Kılıçdaroğlu, Cipras’ın neresinde?

Merve Kavakçı

Veya siyaseten neresine düşer, sağında mı yoksa solunda bir noktaya mı? Soruyorum çünkü, hatırlarsınız, birkaç hafta önce Yunanistan’da radikal sol zihniyeti ile temayüz etmiş Syriza hareketi seçimlerin galibi olarak çıkınca bizdeki solcular pek bir heyecanlandılar, onların bu heyecanına da benim de aralarında olduğum bazılarımız heyecanlanmış, iyi de size ne oluyor diye sormuştuk. Komşuda pişen bize de düşer mantığının getirdiği bir hareketlenme idiyse bu, geçmişte Türkiye’ye yarar pek bir örneği de olmamıştır, benzer bulaşıcı değişimlerin.

Beğenmediğimiz Yunanistan’ın bizdeki solcularınkinden daha ileride bir solcu hareketi olduğu aşikâr. Bunun da ötesinde, beğenmediğimiz Yunanistan’da bizimkinden daha ileri bir demokrasi olduğu da gözüküyor. En azından insan hak ve hürriyetleri açısından. En azından ifade hürriyeti bağlamında... Göreve başlayan Syriza liderlerinin yemin töreni bütün bunların en güzel kanıtlarından biri.

Yedi farklı partiden 300 milletvekili, parlamentoda yapılan yemin törenleri ile görevlerine resmen başlamış. Yunanistan’da seçilmişlerin göreve başlama seremonisi iki kısımdan oluşuyor. Siyasi ant içme ve dini ant içme bölümleri bunlar. Dini ant kısmı Yunanistan Başpiskoposu İeronimos’un yönetimindeki bir ayın şeklinde gerçekleştiriliyor. Geçtiğimiz seçimlerde, iktidar olan Syriza hareketinin başındaki Cipras, ateist olduğu için dini yemin kısmını yapmamayı seçiyor. Yunanistan’da bu bir rejim krizi haline gelmiyor, Cipras siyasi andını içiyor ve başbakan olarak göreve başlıyor. Aynı törende Yunanistan Komünist Partisi (KKE) milletvekilleri de var. Onlar da başka bir gerekçe göstererek dini yemin kısmına katılmıyorlar. Onların düşüncesine göre, dini ant içme prosedürü dinin siyasi platforma taşınması anlamına geliyor ve buna karşı olunmalı, bu prensip gereği sadece siyasi yemin edip göreve başlıyorlar. Yine rejim elden gitmiyor. Ne onlara birileri saldırıyor, ne onlar başkalarına...

Sonra sıra Müslüman milletvekillerine geliyor. Hem de üçü de Türk asıllı bu seçilmişlerin. Yunanistan millet meclisinde ne kimse onlara had bildirmeye kalkışıyor, ne de onları dışarı dışarı diye kovmak istiyor. İktidar Syriza’nın İskeçe Milletvekili Hüseyin Zeybeki, Kur’an-ı Kerim’e el basarak yemin ediyor. Ne rejim yıkılıyor, ne Yunanistan. Yine aynı partinin Rodop milletvekilleri Mustafa Mustafa ve Ayhan Karayusuf ise sadece siyasi andı içmeyi tercih ediyorlar, onları da kimse kovalamıyor, aforoz etmiyor.

Sonuç itibariyle, Türkiye’deki CHP’lilerin, kendilerinin Yunan versiyonu olduklarını iddia ettikleri Syriza siyasi, dini, o veya bu şekilde ant içme konusunda olay çıkartmıyor. Vay efendim Kur’an’a el basmak da ne demek diye ortalığa dökülmüyor. Bu durumda ne dememiz gerekiyor... Ya CHP, Syriza’nın sokak aralarında satılan çakma mallar misali ucuz bir kopyası ya da “daha çook fırın ekmek yemesi lazım” diyebileceğimiz çelimsiz bir çömezi.

yeniakit