Ölüm Yazılsa da Alınlarına, Ölmeyecek Kürt Kardeşlerimiz…!

Nureddin Şirin

Şırnak"ın Uludere ilçesinde günlük ihtiyaçlarını karşılayabilmek için dağ tepe yol aşarak, sınırları geçerek ekmeğin peşinde koşan mazlumlar, bir kez daha yaşadılar ölümün acı darbesini"

Onlar, kağıt üstünde, misak-i milli sınırlarıyla çizilen bir ülkenin "eşit" yurttaşları olarak tanımlansalar da, hiçbir zaman "eşit" olamadılar; kapitalist bir düzenin tüm acımasız tezgahlarında emekleri sömürülen yoksulların, yalın ayaklıların ve horlanıp aşağılananların, lüks, konfor koridorlarında zevk-u sefa çekenler ile hiçbir zaman "eşit" olamadıkları gibi"

Onlar, "yasalar karşısında herkes eşittir" denilen bir ülkede, "ben de varım" diyebilmenin, özgürce var olabilmenin, varlığına yasallık kazandırabilmenin imkanını hiçbir zaman da bulamadılar"

Çünkü inkar edildiler; kendileri olabilmelerine, kendilerini ifade etmelerine, kendilerini yansıtmalarına fırsat verilmedi. Onun için asimilasyon kumpaslarında yıllar boyu öğütülüp faşist imha kararlarına hedef oldular"

Onların üzerine yağan bombalar, bir halkın 35 canına kıymanın ötesinde, insanlık onurunun üzerine düştü; insanlık parçalandı, onur parçalandı, yürekler parçalandı bir kez daha. "Analar ağlamasın" derlerse de, anaları yine ağlattılar, yine ağlattılar"

Birileri hep bu ülkede, birilerinin ölmesini istediler; Çocuklarının da, kadınlarının da... "Doğmamış bebekler dünyaya gelmesin, doğanlar ise daha fazla yaşamasın" dediler"

Bir zaman "asi" bir zaman "eşkıya" bir zaman "terörist" oldular; ama hiçbir zaman diğerleri gibi "eşit" olamadılar; ne Antalya"nın kumsalları, ne Didim"in termal kaplıcaları. Ne Beyoğlu"nun ışıklı caddeleri, ne beş yıldızlı hotellerin kırmızı halı döşenmiş koridorları. Belki onlar bunların resimlerini dahi görmediler"

Sözü uzatmak istemiyorum daha fazla"

Varsın birileri ölüm yazsın alnınıza; ölmeyeceksin kardeşim, ölmeyeceksin"! Varsın birileri ferman çıkarsın çocuklarına; bitmeyeceksin kardeşim, bitmeyeceksin..! Varsın birileri pranga atsın ayaklarına; çökmeyeceksin kardeşim, çökmeyeceksin..!

Elin boş, ayağın yalın, sırtın çıplak olsa da; dağlar, yokuşlar, yamaçlar çıksa da önüne ardı ardına; ahının önünde hiçbir perde yoktur senin..! Varsın hiç kimse olmasın yanında; Kimseler duymasa da sesini, işiten bir Rabbin vardır senin"!

Ve hatırla Rabbinin vaadini:

"Sabah yakın değil mi?"

Not: Geç kaldığımdan dolayı haklı olarak sitemde bulunan kardeşlerimden özür diliyorum.

 

velfecr