Nerede Kalmıştık!

Abdurrahman Dilipak

Cizre’deki operasyonun bitirildiği gün TSK, PYD’yi vurdu. Rejim kuvvetlerinin askeri karakola ateş açmasının ardından anında angajman kurallarına göre cevap verildi. Eşzamanlı olarak Suudi Arabistan ve Katar Hava Kuvvetleri’ne bağlı uçaklar Türkiye’ye doğru harekete geçmek için son hazırlıklarını yapıyordu. Koalisyon, Rusya, Esed rejimi ve İran’ın başedemediği DAEŞ’e Ankara’da yeni bir inisiyatif başlatmaya hazırlanıyor..

Sur’da sona gelinirken, 3 bölgede daha yeni bir operasyon için son hazırlıklar gözden geçiriliyor.

PKK kamplarına yönelik operasyonlar kesintisiz sürerken, HDP’de de ciddi bir çözülme yaşanıyor. Kürt sorununa demokratik çözüm adına HDP’ye verilen oylar, son yaşanan olaylardan sonra geldikleri yere geri döndü. HDP’nin oyu %8’in altına düştü. Gelinen noktada, HDP içinde yaşanan çözülmenin ardından parti grubunda da çözülmeler yaşanabileceği belirtiliyor.

HDP sadece batıdaki büyükşehirlerde değil, doğu ve güneydoğuda da toplumsal tabanını büyük ölçüde kaybetti. PKK ve PYD, KCK gibi yan kuruluşları ile büyük ölçüde uyumu kaybetti. Örgütteki yabancı unsurların belirleyici rolü örgüt içinde ciddi tartışmalara sebeb olurken, aynı şekilde Hıristiyan unsurlar, Alevi ve marksist unsurlarla kurulan yakın ilişki de bu tartışmanın daha da derinleşmesine sebeb oluyor. Örgüt içindeki yabancı istihbarat örgütlerinin kendi içlerindeki farklı tutumları ve emrivaki siyaseti örgüt politikasındaki tutarsızlık ve çelişkileri daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor.

PKK, KCK, HDP, PYD arasında ciddi bir hiyerarşi sorunu yaşandığı ve ortaya çıkan sonuçtan herkesi birbirini suçladığı da gelen haberler arasında.

Bu arada PKK içinde ciddi bir çözülme yaşandığı, örgütten kaçan birçok militanın silahlarını bırakarak Suriye ve Irak’a geçtiği ileri sürülüyor.

Yine bölgeden gelen haberlere göre, operasyonlar sırasında örgütün militan kaybının çok daha yüksek olduğu, çoğunun gizlice açılan çukurlara gömüldüğü belirtiliyor.. PKK’nın militan kadrosunda ölüm ve kaçışlar sebebi ile hastalık ve yaralanma sebebi ile büyük kayıplar olduğu söyleniyor. Örgüt içi hiyerarşi ve iletişim, lojistik çökmüş durumda.

Türkiye bir yandan PKK ve PYD ile öte yandan DAEŞ ile eşzamanlı olarak Paralel yapı ile mücadele ediyor. Suriye’den gelen göç dalgası da cabası. İçerideki muhalefet de işin kreması. Zaten Paralel yapı tek başına püsküllü bir bela. Erdoğan ve AK Parti karşıtı kim varsa yerli, yabancı herkesi örgütlemeye çalışıyor.

Önümüzde 28 Şubat var. 28 Şubat davası hâlâ devam ediyor ama hâlâ bir sonuç yok. Ama darbeye, darbecilere, teröre, Paralel ve derin yapılara giderek artan bir öfke var. Şubat’ın 19’undan başlayarak, birer hafta ara ile 3 cemre, sırası ile havaya, suya, toprağa düşecek. Bahar geliyor arkadaşlar, çiçekler açacak, ağaçların bedenine su yürüyecek. Yapraklar filizlenecek. Tabiat uyanacak... Şubat’ı geçeceğiz sırada 12 Mart. Lanet olası bir darbenin daha yıldönümü. 21 Mart Nevruz. Ardından 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Meclis’in açılışı. Milli egemenlik tartışmaları.

7 Nisan Regaib, 1 Mayıs’ta DİSK ve KESK’e dikkat. Huylu huyundan vazgeçer mi, o da yapacak yapacağını. 3 Mayıs İsra, Türkçülük günü bu sene İsra ile aynı gün. 19 Mayıs malum, 21 Mayıs Beraat.. Mayıs’ın sonuna gelirken Ramazan hazırlıkları başlıyor  zaten. 27 Mayıs’ta yine darbeleri ve darbecileri lanetleyeceğiz. Temmuz başına kadar 30 gün Ramazan bu arada.. Şeytanlar bir kez daha bağlanacak. 29 Mayıs’ta İstanbul’un fethini kutlayacağız. Sultanahmet’te yine Ayasofya’yı hatırlayacağız.

Ramazan Bayramı’nda yine bir araya gelecek dualar edeceğiz.

Birileri bu yoğunluktan kendilerine eylem için zaman bulamıyor biliyor musunuz. CHP’lilerin işi gerçekten zor.. Allah onların işlerini sarp dağlara sardırmış, ömürleri, zamanları ve servetlerinden bereketi kaldırmış. Şimdi Paralelciler, solcular, liberaller oturmuş plan yapıyorlar, Mayıs’ın 10’u ile 20’si arasında yeni bir Gezi ayaklanması yapabilir miyiz diye. Vandallıklarının tadı damaklarında, hevesleri kursaklarında kalmış. 1 Mayıs’ta yavaş yavaş tabanlarını harekete geçirip, 10 Mayıs’ta dört koldan saldırmak.. Sağı, solu, Alevisi, Sünnisi, Kürd’ü Türk’ü, liberali, milliyetçisi, Esed’i, MOSSAD’ı, derini, Paraleli.. İyi bakalım, bir daha denesinler. Biz de 21 Mayıs’ta Beraatimizi kutlar, Ramazan’a giderken önce 27 Mayıs’ta darbecileri bir kez daha lanetler, 29 Mayıs’ta büyük bir coşku ile İstanbul’un fethini kutlarız.

Bu arada bizim tatlı su hayalleri kuran kardeşlerimize hatırlatalım, kılavuzunuza dikkat edin, sizin üzerinizde karanlık planlar yapanların peşine takılmayın. Öfkeniz ve ihtiraslarınız aklınızı zail etmesin.. Son pişmanlık fayda vermez. Kendi düşen ağlamaz. Kendinizi kullandırtmayın.

‘Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın, Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın..’

Selâm ve dua ile..

yeniakit