanlar ise şeytanın kuklaları olan sapkınlar sayılmışlardır. Veba’nın bütün Avrupa’yı kasıp kavurduğu bir dönem.. Öyle ki, ölüleri defnedecek kimseler bile bulunamaz. Ortada kalan cesetleri yiyen fareler kedi büyüklüğüne ulaşmıştır. Luther, o dönemde, kendi kilisesini, veba’dan kurtulmak isteyenlerin sığınağı haline de getirmiş ve hattâ, ‘Kişi, ölümcül vebadan kurtulabilir mi?’  isimli bir kitap bile yazmıştır.

***

İspanyol Rodrigo Borgia’nınparayla satın aldığı ‘Papalık’tan sonra ise Papa ve Kilise artık, günahları daha yoğun şekilde bağışlamaya başlamıştır. ‘Mâdem ki, Tanrı Papalığı bize verdi, bırakın da keyfini çıkaralım..’ diyen X. Leo gibi Papa’lar bile görülmüş ve Vatikan Sarayı’ndaki şaşaalı düğünler halkı daha bir hınç ve nefrete sürüklemiştir.

***

Luther, 1513’de Wittenberg Üniversitesi'nde ‘İncil Öğretmeni’ unvanıyla ders vermeye başlar ve orada teolojik tartışmalara girer.. Ve Papalığı, vicdanî bir işkence odası veşeytanî bir krallık olarak nitelemeye başlar ve ‘günahları ancak Tanrı affeder..’ diyerek, kazanç kapısına dönüştürülen dini de dindarlığı da, Cennet’ten tapu senedi satın almak olarak bilinen ‘endülüjans’ ticaretini de ağır şekilde eleştirir. Öyle ki, Luther döneminde başta (X. Leo’dan 29 bin Ren altınına satın aldığı)Mainz Kardinalliği’ne oturan Albrecht olmak üzere, ateşli vaizler ise, kilisedeki bağış kutularına atılan paraların sesi, az olursa onu ölülerin iniltisine, feryad’u figanına; çok olursa, ruhun Cennet’teki neş’eli sevinç çığlıklarına benzetirler.

***

Nihayet, Luther, ünlü ‘95 Tez’ini 31 Ekim 1517 günü yayınlar ve bu, Papalığa karşı tam bir isyan manifestosu mahiyetindedir. Luther’in bildirisinin Papa’ya ulaşmasıyla hemen ‘sapkın’  olarak nitelenir. Papa X. Leo’ya, ‘bu sarhoş keşişi vazifeden alması’ söylenir. Papalığın en ünlü teologları Luther’e karşı şiddetli hücumlara geçerler; yetkileri elinden alınır. Ama ‘endülüjans’ satışlarında büyük bir düşüş başlamıştır. Luther, büyük bir günah işlemiş, papazları midelerinden, kralları ise ‘İsa adına giydikleri tac’dan vurmuştur.

Papa, o sırada, müslüman ordularına karşı yeni bir Haçlı Seferi oluşturmak derdindeydi. Çünkü Osmanlı askerleri Macaristan’a kadar gelmişlerdi. Bu yüzden, Luther’le fazla uğraşmayı erteledi. Luther’in de o zaman Papa’yla dolaylı dayanışma içine girip, ‘Türklere Karşı Ordu Hutbesi’ gibi risaleler yazması, Müslüman askerlerini ‘Şeytan’ olarak nitelemesi meşhurdur. Ona göre, ‘Hristiyanlar Tanrı’nın yolundan uzaklaştıkları için, Tanrı da onları cezalandırmak için bu şeytanlarını göndermiştir.’  Sultan Süleyman Viyana’yı kuşatmasını da, İncil’den deliller getirerek Kıyamet’in (Apokalypse’in) yaklaştığının delili saymıştır.

Luther, bu arada Yahudiler hakkında ise daha sert hükümler verir ve ‘Yahudiler ve Yalanları’ adıyla yayınladığı risalesinde, ‘Yahudilere köpek muamelesi yapılmasını, hattâ öldürülmelerini ve mallarına el konulmasını’  ister. Yahudiler o zamana kadar da lanetliydiler, ama, inanç kaynaklı sistematik bir antisemitizm cereyanı Luther’le başlamıştır. Nitekim Hitler zamanındaLuther’in doğum günü olması hatırına 9-10 Kasım 1938gecesi,yüzlerce sinagog yerle bir edilmiştir.

Luther,‘Ben şeytanla boğuşmak için yaratılmışım.. Sözlerim onun için acı ve keskin..’ der.Alman düşünürlerinden Peter Sloterdijkson zamanlardaki bir makalesinde katı prensiplere dayanmak açısından  Luther’levehhabî/ selefîler arasında benzerlik kurmaktan kendisini alamamıştır

***

Evet, bu anlatılanlar çok uzaaak bir geçmişte değil, henüz 500 yıl önce yaşanmıştı.

Üzerinde düşünülecek ilginç noktalar yok mu?

stargazete