İsrail gazetesi Maariv, pazar günü yayımlanan haberinde, eski Başbakan Naftali Bennett’in Telegram hesabının ele geçirilmesi ve içeriğinin yayımlanmasının ardından, dün hackerlardan yeni bir mesaj daha ulaştığını yazdı.
Gazeteye göre hackerlar, İsrail hükümetindeki bakanların, Knesset üyelerinin, siyasi figürlerin, üst düzey devlet yetkililerinin ve diğer bazı isimlerin telefonlarını ve sosyal medya hesaplarını ele geçirmeyi başardıklarını iddia etti.
Maariv, gerçekten de bazı İsrailli şahsiyetlerin telefonlarındaki uygulamalara sızılmış olmasının muhtemel olduğunu belirtti.
“Faaliyetin boyutu ve ihlalin derinliği önümüzdeki günlerde netleşecek”
İsrail iç istihbarat servisi Şin Bet (Şabak), iki gün önce yaptığı açıklamada, yaklaşık 30 yaşındaki Rus vatandaşı Vitaly Zvyagintsev’in, İran istihbarat birimleri adına güvenlik suçları işlediği şüphesiyle takip edilip tutuklandığını duyurdu. Zvyagintsev’in İsrail’de çalışan bir yabancı işçi olduğu kaydedildi.
Şabak’ın soruşturmasına göre Vitaly, Ekim 2025’ten itibaren İran istihbaratından olduğunu söyleyen, kendisini “Roman” adıyla tanıtan ve Rusya’da yaşadığını iddia eden bir kişiyle temas kurdu.
Ayrıca, “Roman”ın yönlendirmesiyle Vitaly’nin turistik örtü altında İsrail’in çeşitli bölgelerindeki limanlarda altyapı tesisleri ve gemilerin fotoğraflarını çektiği, karşılığında ise dijital yollarla para aldığı ortaya çıktı.
Gazeteye göre, Rus ajanının yönlendirilmesine ilişkin bu dosya, Şabak’ın ortaya çıkardığı 34’üncü, hatta muhtemelen 35’inci vaka. Büyük ihtimalle henüz açıklanmamış başka dosyalar da bulunuyor.
Maariv’in haberinde şu ifadeler yer aldı:
“İran, İsrail’e karşı yürüttüğü savaşta büyük bir çaba sarf ediyor ve bu kez dijital alanda faaliyet gösteriyor. İranlılar, cep telefonlarını, dijital hesapları ve sosyal medya ağlarını hackliyor; İsrailli gençleri, ülkede yaşayanları veya turistleri casusluk görevleri için devşirmeye çalışıyor.”
Haberde ayrıca şunlar belirtildi:
“Bunlar, derin gizlilik içinde klasik casusluk faaliyetleri olmayabilir; ancak İsrail’in güvenliğine ciddi zararlar verebilecek büyük bir potansiyele sahipler. Bu durumlar kesinlikle hafife alınmamalıdır.”
Gazete, İran’ın “dijital spektrumun tüm boyutlarını ele geçirdiğini” ve bunu geniş bir alanda kullandığını vurgulayarak, hedeflerinin İsrail’e zarar vermek olduğunu yazdı. Bu kapsamda: korku yaymak, toplumda herkesin İranlı hackerların kapasitesi karşısında savunmasız olduğu hissini oluşturmak, vatandaşların devlete olan bağlılığında çatlaklar yaratmak, toplumsal moral ve motivasyonu düşürmek gibi uzun bir eylem zincirinin hedeflendiği ifade edildi.
“Tahran’da hâlâ ışıklar yanıyor”
Haberde, İsrail’in güvenlik ve askeri kurumlarının bu alandaki performansı da eleştirildi. Buna göre, dijital tehditler ve siber güvenlikle ilgilenen çok sayıda kurum arasında ciddi bir dağınıklık bulunuyor: Şabak, Ulusal Siber Otorite, Ulusal Güvenlik Konseyi, İsrail ordusu (bu alandaki sorumluluğun birden fazla birime dağılmış olması), Savunma Bakanlığı bünyesindeki gizli güvenlik birimi Malmap ve diğerleri.
Gazete şu değerlendirmeyi yaptı:
“Her acemi futbol antrenörü bile savunmanın tek bir yolla yapılacağını bilir: hücum ederek.”
Ancak Maariv’e göre İsrail, dijital alanda İran’a karşı saldırı başlatmıyor. Gazete, İran’a yönelik siber saldırıların şu aşamada İsrail ile İran arasında caydırıcı bir denge oluşturacak kadar etkili görünmediğini de belirtti.
Buna kanıt olarak da, İsrail’in eski başbakanının Telegram hesabının —İsrail yönetiminin sembolik isimlerinden birinin— hacklenmesine rağmen Tahran’da hâlâ ışıkların yandığını; telefon ve internet sistemlerinin çalıştığını, ATM’lerin ve benzin istasyonlarının normal şekilde faaliyet gösterdiğini, sanki dijital alanda bir savaş yokmuş gibi durumun sürdüğünü aktardı.
Son olarak gazete, İsrail’in bu “dijital savaş”taki performansını, 7 Ekim’den önce Lübnan cephesinde ve Gazze karşısında sergilediği tutuma benzetti.