Muhakeme

Merve Kavakçı

Bir seçimi daha geride bırakırken; ülkemiz adına geleceğe umutla bakarak, bize ilk anda şer gibi gözükenlerde hayırların gizli olabileceğini ve bunun da bilgisinin sadece Rabbimizde olduğunu kendimize hatırlatıyoruz. 

AK Parti gibi, kurulduğundan çok kısa bir süre sonra iktidara hem de öyle böyle değil, önemli bir oy oranı ile yükselen, yıllar içinde de siyasi paradigmaların önkabulü ve okumasının aksine oy patlaması ile bu konumunu güçlendiren bir partinin bugün itibariyle birinci parti olmasına rağmen kendi kendine yükselttiği çıtayı muhafaza edememiş olması hiç şüphesiz ilk anda bir şaşkınlığa sebebiyet vermiştir. Ancak bu başarısızlık mıdır, hayır. İfade ettiğim gibi AK Parti kendi kendine oluşturmuş olduğu başarı mizanında bir kayıp yaşamıştır, şimdi moral bozukluğuna fırsat vermeksizin gerekli dersleri ivedi bir şekilde çıkarmak, bu uzun soluklu yarışta yola koyulmak gerekir.

Evet halkımız yine AK Parti demiştir! Bu seçimde almış olduğu yüzde kırk üstü oy AK Parti’nin kemikleşmiş oyudur diyebiliriz. Şöyle ki; genel bir okuma yapmak gerekirse, önemli bir miktarda Müslüman, muhafazakâr, dini bütün, politize olmuş İslami kesimin oyudur bu. Ne olursa olsun, büyük resmi aklından çıkartmayan, kırılsa da gücense de AK Parti diyen kesimin oyudur bu. Hak için AK Parti diyen kesimin oyudur bu. AK Parti oylarının içinde tam anlamıyla bu tasvirin kalıplarının içine oturmayan ve fakat bu iktidardan nemalanan seküler, liberal kesim ve de şahıs anlamında hareketin kurucusu ve lideri olarak Tayyip Erdoğan’a muhabbet besleyenleri de ilave etmek gerekir. İçte ve dışta oynanan kirli oyunlara, yapılan bütün şer ittifaklarına rağmen yüzde kırk üstü alınmış bu oy önemli bir başarıdır hiç şüphesiz. Bu seçim sonucu şu anlamda önemlidir ve bir ilki temsil etmektedir, bu vesileyle, AK Parti ilk defa kendine gönül veren kemik oyu görme imkanı bulmuştur. Zaman içerisinde siyasi ittifak içinde bulunduğu, ancak “pazara kadar” olan ilişkilerin, liberallerle veya paralelcilerle olan dönemsel birlikteliklerin sona ermesi ile yoluna tek başına devam eden bir AK Parti kendisine gönül veren gerçek kitleyle ilk defa böylece kucaklaşmıştır.

Peki eskiye nazaran oylar nereye kaymıştır? Yani “swing vote” tabir edilen sallanan oylar (bir salıncak düşününüz, bir ileri bir geri sallanıp duruyor misali) yani aslında AK Parti’ye gidecek oylar değil de ama konjonktürel olarak ona eklenebilecek oylardır bahsettiğimiz ve bu oylar çeşitli şekillerde dağılmıştır. Bir kısmı MHP’ye gitmiştir. Bu kayma tamamen konjonktüreldir. 28 Şubat döneminde kurulan DSP-MHP-ANAP koalisyonundaki DSP’nin ve MHP’nin durumu gibidir bu durum. Bir varmış bir yokmuş partileridir bunlar ki o koalisyon döneminin hemen akabinde 2002 seçimlerinde DSP’nin esamisi okunmamıştır. MHP’nin yıl be yıl AK Parti’ye vermiş olduğu ödünç oylar bu seçimle geri alınmıştır da diye düşünülebilir. Veya AK Parti oylarından milliyetçi küskünlerinki MHP’ye kaymıştır.

Malumunuz, CHP durduğu yerde durmaktadır bu seçimde de. Ama CHP’lilerin asıl fonksiyonu kendi partileri yerine HDP için çalışmaları olmuştur, bu seçimde. Ben vermiyorum ama sen ver söylemi bu noktada karşılık bulmuştur ve düşmanımın düşmanı dostumdur diye düşünen CHP’liler HDP’yi içlerine sindiremeye sindiremeye barajdan çekip çıkartmışlardır. Benzer bir tutumu eski küskün İslamcılar ve baş düşman paralelciler de yapmıştır. İkincisine şaşmıyorum, çünkü onlar her şeyi mübah görür, öğretileri bunu gerektirir, ama ya birinciler, nasıl olur da ikincilerle ortak olur AK Parti’ye vururlar… Çıkar ilişkisi nasıl bir kurgudur ki, insanı bu denli kör eder…

Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler!

yeniakit