Başbakan Binali Yıldırım, kamuda Gülen örgütüne yönelik soruşturmalar kapsamında yanlış görevden almalar veya haksızlıklar olması durumlarında müdahale edilmesi için illerde kriz merkezi kurulması talimatı verdiğini açıkladı.
Yıldırım, valiler toplantısında konuştu. Başbakan Yıldırım, "Başbakanlık Müsteşarlığı başta olmak üzere bütün illerde bir nevi 'kriz merkezi' oluşturacağız. Yani bu konularda 'kendisine haksızlık yapıldığı kanaati' olan, bu şekilde size dönüş yapan veya sizin tespitleriniz varsa bunları oluşturacağınız birim vasıtasıyla toplayın. Şüphesiz yanlış hesap Bağdat'tan döner. Yanlış yapıldıysa, adalete ve hukuka uymayan bir iş varsa bu operasyonlar tamamlandıktan sonra dönülüp bakılacak ve yapılmış yanlışlar varsa düzeltilecek." dedi.
"Mesele milletin menfaati ise hata yapın, hata payı var ama hainlik yapmayın" diyen Başbakan, "Zaman zaman titiz davranılmadığı yönünde şikayetler geliyor. Yaşla kurunun birlikte yandığı yönünde serzenişler geliyor. İntikam duygusuyla değil adaletle hareket edeceğiz. Bu mesaj kime? Karar veren herkese. Buna savcılar da, hâkimler de, kamu görevlileri de dahil" diye konuştu.
'Kılı kırk yarın'
"Bizim bunların tek tek doğruluğunu kontrol etmemiz mümkün değil" diyen Yıldırım, "Toplumda vicdanları rahatsız edecek, 'bu da yapılır mı' denecek bir olay yaşanmaması için kılı kırk yaracaksınız arkadaşlar. Ölçümüz belli, baştan dedik, 17 – 25 Aralık sonrası. Öncesi bizim için geçerli değil. 17- 25 Aralık örgütün devletle bilek güreşi yapmaya karar verdiği gündür. O günden sonra bu örgütle irtibatlı iş yapanlar varsa bunların mazur görülmesi asla düşünülemez" ifadelerini kullandı.
"Bu işi gündemimizden çıkarmamız lazım. Devletin kılcal damarlarına sızmış alçak terör örgütünün bütün mensupları tasfiye edilmeli, temizlenmeli" diyen Başbakan, valilere katıldıkları etkinliklerde de seçici olmalarını tavsiye etti, devlet işlerini aksatmamalarını istedi.
'İşi sulandırmayalım'
"Yanlış hesap Bağdat’tan döner" diyen Yıldırım, "Yapılmış yanlışlar varsa düzeltilecek. Yüzde 100 doğru yapılamayacağını baştan kabul ettik. Örgüt saydam değil. İlişki ağları, tespitte bize zorluk çıkarıyor. Bazen yaşanan olaylar düşünün, yıllardır birlikte çalıştığınız insan sizi derdest edip götürüyor. Böyle bir örgütle karşı karşıyayız. O yüzden değerli arkadaşlar bu konularda ne işi sulandıralım ne de bariz hatalara izin verelim" diye konuştu.
'Taşrada hissedilmedi'
"OHAL meselesi ile Jandarma, sahil güvenlik içişlerine bağlandı" diyen Yıldırım, "Gördüğüm kadarıyla, taşrada tam anlamıyla hissedilmedi. Kastım şu, Jandarma, emniyet, sizin için ikisi de aynı. Bölgesel görev yerleri bakımından fark var, gerisi aynı. O yüzden oradaki sevk ve idarede bu hususu gözden uzak tutmayın. Emniyete ne kadar önem veriyorsanız jandarmaya da aynı önemi verin" dedi.
Yıldırım, belediyelerle ilgili düzenlemeye de değindi:
"KHK'da özellikle Doğu ve Güneydoğu'da terörle irtibatlı, teröre öyle veya böyle destek veren belediyelerle ilgili bir düzenleme yaptık. Burada belediye başkanlarıyla ilgili büyükşehirlerde İçişleri Bakanı, illerde valiliklerimize tam yetki verildi. Bu konuda lütfen çekingen ve ürkek davranmayın. Ülkenin kaynaklarının, polisi, jandarması, korucusuna kurşun olarak dönmesine asla izin vermeyin. Bu bir vebaldir, bu büyük bir sorumluluktur, hiç tereddüt etmeyin."
'Tıpış tıpış ifadeye gelecek '
Başbakan Yıldırım, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın ifadeye çağrılmasına da şöyle değindi:
"Terörle iltisaklı parti çıkmış, ‘Efendim işte bu belediyelere falan ilişirseniz, şöyle yaparsanız böyle yaparsanız sivil direniş başlatacağız’…Kardeşim, Türkiye hukuk devleti, hiç kimse kusura bakmasın, hiç kimse hukuktan üstün değildir. Sıfatı ne olursa olsun, öyle dışarıdakilerin sırtını sıvazlamakla, üç beş tane silah ellerine vermekle kendilerini bu büyük devlete, bu büyük millete kafa tutacaklarını mı zannediyorlar?
Kusura bakmasın, daha onların söylediği 6-7 Ekim’in hesabı duruyor, önce o hesabı verecekler, sonra da bu büyük büyük laflar etmenin ne demek olduğunu görecekler. Türkiye bir hukuk devleti, hukuk devletinin gereği yapacak. Mahkeme çağırıyorsa, tıpış tıpış gelip ifadesini verecek, yağma yok."
Soylu: Darbe üretmeyen sistem
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da alınan tedbirlerin darbe üretmeyen bir sisteme yönelik adımlar atmak olduğunu söyledi. Soylu, "Tedbirlerin tümü darbe üretmeyen bir sisteme yönelik adımlar atmaktır. Sistemimizdeki açıkların kapatılmasına yöneliktir. Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın bakanlığımıza bağlanması, operasyonel gücünü artırmıştır" ifadelerini kullandı.
Kaynak: Al Jazeera