Kudüs üzerine bir ilginç gösteri

Selâhaddin Çakırgil

27 Aralık akşamı Haliç Kongre Merkezi’nde Kültür Bakanlığı’nca hazırlatılmış ve 50’yi aşkın oyuncunun sergilediği, Zamanın Kudüs’ü’ / Kudüs’ün Zamanı’  konulu tiyatromsu bir gösteri vardı.

Haliç-Kongre Merkezibinlerce insanla hınca hınç doluydu.

Kudüs’ün binlerce yıllık uzuuun tarihi iki saatliğine de olsa kısaca anlatılıyordu. Sahnelenen oyunun havasına kendisini kaptıran binlerin hançeresinden tekbîr sadaları yükseliyor, niceleri de avuçları patlarcasına alkışlıyorlardı, bazı sahneleri..

Ana hatlarıyla güzel olan bu gösterinin Anadolu’nun özellikle büyük şehirleri başta olmak üzere bütün ülkede sergilenmesinde fayda var.

***

Ancak, Kudüs’ün fethi sırasındaki Hz. Ömer’in temsilî olarak gösterilmesi yanlıştı.. Peygamberlerden ayrı olarak, Hulefâ’y-ı Râşidîn’in ve diğer ilk dönem İslam büyüklerinin temsilinde de, -evet, onlar da birer insandırlar, ama-, yüzlerinin gösterilmemesi veya flulandırma gibi tekniklerden istifade edilmelidir. Yoksa, meşhur ‘Çağrı’ filmindeki Hz. Hamza rolünü oynayan ‘Anthony Quinn’in, çoğu izleyicilerin zihinlerine Hz. Hamza olarak yerleşmesi gibi bir yanlışlığa düşülür.

Bu, her tarihî isim için söz konusu değil elbette.. Nitekim bir Nûreddin Zengi, Salâhaddin Eyyubî, Yavuz Selim veya 2. Abdulhamîd tiplemeleri zihinlerde yanlış kalmaya müsait değildir; ama, inanç dünyamızın isimlerinde bir ayrı hassasiyet vardır.

***

Bir diğer nokta hassas ise.. O kadar İslamî mesajlar verilen bir programın sonunda okunan, ‘Ceddin dede, neslin baba…' şeklindeki mehter marşı idi.. O marştaki bir etnik unsuru yücelten sözlerin derinden derine bir takım karşı kavmiyetçi duyguları körükleyeceği de unutulmamalıdır.

Biz İslam Milleti olarak hele de son asırlarda, Müslüman kavimlere musallat olan bu kavmiyetçilik belâsından çok ağır darbeler yemişken, yanlışta hâlâ ısrar niye? Bizi bir araya getiren aslî harç, İslam inancıdır.Böyleyken, bir etnik unsuru yücelten beyanlar, ancak fitne ateşini tutuşturmak isteyenlerin emellerine hizmet eder. Fitneye teşne olan şeytanî odaklara pay kaptırmamak gerekir.

 

NOT:

1-Son KHK’da, ‘darbe yapmaya kalkışanlara karşı koyan sivil vatandaşlara yargı muafiyeti getirilmesi’ konusunda muğlaklık iddiaları tartışılırken, bu satırların yazarı da hukuk öğretimi görmüş birisi olarak bir muğlaklık olduğu görüşünde, nice hukukçular gibi.. Esasen, bunu bizzat Adâlet Bakanı’nın beyanları da zımnen ortaya koyuyor. Çünkü ‘bu düzenlemenin sadece 15-16 Temmuz 2016 günü hadiseleri için olduğunu’ söylüyor ama kararnamedeki düzenlemede bu nokta gözükmüyor. Yarınlarda, bu düzenleme başkalarının elinde tersyüz edilip halkımıza 90 yıl boyunca zulmedenlere bir fırsat sunmuş olur.

Her karşı çıkışta hemen bir muhaliflik kokusu aramak yerine, düzenlemede mantıkî bir yanlışlığın olup olmadığı düşünülmeli ve gereken düzeltme yapılmalı değil midir? 

2- CHP’li bir milletvekili, bu kararnameyi farklı yorumlamış..‘Siyasetçidir, hakkıdır..’ denilebilir. Ama üstelik de eski bir savcı- yargıç olması hasebiyle ne dediğinin hukukî çerçevesini daha iyi bilmesi gereken bir kimse olarak söyledikleri, en basit ahlâk kurallarını bile yok sayıyor; bir hakaretnâme.. Çünkü, aynen, Bu düzenleme, ‘Benim bir sürü itim var, bunları salarım sokağa ve onlara af bile getirebilirim’ mantığını toplumda yayma anlayışıdır.’ diyor. 15 Temmuz’da direnen halkımıza bakışındaki hıncı böyle dile getirebilmiş.. O milyonlar da o sözleri ona iade ederler herhalde..

Bu milletvekili, üstelik de, Danıştay Savcısı iken, KK’nın Sosyal Sigortalar Kurumu’nun başında bulunduğu yıllara ait yolsuzluk iddialarını soruşturan ve dosyanın kapatılmasını sağladığı belirtilen kişi imiş, medyada yazılan ve yalanlanmayan iddialara göre...

KK da onu 2 dönemdir milletvekili seçtiriyormuş.. Yâni, bir tuhaf vefâ duygusu söz konusu..

Zaman zaman, siyasette ahlâkın gerekliliğine değinen CHP Gn. Başkanı KK, bu konuşma karşısında sessizliğini sürdürüyor. Birileri de çıkıp, KK’ya, ‘Etrafına yığınla ‘.t’lerini alıp yollara çıktın, yürüdün, mitingler yaptın..’ deseydi; o zaman feryat etmez miydi?

Ama, KK’dan böyle bir empati yapması beklenmez.

stargazete