Minik Ayşe'nin İçinde Kalan Ukde

Hakan Albayrak

Şimdi 20 yaşında olan kızım Ayşe, 5-6 yaşındayken bir gün “Baba, ölünce cennete gideceğiz, değil mi?” diye sordu.

“İnşaallah kızım” dedim.

-Sultan Fatih ve Sultan Alparslan da cennete gidecek, değil mi?

-İnşaallah kızım.

-Cennette onlara şakacıktan bir şey söyler misin?

-Ne söyleyeyim?

-Komik bir şey söyle de iyice gülsünler.

***

Meğer, çok sevdiği, her gün tekrar tekrar seyrettiği ve evimize gelen bütün çocuklara da seyrettirdiği “Fatih” ve “Alparslan” çizgi filmlerinde bu sultanlarımızın hiç gülmediğini fark etmiş, bunu dert edinmiş Ayşe.

Öyle bir dert edinmiş ki, uykusunda bile bununla uğraşmış.

O gece gördüğü rüyayı anlattı:   

“Cennetteydim. Gül bahçesinden kahkaha sesi geldi. Gittim baktım; Sultan Fatih’le Sultan Alparslan bir çardakta oturmuş gülerek sohbet ediyordu. Çok sevindim baba.”

Anladım ki, ‘Cennette onlara şakacıktan bir şey söyle, komik bir şey söyle’ derken, çocuk aklıyla, sevdiği sultanları hiç değilse cennette gülerken görmeyi garantilemek için lobi faaliyetinde bulunuyormuş.

***

TRT’de “Diriliş - Ertuğrul” ve “Payitaht – Abdülhamid”in fragmanlarını ne zaman görsem, Ayşe’nin çocukluğundaki o ukdeyi hatırlarım.

Şu çatık kaşlar biraz gevşese, kahramanlarımız biraz neşelense diyorum…

İçinde bulundukları şartlar ne kadar çetin olursa olsun, oncağıza mahal olsa gerek.

Olur ya; belki günümüzün minik Ayşe’leri de izliyor ve hallerine üzülüyordur.

Biraz neşe, biz yetişkinlere de iyi gelir.

***

Filmlerdeki eski sultanlar veya beyler bir yana, günümüz devlet erkânında ve genel olarak siyaset sınıfında da güler yüze pek rastlanmaz oldu.

Bir kaş çatma, mürebbiye gibi parmak sallama yarışıdır gidiyor.

Tamam, zorlu kavgaların içindeyiz ve bunlar elbette olacak, ama ara sıra havayı yumuşatmak lazım.

Yoksa çatlatır bizi bu gerginlik.