Kurban!

Abdurrahman Dilipak

 

Kurban bir bayramın adı..
Bizde iki kutsal bayram var, Ramazan ve Kurban.. Ramazan Kadir gecesi ile taçlandırılmıştır, Kurban Hac’la.
İki kutsal gece vardır. Kadir gecesi ve İsra.
Alışmıştık, her Kurban Bayramı’nda Suriye’de kolera çıkardı ve deri savaşları olurdu.. Koç kurban ederken elini kesen acemi kasap haberleri olurdu, bir de kaçan boğaların peşinden koşan adamlar..
Her Ramazan’da eskiden fitre zarfları dağıtılırdı okullarda ve Ramazan Bayramı’nın adı şeker bayramıydı..
Köprünün altından çook sular aktı.. Devlet eliyle yapılan bu zulümleri şimdi birileri sivillere devretmeye çalışıyor..
Bu kez deri kavgası yapmıyoruz. Hayvanseverler devraldı krizi..
Her kurbanda çıkarlar ortaya.. Koçlar hayvandır ama, tavuklar değil sanki. McDonald’s ya da KFC kapısında eylem yapan hayvansever gördünüz mü? Afişlerde var ama, sokak eylemlerinde yoklar nedense..
Ya da Yılbaşında hindi kesilmesine karşı çıkan var mı? Yoktur..
Yılbaşında çam devirmeye karşı çıkan çevreci de yoktur pek..
Maksatları belli zaten, niyetleri üzüm yemek değil, bağcı dövmek.
Din hakkında bir malumatları da yoktur. Hem de “bu sene kurban hacca denk geldi” diyecek kadar.. Bilmezler, bilmediklerini de bilmezler, öğrenmek de istemezler aslında.. Şecaat arz edeyim derken sirkatin söyleyen adamın haline düşerler.. Hem cehaletin bu kadarı ancak eğitimle mümkündür diye boşuna dememişler.
Habere bakar mısınız: “Kurbanda birileri yine meydanlardaydı. İzmir’de, Kurban Bayramı’nda hayvan kesimine dikkat çekmek isteyen Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri adlı grup, tiyatro oyunu sergiledi. Temsili hayvan kesimi yapan grup eylemde, ‘Hayvanlar için bütün insanlar nazidir’ sloganı attı. İzmir Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri, esaret altında olan, soykırıma tabi tutulan tüm hayvanların özgürleştirilmesi için dünya ile eşzamanlı olarak buluşup insan faşizmine karşı ses çıkardı. Yaklaşık 30 kişiden oluşan grup, meşaleler eşliğinde Kıbrıs Şehitleri Caddesi boyunca yürüdü. Bir slogan: “Bırakın kuşları yıkın elektrik direklerini kuşlar bulutlara konsunlar”…
Özgürlük deyince çıplaklık, porno, dekolte ve içkiyi hatırlıyorlar.. Yakında uyuşturucunun serbest bırakılmasını isteyebilirler.. Mesela hintkeneviri, yani esrar çimenden daha fazla oksijen üretiyormuş.. Hani o da yeşil ya, “hintkenevirine özgürlük” diye de çıkabilir birileri.. Sahi ne serada yetişen bitkiler özgür, ne de tavuk çiftliklerindeki tavuklar.. Arıların kendileri için biriktirdiği balı niye alır insan. “Bütün insanlar, bal arılarının gözünde hırsızdır” diye bir slogan nasıl olur. Hayvanların sütlerini de almayalım, tavukların yumurtalarını da.. Mobilyaları da bırakalım, kağıt da kullanmayalım..
İnsana göre hayvan neyse, hayvana göre bitki de o.. Sahi ata, eşeğe, deveye niye biner insanlar ki.. At arabaları, faytonlar da kaldırılsın oldu olacak..
İzmirliler, bu işi Anteplilere ve Urfalılara zor anlatır..
Etoburluğa karşı çıkanlar, sahi neden otoburluğa karşı çıkmıyorlar.. Sokakta yürürken ezdikleri karıncalar için ne düşünüyorlar ya da bindikleri geminin pervanesine takılan balıklar hakkında..
Hani böyle yaşamak istiyorlarsa kendileri bilir de, bizim kurbanımıza niye karışıyorlar ki! İneği kutsal kabul eden Hindular bile bu konuda daha ihtiyadlı.. “Katil”, “Nazi” suçlaması ne kadar gerçekçi!.
Bu arada hayvanseverlerin 269 sayısına nereden ulaştıklarına baktım, İsrail kaynaklı bir hareket.. “269” bir İsrail mandırasında doğan ve kulak numarası 269 olan ve kesilen bir buzağı ile ilgili bir hikaye! Birileri bu hareketi yaygınlaştırmak istiyor.. Bu numara da bu hareketin kod adı olmuş.. Hayvan kesmeyi “soykırım” olarak kabul ediyorlar. Türkiye bu iş için uygun bir zemin. “İslamifobia” için de elverişli.. Basının kurban olayına bakışını da bu komplo ile ilişkilendirmek mümkün. Bana öyle geliyor ki, hareket vicdani olmaktan çok politik. Türkiye’de ilk başlangıç noktasının İzmir olması da dikkat çekici..
Sahi bu arkadaşlar hayvanları kendi aralarında kategorilere ayırıyorlar mı? Mesela sinek ve böcekler hakkında ne düşünüyorlar.. Hayvanlar arasında ayırımcılık yapıyorlar mı mesela..
2 Ekim 2012’de, Tel-Aviv’de bir grub Rabin Meydanı’nda ‘Dünya Çiftlik Hayvanları Günü’ ilan etmişler. Hayvan hakları savunucuları, insanlar tarafından istismar edilen hayvanlar için dayanışma ve empati eylemi yapmış. Hayvan kurban etmeyi ve kesmeyi bir “zulüm” dolayısı ile “suç”, hatta “soykırım” olarak kabul ediyorlar.. olarak görüyorlar..
Sahi, kurban yerine ne kesilmesini öneriyor bu kişiler. Mesela Zekeriya Beyaz zekasıyla düşünecek olursak, kan yerine domates salçası soslu, koyuna benzetilmiş bir soya kurbanı olabilir mi?
“Bayrama evet, kurbana hayır”, “Can değil nefsini kurban et”, “Et yemek atalarımızdan bize miras kalan bir vahşettir..” “Tanrı varsa can almak sana düşmez”. Bunlar da Vegan özgürlük hareketinin sloganları..
Evet, işte böyle. Bayramınızı tekrar tebrik ediyorum. Selâm ve dua ile..

yeniakit